Akşama doğru yatmak üzereydim. Dolaptan yine bir gecelik çıkarttım. Tanrım, ne zaman düzgün pijama giyebileceğim? Bu sefer aldığımın üst tarafı kaplıydı. V yakası biraz derindi ama idare eder. Asıl olay uzun eteğindeydi. Ön tarafında tam bacakların önüne gelen iki derin yırtmaç vardı. Yırtmaçlarla derdi ne bunun? Bu ateşli görünümün yanı sıra rengi çok tatlı ve soluk bir lila rengiydi.
Aynanın karşısına geçip kendime bir bakış attım. Hazırlandım ama hiç uykum yoktu. Biraz korkak ve nedenini bilmediğim adımlarla odamdan çıktım. Biraz bakındım ama alt katta Victor yoktu. Küçük adımlarla yukarı çıktım. Birkaç rafın arasına baktım ama burada da yoktu. En son çare olarak odasına bakmaya çıktım. Kapısı açıktı ve yatağın üstünde yatıyordu. Beni görünce kalktı ve birkaç adım yaklaştı. Hâlâ arada mesafe vardı."Uyudum mu diye bakmak için gelmiştim. Dur bir dakika sen uyuyamazsın, yattın mı diye. Ne saçmalıyorum ben. Aslında uykum yoktu ve buraya da neden geldiğimi bilmiyorum. Unut git..." Benim konuştuğum sırada aradaki mesafeyi kapatıp dudaklarıma yapışmıştı. Ben ne olduğunu anlamadan kendimi onu öperken buldum. Aynı yavaşlıkta ve yumuşaklıkta. Yanağımdaki bir eli bacağıma doğru kaydı. Hafif yukarı kaldırdı. Kollarımı boynuna dolayıp onun ellerinin desteği ile bacaklarımı beline sardım. Yırtmaçlar yüzünden iki bacağımda açığa çıkmıştı ama işimi kolaylaştırmıştı. Aşağı sarkan saçlarım suratlarımızı bir yandan kapatıyordu. Yavaşça dudaklarımı bırakıp çeneme indi. Boynuma, köprücük kemiklerime. O omzuma son öpücüğünü kondururken çenesini kaldırıp dikkatini yine dudaklarıma verdim. İki dudağımın arasına sızan dilini hissettim. Yatağına doğru yürümeye başladı ve en yakın olan kenara beni yatırdı. Artık kelimenin tam anlamıyla üstümdeydi. Kalp atışlarım alabildiğine hızlanmıştı. Victor'un eli eteğimin altından doğru baldırıma uzandı. Dudaklarımdan ayrılmadan elini yukarı götürmeye başladı. Bir elimi göğsüne koyup hafifçe ittirdim.
"Ona daha hazır değilim." dedim. Belli etmese de yüzü düştü.
"Bana hâlâ güvenmiyor musun?"
"Güvendiğimi biliyorsun. Sorun bu değil. Sadece hazır değilim. Sana karşı hissettiklerimle ilgili bir konu yok." Umarım yalan söylediğim çok belli olmamıştır. Zira hazır olmama sebeplerinden biri geçmişim, biri geleceğim ve biri de hislerimden emin olmamam.
"Pekâlâ." dedi ve eğilip alnımı öptü. Yorganı üstüme örtüp kendisi de altına girdi. Kafasını göğsüme yatırıp eliyle belimi sardı. Anlaşılan bu gece buradayız. Üçgen tavandaki camdan gökyüzüne baktım. Bir elimle de Victor'un siyah saçlarını okşuyordum. Kalp atışlarımı duymaması için dua ettim ve gözlerimi kapattım.
***Kapalı gözlerimin içine işlemeye çalışan güneş ışınları, gözlerimi açmama sebep oldu. Hemen yanımda beni izleyen bir çift siyah göz vardı.
"Günaydın." dedi. Yüzünde samimi bir gülümseme vardı. Sanki arkadaşmışız gibi. Dün gece olanlar olmamış, aynı yatakta yatmamışız gibi. Gerçi daha önce gülüyor muydu sanki. Ona göre normal bir şeydi.
"Günaydın. Bütün gece burada mıydın?" dedim uykulu ve biraz kısık sesimle.
"Evet. Seni izlemekten başka yapacak daha iyi bir işim yoktu." dedi. Yatakta kalkıp oturdu. Bende biraz kalkıp gözlerimi ovuşturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEKLENMEDİK (+18) (TAMAMLANDI)
Roman d'amour"Neyim ben, senin için gönderilmiş bir mucize mi?" "Kim bilir, belki de öylesindir. Yalnızca tekrardan yaşamak istiyorum. Farklı duyguları tatmak istiyorum. Senden tek istediğim ise bana yardımcı olman. Sonrasında istediğini yaparsın. İster kalırsı...