31

640 65 81
                                    

Yemek sırasında Minho dalgındı, bu durum Jisung'un da dikkatini çekmişti.

- Bir sorun mu var?

- Ahh hayır sadece biraz yorgunum

Jisung enerjisiyle Minho'yu neşelendirmeye çalışıyordu. Minho da ona gülücükler saçmak için elinden geleni yapmıştı.

Eve dönüş yolunda Minho hala gergin görünüyordu. Jisung ise sevgilisinin bu halinden hiç hoşlanmamıştı, yolunda gitmeyen bir şeyler olduğundan emindi.

- Biraz yukarı gelmek ister misin?

- Sanırım... eve gitsem iyi olacak Jisungah

Jisung'un keyfi kaçmıştı, aslında neyin keyfini kaçırdığını tam olarak anlayamaması daha da keyfini kaçırmıştı. Kısır bir döngünün içinde gibi hissediyordu.

- Peki o zaman ben çıkıyorum

Jisung sevgilisinin boynuna sarıldı ve onu boynundan öptü. Minho bu temasla derinden etkilenip ürpermişti ancak eve gidip dinlenmek istiyordu. Jisung sevgilisinin boynundan ayrılırken derince gözlerine baktı. Minho ise bu bakışlardan yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu az çok sezdi.  Jisung'un canını sıkan bir şeylerin olduğu belliydi.

- İyi misin sen?

- Ahh... iyiyim merak etme ben de evde dinlenirsem daha iyi olacak gibi

- Tamam, seni seviyorum görüşürüz jagi

- Ben de... görüşürüz

Jisung arabanın kapısını açıp çıktı. Yüzüne çarpan sert ve soğuk rüzgardan dolayı gözlerinin dolduğunu düşündü. Nedenini anlayamadığı bir şekilde tuhaf hissetmişti. Sadece birkaç gün olmuştu, henüz birkaç gün... Minho'nun birden bire bu şekilde davranması canını fazlasıyla sıkmıştı. Hemen eve çıkıp kendisini duşa attı. Suyla birlikte içindeki kötü hislerin de gitmesini temenni ediyordu...

Minho yolda kendine sövmekle meşguldü. Donuk bakışlarını yola dikmişti. 'Neden bu şekilde davrandın ki aptal Minho?!' dedi içinden kendi kendine bağıran ama kimsenin duymadığı sesiyle...
Jisung'un gözlerindeki hayal kırıklığını görmüştü, ama huyuydu işte, böyle saçma bir duruma girdiğinde kolayca toparlayamıyordu kendini, yüzüne bir kez memnuniyetsizliğin ve endişenin ifadesi düştüğünde kolayca söküp atamıyordu soğukluğunu. Aslında kızgınlığı ve soğukluğu Jisung'a değildi, hem geçmişine hem de kendisineydi...

***

Hastanede saatler birbirini kovalıyordu. Minho bilgisayardan bazı raporları kontrol ediyordu. Bir ara eli telefonuna gitti, hiç mesaj yoktu. Sıkıntıyla telefonu bir kenara attı. Bilgisayara odaklanmakta tekrar zorluk çektiğinde telefonunu tekrar alıp Jisung'a mesaj attı.

''Günaydın sevgilim?''

Direkt olarak kapadı ekranını ve beklemeye başladı, şimdi içi biraz olsun soğumuştu. Gelen mesaj sesiyle irkildi, hemen telefonunu alıp kontrol etti. Yazan Changbin'di. Akşam için görüşme planları yapıyordu. Hemen ona yazdı, duygularını paylaşma ihtiyacı hissediyordu, ardından Chan yazdı: ''Bana gelin!''. Bu fikir ikisinin de kafasına yatmıştı. Akşam görüşmek üzere sözleştiler.

Aradan geçen 1 saat 36 dakikadan sonra Jisung'dan cevap gelmişti.

''Günaydın sevgilim, üzgünüm uyuyakaldım bugün işim yoktu''

Minho mesajdan sonra derin bir nefes aldı. Dünkü görüşmelerinden bu yana garip hissetmişti, suçluluk duyuyordu çünkü sevgilisinin soğuk davrandığını hissetmişti. 'Ama tüm suç bende' diye geçirdi içinden. Hemen dönüş yaptı.

SERENDIPITY | Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin