Jisung aldığı zevkle nefessiz kalmıştı. ''Evet'' diye fısıldadı sadece. Minho onun istediğini hemen vermeyerek ona sadece işkence etmek istiyordu ama Jisung karşısında çaresizlikle fısıldadığında bu düşüncesinden vazgeçti.
Minho onu izlerken kendi penisini birkaç kez çekiştirip daha da erekte olmasını sağladı. Jisung'un üzerine eğilerek ellerini omuzlarının iki yanına sabitledi ve aletini Jisung'un deliğine bastırdığında kulağına fısıldadı.
- O herifi bir daha görmeyeceğine söz verir misin?
Jisung kendinden geçmişti.
- Ahh, söz, nolur, söz...
Minho hınzırca gülümsedi, sonra aniden kendini Jisung'un içine itti. Jisung tiz bir ses bıraktı, gözleri kocaman açılmıştı. Minho'nunsa bakışları daha karanlıktı.
Minho, Jisung'un bacaklarını yavaşça omuzlarının üzerine aldı, bu da Jisung'un daha da zevk almasını sağlamıştı. Çığlık atmak istiyordu ancak evde tek olmadıklarını bildiği için kısık sesle inleyip çarşafı sıkmakla yetinmişti.
Jisung'un bu halleri Minho'yu daha da delirtmişti. Kulaklarında duyduğu ses onu daha da vahşileştiriyordu, sanki o anda farklı bir insana dönüşüyordu. Kafasını iki yanında uzanan bacaklardan birine çevirip bacak içlerini öpüp ısırmaya başladı. Jisung bu hisle çarşafı biraz daha sıktı, dili zevkle gerilmiş olan dudaklarının üzerinde geziniyordu. Minho karşısındaki manzarayla daha da zevk aldı.
Terli bedenlerinin birbirine çarpma sesleri yankılanıyordu, bir de Jisung'un küçük iniltileri...
Minho omuzlarındaki bacakları bir çırpıda atıp aletini Jisung'dan çıkardı ve üzerine eğildi. Penisini onunkinin üzerine koyup sertçe bastırıp ileri geri sürtündü. Jisung zevkten ağlamak üzereydi, çareyi gözlerini sımsıkı kapamakta bulmuştu.
Minho üzerine eğildiği sevgilisinin dudaklarını büyük bir iştahla emmeye başladı. Jisung Minho'nun alt dudağını sertçe emdiğinde Minho da inledi.
Sonrasında Minho doğruldu ve Jisung'u yüzüstü çevirdi. Jisung Minho'nun ellerinde bir oyuncak gibi hareket etmeyi seviyordu. Onu istediği gibi yönlendirmesi onun da hoşuna gidiyordu.
Minho önce Jisung'un kalçasının üzerine oturdu, aletini kalçasına biraz sürttükten sonra belinin üzerine geldi, dizlerini her iki yanına koyup üzerine eğildi. Elleri sırtından destek alıyordu. Tek elini omzunun yanına indirdi, diğer eliyle de ensesinden kavradığı saçları önce hafifçe okşadı, sonrası sertçe çekip kafasını geriye doğru kaldırdı. Kulağına eğildi.
- Hoşuna gidiyor mu jagi?
Jisung saniyeler içinde yaşadığı yoğun zevkten kendinden geçmişti. Kısıkça yanıtladı.
- Ev-ahh, evet!
Minho tekrar geri çekilip penisini kalçasına sabitleyip üzerine eğildi. Boynuna ve ensesine ufak öpücükler kondurup sıcak nefesini gezdirdi. Sıcak dilinin ucunu kullandığında Jisung çaresizce kalçasını ona daha da çok bastırmaya çalıştı. Minho penisinin onun kalçasında attığını hissedebiliyordu. Çok kısa bir süreliğine kafasını kaldırıp geri çekildi, dudaklarını zevkten dolayı ısırdı. Sonrasında tekrar Jisung'un boynuna eğildi ve bu sefer daha sert bir şekilde emmeye başladı. Jisung'un canı yanmıştı. Sesini bastırmaya çalışarak inledi.
- Ahh canın mı yandı tatlım? Üzgünüm
- Sorun değil bana her ne yapıyorsan yapabilirsin
- Imm, sana çok güzel şeyler yapmak istiyorum Jisangah
Minho konuştuğu sırada sıcak nefesini onun boynunda ve kulaklarında gezdirmeye devam ediyordu. Tek dirseğinin üzerinde yükselip diğer elini Jisung'un yumuşak kalçasına attı. Önce hafifçe okşadı, sonra biraz daha sertleşti ve kalçasının yanaklarını sertçe yoğurmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERENDIPITY | Minsung
FanfictionGenç, yakışıklı ve başarılı bir doktor olan Dr. Lee bir gün tesadüfen biriyle tanışır. *** Minho ona herhangi bir hastası gibi bakmak istemiyordu ve aralarında sadece bir karış mesafe vardı. Bu durum sıradan bir muayene için yeterince zordu... *** ...