Akşam biz Ena ile yemek yemiştik ve koyu bir sohbet içerisindeydik. Kapı sesi konuşmamızı böldü. Kimin geldiğini tahmin etmek zor olmadığından kapıyı ben açtım. Victor kapıyı açar açmaz omuzlarımdan tutup beni içeri ittirdi.
"Sana bir sürprizim var." dedi ve elimden tutup salona götürdü. Ena hemen ayağa kalktı. Victor ile bakıştılar. Ena bulunduğu yerden hemen harekete geçip elimi tutarak beni çekiştirmeye başladı.
"Gel benimle." dedi ve beni yukarı kata çıkarmaya başladı. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Yukarı kata çıkınca Ena dolaptan valizimi çıkarttı ve içini doldurmaya başladı.
"Anastasia!" dedim. Kafasını bana çevirdi.
"Neden tam adımı söyledin? Benlik bir mesele yok bunları yapmak için Victor'dan talimat aldım. Yalnızca sessiz ve sakin ol." dedi. İşi daha fazla kurcalamak istemedim. Valizin içine bugün aldığımız o iki elbiseyi de koydu. İçeri Victor girdi. Ena da kalkıp çıktı. Ellerimi belime koyup ona baktım.
"Neler oluyor?" dedim. Gelip belime sarıldı.
"Sadece bir sürpriz." dedi. Tek kaşımı kaldırdım.
"Randevunuz nasıl geçti?" dedim. Randevu lafına biraz güldü.
"Fena değildi." Ellerimi boynuna sardım.
"Bugün aldığın şeyleri görebilecek miyim?" dedi. Telefonuna direkt bildirim gideceğini adım gibi biliyordum.
"Acaba sadece bildirim mi geldi yoksa özel olarak mı ilettiler?" dedim. Eğilip alnımı öptü.
"Dert ettiğim şeyin bu olmadığını biliyorsun. Sadece merak ettim."
"Sürpriz." dedim sinirlerini bozmak için. Sonra göğsünü ittirerek kendimden uzaklaştırdım.
"Tamam, hadi şu valizleri al da gidelim o halde. Senin şu çok gizemli sürprizine." Aşağı indik ve ben arabayı görünce minik bir şok geçirdim. Bugün özlediğim arabamın aynı modeli kapıda duruyordu. Range Rover arabamı o kadar özledim ki. Victor valizleri arabaya yerleştirip anahtarı bana attı. Havada yakaladım.
"Ah, Tanrım sonunda." dedim. Geri dönüp Ena'ya sarıldım ve hızlı adımlarla koltuğuma oturdum. Karşımda ayarlanmış bir navigasyon vardı. Hedef çok uzakta değildi. Victor yanımdaki koltuğa oturdu ve bana göz kırptı. Sadece gaza basmanın verdiği zevki yaşadım ve belirlenen rotayı takip ettim. Yolun sonunun nereye çıktığı umrumda değil. Ben bu arabanın içinde olayım yeter.
***
Arabayı bir otelin önünde durdurdum. Rota tamamlanmıştı. Victor'a baktım. Kapısı açıp indi ve bende peşinden indim. Hemen valizlerimiz görevli tarafından alındı. Araba anahtarını valeye uzattım. Neyse ki üstümde takım vardı. Aksi taktirde buraya ayak uydurabileceğimi sanmıyorum. Otelin dış görünüşü renkli ışıklarla döşenmişti. Buranın en sevdiğim yanı gece rengarenk olması. Victor elimi tuttu ve içeri girdik. İçerisi çok mütevazı gibi duruyordu ama değildi. Sadelik buraya basitlik değil asillik katmıştı. Çoğunlukla altın rengi kullanılmıştı. Resepsiyonun yanına gittik ve oda kartını aldık. Buraları biraz hızlı geçtiğimin farkındayım fakat önemli bir husus yok.
Odaya girdik ve tam da beklediğim bir manzara ile karşılaştım. Çift kişilik geniş bir yatak, iki tarafında komodin... Odanın tek duvarı sadece saf camdı. Çok yüksek bir kattaydık ve bütün Las Vegas gözüküyordü. Parlak ve renkli ışıkları insanı mest ediyordu. Odada bir jakuzi bile vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEKLENMEDİK (+18) (TAMAMLANDI)
Romance"Neyim ben, senin için gönderilmiş bir mucize mi?" "Kim bilir, belki de öylesindir. Yalnızca tekrardan yaşamak istiyorum. Farklı duyguları tatmak istiyorum. Senden tek istediğim ise bana yardımcı olman. Sonrasında istediğini yaparsın. İster kalırsı...
