19. Bölüm : Öldür Zihnini

118 5 42
                                    


Çakıl taşlarıyla dönüp dolaşıp tekrar aynı oyunu oynayan Yıldız'ı anlamanız dileğiyle, keyifli okumalar... Yıldızları parlatmayı unutmayın.✨

---

NOT : BU BÖLÜMDE TETİKLEYİCİ UNSURLAR BULUNMAKTADIR. YAŞI 15 VE DAHA KÜÇÜKLER İÇİN ATLANMASI ÖNERİLİR.

19. Bölüm : Öldür Zihnini

(Şebnem Ferah, Çakıl Taşları.)

Ve bazen sadece susarsın. Bu da konuşmaktan daha zor ve öte bir şeydir.

Dört Yıl Önce...

Aklımda Mina'ya ettiğim özürler, aklımda Okan'ın emirleri, aklımda babam ve aklımda Yankı. Aklımda çok şey var; aklımda hep bir çığlık var, hep bir isyan.

Önümdeki binaya bakıyorum şimdi. Altında minik bir bakkal var. Boylu boyunca uzanan eski sokağa bakıyorum... Kaldırımları ıslak, insanları hüzünlü sanki yaşamaya neden arıyor. Gökyüzüne bakıyorum ve pembeliği nefesimi kesiyor.

Gecesinde Ay'ı görür müydüm?

Gökyüzü bana hiç yardımcı olmamıştı, her çığlığım birikip melodi gibi beni boğacaktı, Ay bana ihanet ederek sinsice sırıtarak gelecekti ve ben, unutacaktım. Ben gelecekten gelmedim ama geçmişi sezebilirim.

"Kızım, senin ne diye işlerin düştü buraya kadar?" dedi altmışlı yaşlarındaki bir adam bana değişik, nerenin olduğunu anlamadığım bir şiveyle. Bakışlarımı eski binadan ayırıp yüzündeki kırışıklıkları yaşadıklarını kusmak istercesine orada tutan amcaya bakıp dolan gözlerimi yumdum ve başımı iki yana salladım.

"Yok amcacım benim bir işim," dedim. Okan'ı takip etmiştim taksiyle gizlice, buraya gelmiştim. Ve evet, Okan bu binaya geliyordu. Yankı'nın dedikleri doğruydu.

O binaya girdikten sonra bir duvarın arkasına saklanıp çıkmasını beklemiştim ve içeriden dizüstü, tene yapışan koyu mor bir elbiseli bir kadınla kol kola çıktı Okan o binadan. Şaşırmadım, gariptir ki üzülmedim de. Artık tek merak ettiğim Okan'ın bana oynadığı oyundu.

Beni neden saklıyordu, neden benim kimseye parlayamayacağımı, sadece onun görmesi gerektiğini söyleyip duruyordu?

Meraklar, meraklar, meraklar... Bir gün başımı fena halde yakacaktı ve o gün belki de bu gündü.

Ama ben bekledim, meraktan başımın yanacağını bile bile bekledim.

Okan gideli yarım saat oluyordu ve ben yarım saattir bu binanın içerisinden girmekle girmemek arasındaki ince çizgideydim. Girsem beni ne karşılardı?

Yıldızım Sönmek ÜzereHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin