Pastoral Senfoni

181 33 97
                                    

Dazai kullanacağı alçıyı ve diğer malzemeleri hazırlarken Chuuya'nın sıkılmış, sandalyede oturan pozisyonuna güldü.

"Ne o, çok mu sıkıldın?"

Chuuya hiç durumunu bozmadan biraz homurdanmıştı. Sonuçta az önce bir savaş kaybetmişti ve az kalsın mezurayla bağlanacaktı. Gerçi bağlansa da bir şey değişmezdi, ondan kurtulurdu. Sadece şu sersem herifin zaferle beraber yaptığı sırıtışına uyuz oluyordu ve onu görmek istemiyordu.

Yine de bu kaybedişi kabullenip ayağa kalktı, Dazai'nin yanına gidip ne yaptığına baktı.

"Şimdi ne yapıyorsun?"

"Resim."

"Resim mi?"

"Evet."

"Heykele ne oldu?"

"Bir şey olmadı."

"Neden heykel yapmıyorsun?"

"Canım istemedi."

"Üçkağıtçı! Ne diye ben geldim o zaman?"

"Chuuya."

"Efendim?"

"Susacak mısın? Sana bakmadan seni ne kadar çizebileceğimi ölçüyorum."

"Tamam."

"Teşekkürler."

"Neden ölçüyorsun?"

"Sandalyede beş dakika düzgün oturamayacağından, o zamanlarda buraya bakacağım."

"Oturma-"

"Chuuya."

"Efendim?"

"Sus." Dazai kafasını defterden kaldırırıp Chuuya'ya sırıtarak baktı. "kaybedişini unutturmaya çalışma."

"Yine şu aptal sırıtış! Gerzek, sıkılma diye konuşmak istedim." Chuuya söylene söylene Dazai'nin yanından ayrılıp sandalyeye doğru ilerledi.

"... Gerçekten arkadan homurdanan dayılara benziyor."

"Ne dedin sen?"

"Hiç."

Dazai çizimini yapmaya devam ederken aklına takılan şeyle Chuuya'ya döndü.

"Chuuya." Kalemi ve defterini masasına bıraktı. "o broşu nereden buldun?"

"Ha?" Chuuya kıyafetlerinde birden fazla broş olduğundan ilk önce hangisini kastettiğini anlayamadı. Sonrasın da ise ortasında zümrüt bulunanı gösterdi. "Bu mu?"

"Evet."

"Onu sen vermedin mi?"

"Ben mi..." Dazai çok kısa bir süre düşündü. "Ben onu sana verecektim fakat kaybetmiştim."

"Ama..." Chuuya broşu çıkartıp baktı. "Bunu yılbaşında bir adam verdi bana."

"Adamı anlatsana."

"Çinli İsa hikayesini biliyor musun? Adam tıpkı öyleydi. Bana seni betimledi ve senin İsa olduğunu söyledi. Ayrıca bu broşu da saklamasını söylemişsin."

"Chuuya..." Dazai bir elini alnına götürdü. "Bunu yapan kişi ben değildim."

"Ne? Ama o adam yalan söylemiş olamaz."

"Ben mi yalan söylüyorum Chuuya?"

"Hayır... Ne sen ne de o."

Dazai kaşlarını biraz çatmış tavana, tavandaki örümcek ağlarına baktı ve düşünmek için gözlerini kapattı.

Casta Diva |Soukoku|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin