16; Sen Benimle Konuşmadan Gününü Bile Tamamlayamazsın.
Büyük bir sabırsızlıkla geleceği anı bekledim, tek başıma yakınına yaklaşmaktan itinayla kaçtığım evde, onun odasında, pencere kenarına kurulmuş bir vaziyette, yalnızca bekledim. Ne olacağı, hakkımda ne hüküm verileceği konusunda en ufak bir bilgiye sahip değilken korkmadığımı belirtmekte abeslik görmüyorum, bilakis içimde zaptedilemez bir güven taşıyorum, her ne yaşarsak yaşayalım bu arkadaşlık bozulmayacak, biliyorum, bozulmaması için her şeyi göze alacağım aşikar, ben bu hırsı koruduğum sürece korkmama gerek yok. Kafamda, onun ayağını apaçık kaydırmama binbir türlü izahat getirirken vakit epey ilerledi, benim kızarmayan yanaklarımla evinde kendisini beklediğimi bildiği için dışarıda olabildiğince oyalanıyordu, dün gece yaşananlardan sonra kendi evimde kalmak istemeyişime mecburi bir saygı duyarken beni cezalandırabileceği tek yol buydu. Evin kapısı çaldığında mahirane bir hızla onun yatağına uzanıp çantamdaki defter kaleme sarıldım, odasına girip bana göz ucuyla bakmanın ardından odadan çıkıp banyoya gitti, geldiğini dahi fark etmemişim gibi hallere girdim, oyunculuğumu sürdürerek defterdeki notlarıma anlar gibi bakarken duşunu almış bir biçimde odasına girdi, giyinip kuşandıktan sonra odadan çıkmaya yeltendi, sükunetim ister istemez bozuldu. "Nereye?" Sakinliğini koruma çabasındayken etrafına bakındı. "Kafa dağıtmaya." Gergin bir şekilde dudağımı ıslattım. "Nerede olacağını söyle, öyle git. Hem kiminle olacaksın? Tek başına mı? Yarın okul var, geç olmadan dönmen lazım ya da dur. En iyisi ben de seninle geleyim." Onu en eksiksiz şekilde kontrol edebileceğim şartları düşünüp ayaklandığımda benden daha kararlı olduğunu göstermekten çekinmedi, beni göğsümden iterek oda kapısından uzaklaştırdı, "gelmeyeceksin" diyerek ihtar kokan bakışlarını gözlerime sabitledi, "neredeydim, kiminleydim, ne konuştum, ne yaptım, ne zaman gelirim diye merak edip burada bekleyeceksin." Tüm vücudum gerildi, dişlerimi sıkmaktan ona itiraz etme fırsatı bulamadım, hoş, itiraz etmemin faydası olmayacağını bu kadar iyi kavramışken dişlerimi sıkmak içime su serpen bir mazeret görevi gördü. Memnuniyeti suratından okunurken odadan çıkacağı sırada aklıma bir fikir geldi, "Şoför kapıda. Seni o bıraksın bari, boş boş sabahı bekleyeceğine birinin işine yarar en azından." Teklifimdeki fırsatçılığı bir nebze olsun sezmedi, kabul edip evden çıktı, bir çırpıda şoförü arayıp gözlerini dört açıp arkadaşıma sahip çıkmasını, benimle sürekli ama gizli bir irtibat halinde olmasını, nereye, kiminle gittiğini ve gözlemleyebildiği her ayrıntıyı bana bildirmesini söyledim. İşte şimdi onu, söylediği gibi "merak edip" bekleyebilirdim.
Elbette nereye gittiğini, arabadayken telefonda konuştuğu kişinin ismini bilmek beni tekmil sakinleştiremezdi, kendi gözümle gördüğüm kadar rahatlatmıyordu, belirsizliği tümden ortadan kaldırmıyordu, yine de aldığım istihbaratı azımsayacak kadar gözüm dönmüş değildi. Şoförün söylediklerinden anladığım kadarıyla, sınıftan bir çocukla, önce bir yerden birkaç poşet alkol almış, ardından mahallesinin bulunduğu semtteki bir parka gitmişlerdi, birlikte gittiği kişinin o haydut tipli Taehyung olmamasına o denli sevindim ki başkalarıyla kaynaşmaya başlamasına üzülmek hemen aklıma gelmedi. Minjun sınıfın sessiz öğrencilerindendi, insanları maaş veya mesleklerine göre ayırmaz, eğitimliyi de eğitimsizi de aynı kefeye koyardı, annesinin kurduğu onca vakfı boş işler kurulu, kazandığı parayı manasız kağıt tomarı olarak gören bu ahmakla hiçbir zaman anlaşabildiğim bir vakit peyda olmamıştır. Bay Shim'den, ikisinin parkın çimenlerine yayılmış ne konuştuğuna kulak kabartmasını isteyince arabadan inmesinin onları şüphelendireceğini söyleyip kesin bir dille reddetti, zaten babam yaşındaki adamı iğrendiği bir duruma sokmuşken üstüne ısrar etmeye cesaret edemedim, bereket versin aklıma gelen sair fikir daha tatmin edici sonuçlar verdi, yalnızca teyit amaçlı bakındığım Minjun'un sosyal medya hesabında akşama dair paylaşımlar yapılmıştı. "Birlikte eğlenmek için en doğru kişiyi seçtin," notuyla yaptığı paylaşım birkaç yüz beğeni almış. Bu çocuğun sosyal medyada bu kadar tanınırlığı olduğunu bilmiyordum, sosyal medyada olup bitenlere pek hakim değilimdir, çünkü önceleri dediğim gibi Jungkook'un telefonu hurdadan farksız, sosyal medya hesaplarına sadece benim telefonumdan girebiliyor, onun kiminle arkadaşlık edip kiminle mesajlaştığını bilmek benim "sosyal medya merakımı" gideriyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shameless friend,, kookmin
Fanficjungkook, mastürbasyon sırasında aletini çekmekten yorulduğu için beni ayağına çağırıp benden çekmemi rica edecek kadar arsız biriydi.