Batan Güneş

391 55 12
                                    

Dazai ve Chuuya ertesi gün yine koltuktaydılar. Saat çok geç değildi, aslında erkendi. Dazai Chuuya'nın üzerinde durmuş, başı yine onun göğsünde, saçları karmakarışık bir biçimde yatıyordu. Chuuya'nın eli de Dazai'nin saçlarında dolaşan bir pozisyondaydı. Yine yağmur yağdığı için ve saat daha yedi sularında olduğu için etraf karanlıktı.

Chuuya gözlerini açtığı zaman Dazai hala göğsünde uyuyordu. Onu kaldırmaya cesaret edemedi. Sadece birkaç kez kulağına fısıldamayı denedi.

"Dazai. Dazai..."

Cevap vermediğinde çok üstelememek adına bir daha seslenmedi. Dışarıyı izlemeye başladı. Bir anda eli alnına gitti.

"Başım... Deli gibi ağrıyor."

"Dur! Başım ağrıyor... İçkiyi kaçırmayacağıma söz vermiştim."

"Neyse, kim umursadı ki zaten."

Kendi kendine içinden konuşuyordu Chuuya. Bir yandan da başının ağrısını geçirmek için hemen koltuğun üzerinde duran paltosuna uzanmaya çalışıyordu. Sonunda ulaştığında, nihayet bir adet sigara almayı başarabilmişti.

Onu yaktığı zaman Dazai'nin saçlarıyla oynamaya başladı. Biraz sertti, sonuçta kaç gün yağmurun altında kalmıştı. Yine de sevimliydi saçları. O güzel kahverengi tonları biraz solmuştu. Dazai'nin "insanlığımı yitiriyorum." kelimelerine inanıyordu ama bunları canlı canlı görmek, Dazai'nin solukluğuna tanık olmak onu biraz da üzmüyor değildi.

Sigarasından bir nefes çektiğinde bir el onun dudaklarından sigarasını çekti. Bu el tabii ki Dazai'nindi. Bu sefer o içmeye başladı ama hiç konuşmuyordu. Chuuya sesini temizleyip mırıldanmaya başladı.

"Casta Diva... Casta Diva..."

Dazai yine ses çıkarmadı. Ama elleri... Elleri sözlerinden daha fazla sözcüğü karşılıyordu. Dazai ellerini Chuuya'nın beline sarıp uykulu bir şekilde etrafa bakındı.

"Les feuilles sont au sol."

"Efendim?"

"Yapraklar yerde."

"Yeniden yükselecekler."

"Artık ağaçların dallarına saklanamam."

"Saklanmak için mi çıkıyordun? Neden?"

"Yaşamım utançlarla dolu. Kimseye bakmak istemedim. Kimsenin de bana bakmasını istemedim. Ama bir ara denizlerin güzelliğini gördüm."

"Ben de çamurun güzel olduğunu."

"Söylesene, bir daha ne zaman göreceğim turuncu yaprakları?"

"Her zaman göreceksin Dazai. Ben yanında olduğum sürece."

"Ya mevsimlerin yaşanmadığı bir yerde olursam."

"Eğer toprağın altında bir yerlerdeysen ben de yanında olacağım. Fakat üzgünüm, bir toprağın altında olamayacaksın." Chuuya gözlerini kapattı, bir süre düşünüyormuş gibi yaptı. "Ne gerek var ki insanların acınası bedenlerimizi bulmasına? Kimsenin olmayacağı bir yere götürürüm seni."

"Yağmur yine yağıyor."

"Ve çamurlu toprakların sayısı artıyor, kokuları hoşuma gidiyor."

"Yağmur küçük göller oluşturuyor, maalesef bunlar sevdiğim mavi denize hiç benzemiyor."

"Önemli olan benzemesi midir ki? Aklına geldiyse bir göl ya da deniz, ne fark eder?"

"Ruhumun yanışını sadece bir deniz söndürebiliyor."

Casta Diva |Soukoku|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin