Another Time -42-

506 59 82
                                    

Biz geldik.

Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar!












Rüzgar saçlarımın arasından süzülüp geçerken içimde kötü bir his vardı. Gün doğumunu izliyordum. Kara gittikçe küçülüyordu gözümde. Bir şeyleri yanlış hissediyordum. Yanlış gelen ölecek olmam değildi, sanki farklı bir şeyler olacak gibiydi.

"Elin titriyor." Demirlerin üstündeki elimi tuttuğunda ona çevirdim başımı. Anlamamıştım.

"Efendim?" dediğimde elimi tuttu, endişeli kahverengi hareleri dolaştı gözlerimde. Ardından başını eğdi, bileğime ufak bir öpücük kondurdu gözlerimin içine bakarak.

"İyi misin?" Başımı salladım. Elimden tutup kendine beni çekerken kollarını sardı etrafıma. Omzuna başımı koyduğumda saçlarımı okşamaya başladı. "Bir yıl olmak üzere. Önceden başın çeneme geliyordu. Büyümüşsün."

"Çok zaman geçti." diye fısıldadım. Ve hiçbir şey yaşanmamış gibi birden bitecekti.

"Büyüdün, ergenlikten çıktın." Gülümsedim. "Bugün doğum günün. Değil mi?" Kaşlarım çatılırken başımı çektim omzundan.

"Bugün yirmi altı ağustos mu?" Başını salladı. O kadar uzun zamandır takvime bakmıyordum ki bir iki hafta öncesinde zannediyordum kendimi. Hatırlamasıyla birlikte içimde kelebekler uçuşurken gülümsedim. "Sen nereden biliyorsun?" Hâlâ benden biraz uzun olduğu için başını eğdi hafif.

Cüzdanını açıp başının yanına tuttuğunda alt alta duran kimliklerimizi görüp güldüm. Diğer dikkatimi çeken detay, kimlik çıkartırken çıkarttığımız vesikalıklardan birisinin cüzdanında olmasıydı. Gülümseyerek ona baktığımda indirdi cüzdanı.

"Doğum günün kutlu olsun." dedi tekrar. Ellerimle yanaklarını kavrarken ufak bir öpücük kondurdum.

"En güzel doğum günüm." Gözlerine baktım. "Çünkü ilk kez yanımda sen varsın." Yanağımı okşamaya başladı.

"Bundan sonrasında da hep ben olacağım." dediğinde yuktundum sertçe. Yüzüm asılmış olmalı ki kaşları çatıldı, ama fırsat vermeden gülümsedim hemen.

"Birlikte olacağız." dediğimde yüzündeki endişe silindi, gülümsemeye bıraktı tekrar. Dudaklarımdan öptü. Başımı derin bir nefes vererek tekrar omzuna yasladım ve kapattım gözlerimi.

***

Tekne ile bu adaya geleli bir gün oluyordu. Ben evde Clara ile kalıyordum konuştuğumuz gibi. Dylan, Ricky ve Chris ise altınların olduğu adaya geçmişlerdi ve Dimitrov ve adamları ile sakladıkları yerden çıkartıyorlardı. Ada güvenliğinin ve Clay'in dikkatini çekmemek için küçük parçalara bölmüşlerdi teslimatı. Bugün birinci günü ve bunu gün aralıklarla beş kez yapınca tüm altınlar elimize olacaktı.

Dışarıda kasırga vardı ve camdan izliyordum. Hava kötü bozmuştu. Muhtemelen dışarı çıksam havaya uçup gökyüzüne falan karışabilirdim.

İçeriden inleme sesi geldiğinde hızla arkamı döndüm. "Clara?" Tekrar inleme sesi geldiğinde koşmaya başladım ve odasına girdim kapıyı sertçe açarak. Eli karnındaydı ve yüzü buruşmuştu, hızla yatağının yanına geldiğimde bağırdı acıyla. "Clara sorun ne?" Oturduğu çarşafın ıslandığını fark ettiğimde sertçe yutkundum.

another time [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin