10; beni kendine gizlice aşık etmiş olabilir misin

3K 275 30
                                    

10; Beni Kendine Gizlice Aşık Etmiş Olabilir Misin

Başımın çevresini hummalı bir şekilde tavaf eden endişe fısıltılarının arasında gözlerimi açtım, ışığa alışmamış gözlerim yatağın ucunda oturan kadının hararetli beden dilindeydi, karşısında duran babamı suçladığı bir tartışma içindelerdi, benim için endişe ediyor da babamdan hesap soruyorduysa dudaklarıma tatsız bir memnuniyetin yayıldığını görmesi hakkıydı. Annemin yüklemi belirsiz cümlelerinin sonunu bekleyen babamın bakışları bir aralık bana kaydı, gözlerinde birden beliriveren alakayı seyrettim. "Oğlum?? Jimin?" Aramızdaki iki adımı bitirip elini alnımda, saçlarımda amaçsız fakat telaş kokan bir tura çıkardı. "İyi misin?" Başımla onaylarken oturur poziyona geçtim, buruşan suratıma bakarak sırtımın arkasına ihtiyatla yastık yerleştirdi. "İyi misin Jimin? Konuşsana, bizi korkutma daha fazla," diye hayıflanan anneme bakmadan dudağımı ıslatıp babama doğru "iyi" olduğumu söyledim. Başımda ve vücudumun birkaç uzvunda ağrı vardı sadece, kemiklerimin sızısı dışında. "Nasıl oldu bu? Şoför mü yaptı?" Oturduğu hastane yatağında daha yakınıma gelir gelmez elimi iki eli arasına alan annemin hiddetini yorgunluğum karşılıyordu. Konuşmaya mecalim yoktu, yine de karşımda fal taşı gibi açık gözlerle benden gelecek en ufak bir açıklamayı bekleyen annemi hüsrana uğratmak istemedim, ağzımdan birkaç kelime çıkacakken babam konuşmama engel oldu. "Polis yeterince zorlayacaktır zaten. Senin sorgunu sonraya bırakabiliriz." Annemin ateş saçan bakışlarını üzerine çekmişti, önemsemeden bana bakmaya devam etti. "Şimdi polis sana birkaç soru soracak. Acele etmeden, düşünerek cevapla. Biz odanın dışında olacağız." Omzumu destek verirce sıktı, ardından ikisi hastane odasından çıktı, kapıyı açık bırakarak bahsi geçen polisin yanıma gelmesini kolaylaştırdılar. Polisin sorduğu soruları cevaplandırırken oldukça yavaştım, annemin zannettiği veya polisin şüpheleneceği gibi şoförün bile isteye verdiği bir zarar yoktu, hareket halindeki arabadan atlamak kendi kararımdı, elbette beni arabaya kitleyip rızam dışında bir yere götürmeye kalkışmasının suç sayılacağını biliyordum fakat yine de şikayetçi olmadım, babamla şoförün aralarında çözmeleri gereken bir mevzu olduğuna inanıyordum, böyle olmasa babam odadan çıkmadan önce kesinkes şikayet etmemi söylerdi. Polis, benimle işi bitince geçmiş olsun dileğinde bulunup beni hastane odasında yalnız bıraktı.

Mahalleye girişimi, arabadan yola yuvarlanışımı, hastanede gözlerimi açışımı, annemin elleri arasındaki elimi idrak edemeden kapı yeniden açıldı. Annemle babamın gireceğini sanıyordum, şaşkın bir suratla bana yaklaşan bedene aynı şaşkınlıkla baktım, olanları düşününce onunla gözgöze gelmek korkunçtu, şimdi yatağın ucuna oturmuş bana bakıyor, yalnızca bakıyordu. Gerildiğimi hissettim, bakışlarım bulunduğum odayı araştırmaya çıktı, dikkatimi çekebilecek en ufak bir ayrıntıyı muhtaçlıkla ararken konuştu. "Beni kurtarmak için arabadan atladın mı gerçekten?" Eğlenen tınısı nefesimi kesti, yanaklarım al al oldu. Onun başına bir şey geçecek korkusuyla, ki bu korkum ona her zaman aşırı gelmiştir, kendimi yola savurmama inanamıyor, benden yanıt bekliyordu. Nefesimi tuttuğumu fark etmemesini dilerken iki parmağının tersiyle yanağıma dokunup mutlulukla kahkaha attı, utançtan kızarışımı görüyordu, tanrım, yerin dibine soksaydın daha az kapana kısılmış hissederdim. "İyi misin şimdi?" Sessizce başımı aşağı yukarı salladım. Sırt üstü uzandı, tam bacaklarımın üzerine verdi ağırlığını, pek rahat bir pozisyonda değildi, umursamadığını biliyordum, şimdi beni oradan seyrediyordu. "Bakmayacak mısın?" Adem elmam hoplaya zıplaya dilimin ucuna ulaşmışken kafamı ona çevirdim, yanaklarımın sıcaklığı bir nebze olsun azalmıştı. Birkaç saniye onun memnun ifadesini çatık kaşlarım altından süzdükten sonra kendimi daha rahat hissediyordum. "Öğretmenle ne konuşmuştunuz?" diye sordum huysuzca. Ciddileşir gibi oldu, uzandığı yerden kalkıp oturmakta karar kıldı. "Matematik olimpiyatlarına katılmamı istiyor." Bu sefer bakışlarını o kaçırmıştı. "Sen ne dedin?" dedim. Kafası matematiğe basıyordu, bursunu sayısal zekasına borçluydu ama ilerlemek istediği alan matematik miydi emin değildim. "Düşüneceğimi söyledim," dedi, konuya ehemmiyet vermiyor gözükmeye çabalıyordu. "Katılmalısın," dedim kayıtsızca. Cevap vermek yerine oturduğu yerde zıpladı. "Rahatmış," dedi yatağı kastederek.

shameless friend,, kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin