Sarı Hasır Şapkalı Korkuluk

207 36 6
                                    

"Dazai, cidden beni bir kitap için mi o kadar sürükledin?"

"Sadece onu tanımanı istiyorum!"

"Uh..ne..."

Chuuya elini Dazai'nin elinden çekti, bilekleri acımıştı ve bunun sebebi Dazai'nin bir anda çok fazla heyecanlanmasıydı.

Chuuya elini bir kitaba götürdü, iyice inceledi üzerindeki yıpranmış eski cildi. Kırmızı cilt fazlasıyla eskimiş ve fazlaca da boyası akmıştı. Üzerinde "Kısa Öyküler" yazıyordu. Aslında böyle öyküler okumayı seviyordu ve hoşuna gitmişti.

O kitabı incelerken yanında duran uzun adamın yere oturmuş, sırtını ise kitaplığa yaslamış öylece durduğunu fark etti.

"Dazai, ne var?"

"Biliyor musun Chuuya, onunla çok benziyoruz."

Chuuya merak etmiş gibi elinde kitapla Dazai'nin yanına oturdu.

"Bu yazarın tüm kitapları intihar ettikten sonra yayımlandı."

"Sahi mi? Hiç duymamıştım adını, gerçi bu eski püskü kitapta yazan ismi silikleşmiş..."

"Sayfa 79'u açsana."

Chuuya ilk defa Dazai'nin kendi cümlelerini görmezden gelip başka bir şey söylediğini görse de ses çıkarmadan öylece 79. Sayfayı aramaya başladı. Bulduğunda tüm sayfa çizilmişti.

"Bu kitabı yaklaşık 6 yıl önce gördüm, görür görmez almak istedim. Yazar o sayfasında okul yıllarındaymış. Okusana..."

Chuuya tamamen çizilmiş o sayfayı okumaya başladı.

Şu an bir sürü hayvanın yanındayım sanırsam, yanımda oturan bir kişi maymuna benziyor. Her hareketimi, her davranışımı izliyor ve beni korkutuyor. Yazdıklarımı okursa benim deli olduğumu düşünecektir muhtemelen. O yüzden ne kadar kötü yazabilirsem o kadar kötü yazıyorum. Şu an bana dik dik bakarken mısralarımı taciz ettiğini düşünsem bile ses çıkaramıyorum. Sahi burada bulunan her insan bana bir hayvanı hatırlatıyor. Niye ki?

Sanki bir hayvan çiftliğindeymişim gibi hissediyorum. Ben bomboş toprakta öylece dikilen, insanlığını kaybetmiş korkuluğum. Diğer insanlardan farklı olarak hayvan değilim. Hayvan olmaya layık görülmemiş hasırdan sarı şapkası olan çirkin, eskimiş bir kuklayım.

Hiçbir zaman insanoğlu bir hayvan olmak istemezdi. Peki ya bir karga, bir kartal? Onlar da benim gibi mi düşünüyor, onlar da benim gibi ruhtan yoksun bir varlık gibi ezik büzük biri mi görüyorlar kendilerini?

Herkes insanları dışına göre yargılamam, önemli olan kalbidir der. İnsanlar güzelliği yargılamazlar ama herkesin çirkin deyip geçtiği bir takım insanlar vardır bu dünyada. Ben de onlardan biriyim.

Yine de bu hayvan denilen insanlar, neden bilmesem de benim samandan oluşmuş aciz bedenime açlık duyuyorlar. Benim samanlarımdan beslenmek istiyorlar. Samanlar benim düşüncelerimi mi yansıtıyordu yoksa? Herkesten gizlediğim, hatta yanımdaki maymun gibi gözüken insandan sakladığım notlarım mıydı o samanlar?

Hayvan çiftliğinde öylece, bomboş toprakta durduğum bir gün tüm hayvanlar üzerime saldırdı. Domuzlar ipince iplikten dikilmiş kıyafetlerimi yırttı, atlar her yere dağılmış samanlarımı yemeye başladı. Koyunlar o yenilmemiş samanların üstüne basıp geçti. Hasır şapkam beni bıraktı, o küçük ve ince saman sapları bir rüzgarla her yere dağıldı.
Tüm bedenimi bu hayvanlar dağıttı! Benden yararlanıp bende insanlık denen o duyguyu aldılar. Şimdi duygusuz bir insan olarak yaşıyorum bu dünyada. Kendilerinin bir
hayvan olduğunu bilmeyen aciz insanlar arasında daha aciz bir duruma düştüm.

Casta Diva |Soukoku|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin