Hello
Ben geldim.
Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar.
Kulağım uğulduyordu. Net duyamıyordum. Karnım çok ağrıyordu. Gözlerimi açacak, kolumu kaldıracak gücüm yoktu.
"Thomas." Gözlerimi zar zor açıp Ricky'e baktım tekrar. Yatağım cam kenarındaydı. Gözlerim hareketliliklerle dışarı kaydığında eve doğru koşarcasına gelen Dylan, Clara ve Stevens'ı gördüm. Her şeyin boka sarmaya başladığını biliyordum.
İçimde bir his vardı. Sanki birisi yaşama olan enerjimin bir kısmını çekip alıyormuş gibi hissediyordum. Aklımda mavi gözlü adamın dediği şeyler canlanıyordu ara sıra. Yapmamam gereken şeyleri yaptığım için cezasını çekiyor gibi hissediyordum. Sanki zaman çizelgesi beni silmeye uğraşıyor gibi.
Odanın kapısı saniyeler içinde açıldığında gözlerimi kapattım yavaşça. Kulağımın uğuldaması geçiyor, sesler daha net kulağıma doluyor gibiydi. Tekrar açtığımda Dylan dibimdeydi. Titreyen elini kaldırıp yanağıma koyduğunda gözlerine bakmaya devam ettim. Gözleri vücudumu turluyor, gözlerinde kendini suçlar bir ifade oluşuyordu gittikçe.
"Bakayım, dur." Stevens onu kaldırıp önüme oturduğunda gözlerimi aşağı indirdim. Çenemden tutup başımı kaldırdığında dişlerimi sıktım acıyla. Gözümden birden dolan acıyla bir damla düştü. "Ne oldu?" Gözlerine baktım bir süre.
"Merdiven..." Derin bir nefes çektim içime. "Merdivenden düştüm." Sesim hırıltılı çıkmıştı. Clara ve Ricky bir şey demedi. Eğer gerçeği Dylan bilirse, Chris'i öldürürdü. Biliyorduk. Yalan söylemem hepimizin karınaydı.
"Yalan söylüyorsun." Dylan'a baktım yavaşça. Bana yaklaştı, yatağımın yanında çömeldi ve elimi tuttu yavaşça. "Söyle hadi."
Stevens onun bir şey demesine izin vermeden tişörtümü kaldırdığında engel olmaya çalıştım ama çok geçti. "Aman Tanrım." dedi şokla eli ağzına giderken. Korkuyla Dylan'a baktım. Titreyen gözleri şimdiden komple morarmış ve kırmızılık dolu karnımdaydı. Bakışları yavaş yavaş netleşiyordu ve ne olup bittiğini yavaş da olsa anlamlandırdığına yemin edebilirdim.
Şokla bana bakarken dolu gözleriyle sertçe yutkundum. Gözlerim dışarıdaki hareketlilik ile tekrar dışarı kaydığında Chris'i gördüm. Dylan'ın bakışları ona kaydı. Kalbim korkuyla çarpmaya başladı. Niye gelmişti? Gelmeseydi Dylan'ı bir şekilde kandırabilirdim.
"Orospu çocuğu."
"Dylan o yapmadı." dedim hızla düzeltmeye çalışarak. Dişleri öfkeyle sıkılırken eli yumruk oldu. Hızla odanın çekmecesine gidip açtı, silah çıkardığında gözlerim aralandı şokla. "Dylan!" diye bağırdım. Hızlı adımlarla odadan çıktığında Ricky de arkasından çıktı hızla ama yetişebileceğine ya da onu durdurabileceğine dair inancım sıfırdı.
İnleyerek doğruldum ve cama yaklaştım. Dylan'ın dışarı çıkışını izledim. Silahını direkt olarak Chris'e doğrulttuğunda kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Herkes apar topar odadan çıktığında Chris'in bakışları onu buldu.
Ricky'nin Dylan'ın üstüne atlamasını izledim silahın patlamasına engel olamamıştı. Chris'in bağırışı kulağıma kadar gelirken yere yığılışını izledim. Nefes nefese kapattım perdeyi. Dışarıdan bağırma ve çığlık sesleri gelirken ellerimi kulaklarıma kapattım. Bir cümle boğuk bir şekilde aklımda yankılanıyordu ve başıma inanılmaz bir ağrı saplanmıştı birden. Bu kabustan uyanmak istiyordum. Bir silah sesi daha geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
another time [bxb] •dylmas [Tamamlandı]
Fanfiction"Başka bir zamanda yine seni seveceğim Thomas, Başka bir zamanda tekrar buluşacak gözlerimiz..."