29; Bu Defa Korkmakta Çok Haklı.
O günün havası uzaktan esiyordu sanki, beti bereketi kalmamış bir meltem yakın hissettirmeyen yerlerde usul usul geziniyordu, insanın içini kemiren bir kurt gibi dolaşan sancı her yerdeydi, evet bugün sancılı bir gündü, en çok kıvrandırdığı kişiyse kuşkusuz jimin'di, iki gündür aklından bir türlü çıkaramadığı yarı final gelip çatmıştı, arkadaşı özellikle bugünün sabahında zaptedilemez bir teheyyüç ve stres içindeydi, tek istediği oğlanın kendisini bir nebze olsun yatıştırması veya bu konuda en ufak bir çabasının olduğunu görmekti ancak oğlan, arkadaşının yarı finali sorunsuz geçip finale yükseleceğinden emindi, mamafih arkadaşının sakinleştirilmesi gerektiğini düşünmüyordu, aslına bakacak olursanız arkadaşını ne deyip de yarışmaya gitmekten vazgeçirebileceğini düşünüyordu, tam da arkadaşının gülünç bulduğu biçimde.
Evden çıkacakları sırada, "iyi şanslar öpücüğü vermek ister misin?" diyen arkadaşına iç geçirerek bakmıştı, "ne hacet?" deyip yanından öylece geçti, çocuksa hevesinin kırıldığını gizleyerek tepkisiz kalmayı tercih etti.
Oysaki oğlanı öpmek şu günlerde onu en çok mutlu eden şeydi, hele o utanışı, istemez duruşu...
O dudakların tadını lisenin ilk yılında aldığından beri öpüşmelerini hormonlarını tetikleyen anlık bir atak olarak görmüştü fakat son zamanlarda o pembeliklerin kendi dudaklarına değiyor oluşunu tahayyül etmek dahi kalp atışlarını hızlandırıyor, onu ölçülemez bir arzuya sürüklüyordu, evet, junghee denen kızın, "o sana âşık, hem de uzun süredir," deyişine bir an için inanmasını çok gülünç bulmuştu fakat şu günlerde bu safsatanın hakikat olmasına öyle ihtiyaç duyuyordu ki, nasıl veya hangi sebeple olacağı üzerine kafa yormadan yalnızca oğlanı arzuluyordu, o zamanlar hakir gördüğü mektubun şimdilerde, oğlan tarafından yazılmış olmasını hayal edecek mertebeye ulaşmıştı, sahi ne olmuştu o mektup? keşke şu an okuyabiliyor olsaydı, ne yazdığını hatırlamaya çalıştı, belki eksikti fakat, "jungkook, bunları yazıyorum çünkü yüzyüze geldiğimizde içimden geçenleri söyleme cesaretini bulamıyorum," diye başlıyordu, ardından büsbütün hatırladığı tek cümleyi düşündü, "sen yanımdayken kendimi dünyanın en muktedir insanı hissediyorum," bu sözü unutmamıştı, hatta oğlan bunu okuduğunda da ciddiye almayıp alay etmişti çünkü böyle güçlü hisler aktaran bir cümlenin kendisine ithaf edileceğine inanmamıştı, o mektup eğer gerçekten kendisine yazıldıysa oğlanın yazmış olmasını diliyordu.
Hulâsa oğlandan hoşlandığını düşünmeye başlamıştı ve eğer buna kanaat getirirse örtbas edip oğlandan gizlemek gibi bir niyeti asla yoktu, jungkook her zaman açık oynayan, cüretkâr bir çocuktu, yalnızca arkadaşına nasıl itiraf etmesi gerektiğini bilmiyordu.
Okula vardıklarında oğlan sınıfa giderken arkadaşı müdürün odasına gitti, onu orada bekleyen yalnızca müdür değildi, diğer bir yarı finalist olan mina da oradaydı, müdür asıl gözde öğrencisinin gelmesinden duyduğu büyük hazla, "günaydın çocuğum, umarım kahvaltı etmemişsindir," dedikten sonra odanın ortasındaki sehpada duran muhtelif yemekleri işaret etti, "çekinme, bunlar sizin için," deyip çocuğu cesaretlendirmek istedi, jungkook müdürden çekiniyor olmasa da mina'nın varlığı gerilmesine neden oluyordu, kız da pek rahat gözükmüyordu, yine de yapılması gerekeni yapmak adına oturup yemekten yemeye başladı, hepsi çok lezzetli görünüyordu, yedikçe iştahı açıldı ve kızın orada oluşunu önemsemedi, kız da eski sevgilisini iç geçirerek izlemeden bir şeylerin tadına bakmaya çalıştı, "bugün derslere girme zorunluluğunuz yok, en iyisi gidene kadar kütüphanede son tekrarınızı yapın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shameless friend,, kookmin
Fanficjungkook, mastürbasyon sırasında aletini çekmekten yorulduğu için beni ayağına çağırıp benden çekmemi rica edecek kadar arsız biriydi.