"Casta Diva, Casta Diva..."
Chuuya mırıldanıyordu. Yine şu sıkıcı iş günlerindeydi. Neyse ki yarın tatildi. Aklına takılmıştı bu şarkı. Opera türü olduğu için söyleyemiyordu, ayrıca İtalyancası da pek iyi sayılmazdı. Sadece... Söylemek istiyordu.
Zaten şu an yapacak tek bir işi bile yoktu. Saçları önüne düşmüyordu, tüm kağıtları çöp kutusundaydı ve daha bir sürü şey... Sadece her mevsim karşısında duran fakat hiç kullanılmayan vantilatörle bakışıyordu.
Etrafında bir sürü ses vardı, burası sessiz sakin ve huzurlu bir yer değildi. Bir sürü insan sesi karışıyordu etrafa. Şiirini tamamlamak istedi ama bu gürültüde ne yazabilirdi ki. Saate baktı,daha eve gitmek için iki saati vardı. Bu insan sesleri artık katlanılmaz oluyordu. Dışarı çıkmak istedi ama müdürün izin vereceğini sanmıyordu. Köşe yazısını yazmakla görevlendirilmişti ama her gün her gün bir şeyler yazmak onu da sıkıyordu artık. O sadece duyguları biriktiğinde yazabiliyordu.
Şu an ise içinde hiçbir duygu yoktu, monotonluğun şiirini yazmak istese bile bu çok 'sıkıcı'ydı. Gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı. Olmuyordu, bir şeyler düşünmeden edemiyordu. Aslında kalbi tamamen boş ve duygusuz değildi, merakından kıvrandığı biri vardı. Onu araştırmak, her hareketini görmek ve her sözünü işitmek istiyordu. O garip bir kişilikti ve Chuuya belki bu kişilikle kendi sıkıcı ve basit hayatından kurtulabilirdi.
Yanında işleriyle uğraşıp duran Odasaku'ya baktı. O, şu anki halinden memnun görünüyordu. Chuuya Odasaku'yu izlemeye dalmışken Odasaku ona döndü.
"Chuuya?"
"Hmmh..."
"Bu akşam Dazai ve ben bir şeyler içmeye gideceğiz, katılmak istersen-"
"Sıkıntıdan ölmek üzereyimmm..."
Odasaku gülmeye başladı. Yanındaki adam sıkıntıdan ölecek gibiydi gerçekten.
"Her şey çok sıkıcı..."
Chuuya hızla kafasını kaldırıp Odasaku'ya yaklaştı.
"Size katılmak isterdim ama şiir yazmak istiyorum bu gece."
"Bu gece mi? En son şiir yazdığın zaman 1 yıl önceydi."
"Sıkılıyordum o zamanlar. Sıkıntıdan öldüğümü mü yazayım şiirlere?"
"Şu anda da pek eğleniyor gibi görünmüyorsun."
"Sahi... Öyle bir şiir yazabilir miyim acaba? Monotonluğun kadehinden bir yudum içtikten sonra kendimi dingin bir ölü denizde bulmuş-"
"Yeterli."
İkisi de gülmeye başladılar. En azından birbirlerini şu basit iş günlerinde görmek onları biraz da olsa iyileştiriyordu. İkisi de çok zıt kişiliklerdi ve bu onları birbirlerine çeken şeydi belki de. En çok bilinen fizik kanunu...
"Peki ne değişti? 1 yıl sonra neden şiir yazmak istedin?"
"Biri var diyelim."
"Hangi kız?"
"Ne ne ne ne!? Hayır hayır bir kız değil. Uh yani o anlamda değil." Chuuya biraz paniklemişti. "Şiirlerimi birinin gizliden gizliye okuduğunu fark ettim sanırım... Ve bu hoşuma gidiyor."
"Odasaku senden bir şey isteyebilir miyim?"
"Elbette, nedir?"
-------------
"Casta diva, casta diva..."
Mesai sonunda bitmişti. Sonunda bir şeyler yazabilirdi Chuuya. Eve hızlı adımlarla gidiyordu. Giderken de hep aynı operayı tekrar ediyordu. Aslında şiir yazmaktan çok plan yapmalıydı. Şiiri yarın da yazabilirdi...tatildi sonuçta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Casta Diva |Soukoku|
FanfictionGünahlarım korkunçtu; ama sonsuz bağışlayıcının kolları uzundu, başvuran herkesi bağrına basıyordu. Ve şüphesiz bağışlayıcı benim en iyi seçeneğimdi.