24; Bir Daha Olmayacak, Söz Veriyorum.
Oğlanın, eve gidip de arkadaşının gönlünü alması epey sürdü, arkadaşı tümden barışmadı elbette fakat en azından nereye gittiğine dair soru sormayı bırakıp film izlemeyi teklif etmişti, oğlan neyi nasıl diyeceğini, mevzuya nereden başlayacağını düşünmek için bir fırsat yakaladığını fark etti ve film izlemeyi seve seve kabul etti.
Bir aksiyon filmi başlayalı yarım saat olmuştu, diğeri televizyon ekranına kilitlenmişken oğlan hummalı bir şekilde düşünmeye devam ediyordu, daha önce arkadaşına diyeceği bir söz veya yapacağı bir hareket için böylesine gerildiğini, hatta gerildiğini hatırlamıyordu, şimdi çok dikkatli davranmak gerektiğini görüyor, tek bir yanlışında kendini ele verecek olmaktan korkuyordu, filmde gerçekleşen üç beş saniyelik sessizlik onu gazladı ve konuşmuş olmak için konuştu: "Kangin bensiz uyuyabilir mi sence?" Diğeri duymazdan gelerek ekrana bakınca oğlan sair yollar denedi, "barıştık dedin ama bak işte tavırlısın!" diye tepki gösterdi, "burada olduğuna şükret," dedi arkadaşı, "asıl sen şükret," diyecek oldu ama bereket versin dilini tutabildi, planı bozmak kendi aleyhine olurdu.
"Şükrediyorum zaten," dedi kafasında konuşan seslere kulak tıkayıp, bu lafı arkadaşının radarına yakalanmış olacak ki bakışları filmden oğlana çevrildi, arkadaşının dinliyor gözükmesi oğlanı coşkulandırdı ve, "iyi ki burada, senin yanındayım," dedi, bunu derken kahkahalarla gülmenin ucundan döndü, romantiklik denen şey tam bir zırvalıktı, öte yandan arkadaşı hor gören bir ifadeyle bakmayı sürdürüyordu, "dalga geçmeyi bırak aptal," dedi Jimin ciddiyetle.
Oğlan ne dese yanlış anlaşılacağının farkına varınca yöntem değiştirdi, elini arkadaşının yanağına koyup baş parmağıyla yavaşça okşadı, okşayan parmağı bir anlığına hareket edemedi ve içine girdiği durum yüzünden utançla kızardı, "böyle kaçarak nereye kadar gidecek Jimin?" dedi fısıldayarak, fısıltısı evvelâ kendisini etkilemişti, sanki gerçekten arkadaşına aşkını itiraf ediyor gibi havaya girdi, "ne kaçması?" dedi arkadaşı, "duygularımızı açıkça konuşmaktan bahsediyorum." Arkadaşı anlamaya çalışırken oğlan bir soluk mesafedeki dudakları ihtiyatla öptü, öperken nefesinin titrediğini hissetti, arkadaşı öpüşüne karşılık veremedi çünkü bu temasa karşı midesinden bir elin yukarı uzanıp boğazını sıktığını zannetti, oğlan tekrar öpecekken arkadaşı ölümden kaçarca geriye çekildi, "tüm bunlar ne demek oluyor?"
Jimin her şeyi doğru anladığından emin olmak istiyordu, hissettiği tüm bu çalkantılı aşka rağmen yıllar içinde ördüğü bu arkadaşlığı bir yanlış anlaşılma yüzünden kaybetmek fikri yeterince ürkütücüydü. Oğlan sabırsızca, "benden hoşlandığını biliyorum," dediği sırada arkadaşının gözlerine araştırarak baktı, suçluyu kovalayan bir polisi andırıyordu, arkadaşının gözlerinde hayretten başka bir duyguya rastlamamıştı, tökezlemiş görünüyordu, bir defa daha çocuğu öptükten sonra, "ben de deneyelim istiyorum, korktuğun kadar hayal kırıklığı yaşamazsın belki de," dedi ve tüm samimiyetiyle arkadaşının dolgun dudaklarına asıldı, arkadaşı ilkin her şeyi boş verip anı yaşamak istedi, hatta bunu yapabilmek için kadere yalvardı, istiyordu ki bir kere de temkinli davranmasın, kendini akışa bıraksın ve oğlanın yalnızca zihnine değil artık bedenine de hükmedebilsin...
Her ne kadar böyle düşünse de sıcaklığı sıcaklığına karışan bedenden ayrılıp ayağa kalktı, "sen yanlış anlamışsın," dedi dağılmış bir ifadeyle.
Kendini büsbütün kaptırmış oğlan silkinip söylenen cümleyi idrak edebilince, "duygularımız karşılıklı değil mi yani?" diye sordu, daha yoldayken kızın inandırdıklarının tesiri geçmeye başlamış, kendi muhakemesi iktidarı ele aldığı gibi tereddütler su yüzüne çıkmıştı bile, şimdi, hızla içine daldığı hayal âleminden bir hızla çıkartıldığını görüyor, üşüdüğünü hissediyordu. Arkadaşı, "değil," dedikten sonra dolu bir kafayla başka bir odaya geçince Jungkook her şeyi batırdığını düşündü, arkadaşından şüphe ettiği için pişmanlık duydu fakat pişmanlığı uzun sürmedi, burada kendini yiyip bitireceğine açıkça konuşmak gerektiğine karar verdi ve arkadaşının az önce gittiği odaya geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shameless friend,, kookmin
Fanfictionjungkook, mastürbasyon sırasında aletini çekmekten yorulduğu için beni ayağına çağırıp benden çekmemi rica edecek kadar arsız biriydi.