24. İKNA

35 6 1
                                    

   Bana en yakın yer kendi odam olduğu için oraya attım kendimi. Uyandığımda ise saat on bire geliyordu. Victor'a yanına gideceğimi söylemiştim. Sözü tutmak lazım, diye düşünüp yataktan kalktım. Bir anlık gelen baş dönmeme aldırış etmeden dolabıma doğru ilerledim. 
  
Bugün kendimi hem çekici hem de tatlı hissediyordum. Bu ikisini yansıtan birşey bulmak zor olacak gibi. Derken, takımlarımdan birini çıkarttım.
  
Krem rengi mini etek ve eteğin hizasında yine krem rengi olan ceketimi aldım. Boynumdaki küçük morluğu istesem kapatırdım ama açıkçası biraz üşendim. Bu nedenle beyaz, boğazlı ve ince bir kazak aldım. Beyaz topuklu botlarımı giydim. Yattığımda ıslak oldukları için kabaran saçlarıma ellerimle şekil verdim. Tanrıya şükür hacimsiz saçlarım yoktu.
  
Evden çıkmadan önce siyah çantamı hazırladım ve oldukça özlediğim arabamın anahtarını elime aldım. Onun spor araba ve benim Jeep sevdam ölümüne kapışılacak konulardan olmalı. Evin bagajında bir Jeep'i var ama onu çok kullanmıyor. Dediğim gibi o spor araba sevdalısı.
  
                                        ***

  Arabamı otoparka park edip şirket kapısına yöneldiğimde kapıdaki güvenlik bana başıyla selam verdi. Selamına karşılık verip sensörlü kapıdan geçtim.
  
Ben içeri girince bana çevrilen bazı gözlere karşılık verdim. Selam verenleri ve gülümseyenleri karşılıksız bırakmadım. Asansöre binmeden öncede de Vanessa'yı gördüm. İki eliyle tuttuğu dosyadan bir elini çekip hafifçe bana el salladı. Gülümsememi bozmadan ben de ona el salladım. Buraya yalnızca bir kere gelmiş olmama karşılık beni aklında tutan fazla insan vardı.
  
Asansör boş olduğundan başka katlara uğramak zorunda kalmadan direkt Victor'un ofisinin olduğu kata çıktım. Unutmamak için kat sayısını aklımda tutmuştum.
  
Ben henüz kapıdan girmeden içeride Victor dışında iki adam daha vardı. Yoğun bir şey tartışıyorlar gibiydi. Victor ayakta,  ellerini masaya dayamış bir şekilde konuşuyordu. Sonunda kapıya geldim ama beni fark etmedi, içeri girip bölmemek adına konuşmadım.

"Bir anda neden ortaklıktan çekiliyorlar. Daha bitmemiş projeler var" diye biraz sesini yükseltti.
  
Sonra beni fark etti. Bana döndüğünde hâlâ kaşları çatıktı.

"Yanlış bir zamanda mı geldim?" dedim şüpeyle. Yüz ifadesini bozmadan benimle konuştu.

"Hayır, geç." dedi ve odadaki koltuğu işaret etti. Bana da kızgın bakmıştı ama buna aldırış etmedim. Sonuçta kızdığı şahıs ben değildim. Ben oturunca onlar konuşmaya devam etti.

"Bir toplantı ayarlayın. Hiç değilse geçerli bir sebep sunsunlar. Birden gitmek de ne oluyor." dedi Victor.

"Ben zaten isteyeceğinizi tahmin edip ayaraladım Bay Black. Fakat sadece bugün, saat birde gelebileceklerini söylediler." dedi gri takım elbisesi olan adam.

"Bundan neden benim şuan haberim oluyor?" diye gürledi birden. Konu her neyse bayağı hiddetlenmişti.

"Çünkü bu toplantı daha yirmi dakika önce ayarlandı. Yani siz bizi çağırmadan önce." Adamın mantıklı gerekçesi ile biraz sakinlemiş gibi duruyordu.
  
Victor saatine baktı ve siyah gözleri kocaman oldu.

"Yarım saatimiz var. Sadece otuz dakika. Hemen gidin, talimat verin toplantı odasını hazırlasınlar. Çok kısa bir vaktimiz olduğunu da söyleyin. Onlar giderse büyük zarara uğrarız." İki adamda başıyla onay verdi ve oyalanmadan çıktılar.
  
Victor sinirle ellerini saçlarından geçirdi ve sonunda bana baktı.

BEKLENMEDİK (+18) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin