Ertesi günü, bir rüya ile uyandım. Bir çölün ortasındaydım ve kafamı çevirince babamı gördüm. Ona doğru bir adım attım ama bir yıldırım düştü ve babam kayboldu. Etrafa bakarken bu sefer annemi gördüm ona koşmaya çalıştım ama yürüyemedim, seslenemedim. Yerdeki kumlar uçuşmaya başladı ve annemi de götürdü.
Birden gözlerimi açtım. Elimle başımı tuttum. Bu ağrılar beni öldürüyor. Üstüm güzelce örtülmüştü ve yatakta Victor yoktu. Yataktan resmen kendimi kazıyarak kalktım ve soğuk suyla yüzümü yıkadım. Neydi şimdi bu rüya? Anlamam gereken bir mesaj falan mı var yoksa sadece annemi mi özledim?
Odamdaki balkona gittim. Ena'yla oturduğumuz kamelyanın olduğu tarafa bakıyordu. Aşağıda onları gördüm. Ena masaya tabakları bırakmış içeri geçiyordu ve Victor da ona yardım ediyordu. Ena içeri girince Victor kafasını yukarıya kaldırıp bana baktı. Güneş yüzünden tek gözü kapalı biri de kısıktı. Bir elini göğsüne koyup ötekini yukarı uzattı."Sevgilim Juliet, Senin dudaklarınla, dudaklarım günahtan arındı." diye seslendi. Ona ayak uydurup dramatik bir role girdim.
"Öyleyse şimdi günah dudaklarımda kaldı." dedim. Ena kahkaha atarak bahçeye çıktı.
"Çok hoşsunuz." dedi ve güneşten gözlerini kısarak bana baktı. Elini sallayıp.
"Hadi oyalanma da gel." dedi. Bana bakmakta olan Victor'a öpücük atıp içeri girdim.
Üstüme bol bir pantolonla bir crop giydim ve aşağı indim."Günaydın genç anne adayı." dedi Ena. Kafamı geriye atıp inledim.
"Bana öyle deme." diye sızlandım.
"Neden genç anne adayı?" dedi Victor. Dün ona yaptığımın aynısını şimdi bana yapıyordu. Gözlerimi kısarak ona baktım. Gülüp belime sarıldı.
"Sende genç baba adayısın." dedi Ena. Victor komik bir şekilde gözlerini açtı.
"Senden önceki üç kuşağı gördüğümü hatırlatmama gerek yoktur umarım." dedi. Ena gözlerini devirdi.
"Evet evet biliyorum. Sonuçta görünüş olarak konuşuyoruz. Neyse, hadi masaya." dedi ve o konuyu hızlıca kapattı.
Kahvaltıdan sonra bahçedeki çimenlere oturup güneşin tadını çıkarıyordum. Victor yanıma gelip bacağıma başını koydu. Elimi alnına koyup gözüne gelen güneşi engelledim."Bugün dışarı çıkacağım. Aleksandr beni aradı ve baş başa bir şeyler yapıp yapamayacağımızı sordu." dedi. Kaşlarımı çattım ve bunu neden yaptığımı hemen anladı.
"Ona baba demek için kendimi hazır hissetmiyorum. Adıyla da hitap etmek istemiyorum ama daha erken sanırım." dedi. Omuzlarımı kaldırdım.
"Senin adına mutluyum. Buraya gelirken işin sonunda üzülmemen için çok dua etmiştim. Peki, memnun musun? Daha karar vermek için erken sanırım ama onu sevdin mi?" dedim. Bir müddet düşündü.
"Memnunum ama onu biraz daha tanımam lazım." dedi. Yüzüme baktı ve gülümsedi.
"Teşekkür ederim." dedi.
"Ne için?"
"Yanımda olduğun için, bana yardım ettiğin için, seni sevmeme izin verdiğin için. Her şey için."
***
Öğlen vakitlerinde Ena ile salonda oturmuş sohbet ediyorduk. Bu kadından nasıl ayrılacağım hakkında en ufak bir fikrim yok. Birden kapı çaldı ve o ayağa kalktı. Merak edip peşinden kapıya gittim. Kapı açıldığında karşımızda Aleksandr duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEKLENMEDİK (+18) (TAMAMLANDI)
Romance"Neyim ben, senin için gönderilmiş bir mucize mi?" "Kim bilir, belki de öylesindir. Yalnızca tekrardan yaşamak istiyorum. Farklı duyguları tatmak istiyorum. Senden tek istediğim ise bana yardımcı olman. Sonrasında istediğini yaparsın. İster kalırsı...