Jisung karşısındaki görüntüye çok hazırlıksız yakalanmıştı. Göz göze geldikleri an yer ve mekan farketmeksizin zaman durmuştu sanki. O anda afallayıp gitarın yanlış teline bile dokunmuştu. Bir an için Hyunjin dönüp anlamsızca ona baktı ancak onun gözleri Minho'daydı.
Minho böyle bir yüz ifadesiyle karşılaşacağını beklemiyordu bu yüzden keyiflendi, şimdi kafasındaki tilkiler biraz daha hareketlenmişti.
Hep birlikte shotları attılar. Felix ve Changbin yarış yaparcasına birbirlerine bakarak iki shot daha atmışlardı. Changbin heyecanlı ve coşkulu bir şekilde bağırdı, sesi sahnedeki solisti bile bastırmaya yetmişti. Felix ise ona bakarken çok eğleniyordu.
Aradan biraz zaman geçince sahnedeki grup ara verdi. Jisung grup arkadaşının ona attığı su şişesini yakaladı, su içerken arkadaşlarına doğru bakıyordu. Felix, Jisung'a seslendi.
- HAN BURAYA GEL ÇABUK!
Jisung onu kafasıyla onayladı ve grup arkadaşlarına birkaç şey söyledikten sonra Hyunjin'le birlikte sahneden aşağı inip arkadaşlarının yanına geldi.
Felix hemen ayaklanıp ikisine birden sarılmaya çalıştı. Changbin anlamaz bakışlarla biraz da kıskançlıkla yüzüne sahte bir gülümseme takındı.
- Arkadaşlar bu Jisung, ahh bazılarınız onu zaten tanıyor!
Dedi yine sinsi gülümsemesini takınmışken Minho'ya bakarak.
- Bu da arkadaşımız Hyunjin.
Hepsi aynı anda memnun olduklarını dile getirdiler. Hyunjin Minho'ya bakarken konuştu.
- Seni tanıyorum, sen Han'a çarpan doktorsun değil mi?
Minho bir anda herkes kendisine bakınca şaşırmıştı. Soru çok ani gelmişti.
- Evet o benim, unutmamışsın
Dedi sahte gülümsemesini takınıp hafifçe gözlerini devirirken. Anlaşılan kendisinin yıldızı onunla pek barışmayacaktı. Felix, Hyunjin'in bakışlarını yakaladığında çaktırmadan koluyla onu dürttü ve konuştu.
- Hyunjin hem grup solisti hem de çok iyi bir dövme sanatçısıdır.
Chan direkt olarak atladı.
- Ahh öyle mi? Çok iyi dostum, biliyor musun bu ara dövme yaptırmak istiyorum belki de sana gelmeliyim, konuşabiliriz.
- Çok güzel, ne tarz bir şey istiyorsun?
Onlar dövme muhabbetine girmişlerdi. Jisung ise tam Minho'nun karşısındaydı. Herkes hemen kaynaşıyordu ama her nasılsa bu ikisi asla hızlı bir şekilde iletişime geçemiyordu. Jisung bara gitmek istediğini belirtti.
- Bir şey isteyen var mı?
Minho atladı.
- Bekle seninle geleyim ben de alacağım.
Jisung onu beklerken hafifçe arkasını döndü. Minho yanına geldiğinde onu yönlendirmek istermişçesine koluna dokundu. Jisung bu hareketine çok şaşırmıştı ama belli etmemeye çalıştı. Aslında bunlar çok normal şeylerdi ancak onun kafası şu anda çok farklı çalışıyordu. Belki de bu konuya fazla kanalize olduğu için her şeyden bir anlam çıkarıyordu.
Bara geldiklerinde Minho ne içmek istediğini sordu.
Jisung tek buzlu viski istediğini belirtti. Minho hem kendisine hem Jisung'a viski sipariş etti, hazırlanmasını beklerken konuştu.- Ee görüşmeyeli nasıl gidiyor?
Jisung sincap suratıyla biraz daha şaşırmıştı. 'Gerçekten nasıl olduğumuzu mu konuşacağız?' diye geçirdi içinden. Minho da şaşkınlıkla ona bakmıştı. Çok saçma bi andı. Jisung 'umarım dışımdan düşünmemişimdir' diye düşünürken cevapladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERENDIPITY | Minsung
FanfictionGenç, yakışıklı ve başarılı bir doktor olan Dr. Lee bir gün tesadüfen biriyle tanışır. *** Minho ona herhangi bir hastası gibi bakmak istemiyordu ve aralarında sadece bir karış mesafe vardı. Bu durum sıradan bir muayene için yeterince zordu... *** ...