23; Görüyorum Ki Onu Öpen Her Zaman Benim, İlk Öpen De Saymadan Öpen De Benim...
Böyle bir hadiseden sonra aklımı kısa sürede toparlayabildiğimi söyleyemem, hele ki kafa karışıklığımın sebebi, birlikte kalacağımız eve bakmaya benimle gelirken aklımı başıma devşirmem söz konusu dahi değil. Yalnızca, düşüp bir yerimi kırarım diye bastığım yeri kolaçan ediyor, birisi bana bir şey der de duymam diye etrafa mütemadiyen göz atıyordum, "kızdın mı?" diye sordu kısık bir sesle, gerçekten benim tepkimden korkarak beni öpüyor olmasını sindiremiyordum, sanki bu ilişkinin başlayamamasının nedeninin benim cesaretsizliğim olduğu izlenimini veriyordu ve durum asla böyle değildi, "bir de soruyor musun?" dedim sinirle, "annemle babamın karşısında, tüm okulun gözü önünde ikimizi düşürdüğün hâle bir bak... kafamı kaldırıp da nasıl bakacağım insanların yüzüne?"
Bir süre sustuk, daha doğrusu ben onun bir açıklama yapmasını bekledim. "Lisenin bitmesine şunun şurasında ne kalmış," dedi izahatının makbul oluşu konusunda tereddütleri olduğunu anlatan bir sesle, ortaya bir bomba atıyor ve patlayacak mı diye tedirginlik içinde bekliyordu, "ikimizi eşcinsel lanse etmenin sebebi lisenin bitmesi mi?" dedim şoförü bizi dinliyor mu diye kolaçan ederken. "Annenin, sürekli senin peşinde koşmasından rahatsız oluyor gözüküyordun. Ben de biraz uzaklaşması için bunu akıl ettim. Benim iyiliğim bu kadar oluyor, ne yapayım?" Bir saniye durup söylemeye hazırlandıktan sonra ondan daha önce duymadığım bir tonlamayla, "bir daha öpmem korkma," deyip başını cama çevirdi, böylece konu kapanmış oldu.
"Kapıyı niye kırdın?" diye sordu araba ilerlerken, "kapı zaten kırıkmış, ben sendeleyip çarptım, bir de baktım devrildi, kalitesiz malzemeden yapmışlar," diye uydurdum elbette. "Takıma dönmem seni tedirgin ettiyse," diye konuşacak oldu, "her şeyi kendine bağlamayı bırak," deyip kestirip attım, "iyi o zaman," dedi, "çünkü takımdan yine bir dalavereyle atılmaya gösterecek sabrım kalmadı." Sus pus bir şekilde yolculuğun bitmesini gözledim.
Emlak danışmanının bizim için bulduğu eve geldiğimizde dikkatimi başka konuya verebilecek olmama sevindim fakat kafam büsbütün dağınıktı, diken üstünde yürüdüğümü sanıyor, danışmanın ev hakkında anlattıklarını dinliyor gözüküyordum, başarılı mıydım orası muamma. Yıllardır olduğu gibi içinden geleni yapan arkadaşım her şeyi unutmuş görünüyor, danışmana evle ilgili sorular soruyordu, halbuki iki saat öncesine kadar eve bakmaya hacet olmadığına beni ikna etmeye uğraşıyordu, aslında evle ilgilenecek kişi ben ve buraya zorla getirilecek kişi o iken; şimdi o, danışmana türlü sorular sorup eve araştırarak bakıyor, ben bir köşeye sinmiş, ev turunun bitmesini dört gözle bekliyordum.
Birkaç saatimiz de ev mobilyası bakmaya gitti. "Hiç gücüm kalmadı, bir an önce uyumak istiyorum," dedim bitkin bir sesle. Yorgunluktan ayaklarımı sürüyecek raddeye gelmişken arkadaşım yüksek enerjisiyle telefonunu cebine soktu ve mütebessim gözlerle bana baktı. "Hayır, çok yorgunum, yarın ne istersen yaparız oldu mu?" Gözleri heyecanla parladı ve başını derhal iki yana salladı, "ayrı eve çıkıyor oluşumuzu kutladıktan sonra elbette uyuyacağız!!" dedi coşkuyla, "takatim kalmadı diyorum," dedikten sonra onun gözlerindeki yıldızların sönüşüne seyirci kalmak kabil olmuyordu, hemen ardından, "tamam," diye sızlandım, "ama sadece bir kenarda otururum."
Beni asla bulunmak istemeyeceğim bir bara getirdiğinde yüzümdeki istihza ile bir kenara oturdum, benim suratımın sirke satmasıyla da eğlenmekten epey uzak oluşumla da ilgilenmeden Minjun denen çocukla şakalaşıyor, fısıldaşıp kıkırdıyorlardı. Minjun benim isteksizliğimi, kendimi buraya yakıştıramayışımı kabullenmiş biri olarak en makulünü yapıp beni görmezden geliyordu. Yaşımızın tutmadığı bu mekana Minjun'un bir tanıdığı vasıtasıyla girebilmiştik, hesabı ikimizin de ödeyemeyeceği hususunda baştan anlaştık, biraz alkol tükettikten sonra ikisinin arasındaki muhabbete katılmaya heves duydum, her şeyi bir kenara koyarsak Minjun -bereket versin- zannettiğim kadar sıkıcı veya art niyetli görünmüyordu, eğer böyle usulüne uygun devam ederse Jungkook ile ayda iki defaya mahsus buluşmasına müsaade edebileceğime kanaat getirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shameless friend,, kookmin
Fanfictionjungkook, mastürbasyon sırasında aletini çekmekten yorulduğu için beni ayağına çağırıp benden çekmemi rica edecek kadar arsız biriydi.