SERENDIPITY | Minsung

2

- Tanıştığıma memnun oldum Jisung

Minho bakışlarını bir an için Jisung'dan alamamıştı.
Jisung ise onun bakışlarını hissedip biraz afallamıştı.

- Ben de memnun oldum doktor Lee

- Ahh lütfen bana Minho de

- A-aa tamam peki nasıl istersen, şey, içeri girelim mi artık? Burası biraz soğuk oldu da...

- Tabii

Minho hala gözlerini ayırmadan Jisung'a bakıyordu, tek kaşı anlamsız bir şekilde havadaydı, bir an için kafasını sallayarak içinde olduğu saçma durumu farketti ve hemen toparlandı. Tek elini yine uzatarak yolu gösterdi ve önden buyurmasını işaret etti. Jisung nazikçe gülümsedi. İçeri girdiklerinde Jisung ona bakıp tekrar gülümsedi ve elini hafifçe salladı.

- O zaman sonra görüşürüz

Minho tekrar tek kaşını kaldırıp hafifçe gülümsedi.

- Görüşürüz

Jisung arkasını dönüp kendi arkadaşlarının yanına ilerlerken içinden kendi kendine küfrediyordu. 'Ahhh neden görüşürüz dedim ki aptal Han aptal! Bir daha nerede görmeyi planlıyorsun tam olarak?'. Arkadaşları endişeyle ona baktılar.

- İyi misin Han?

- Ahh şey iyiyim önemli bir şey değil.

- Hayır, kendi kendine konuşuyor gibiydin.

- Öyle mi? Hiç farketmemişim... Eee şimdi ne içiyoruz?

Minho Chan'in yanına döndüğünde Chan gözlerini kısarak sorgulayıcı bir tavırla sordu:

- Dostum nerdesin? Aradım açmadın, tuvalete gittim ve yoktun. Aklını mı kaçırdın?

- Ahh üzgünüm, telefon sessizde sanırım ve evet ben en son tuvalete gidiyordum değil mi?

- Noldu?

- Önemli bir şey yok, yanlışlıkla birinin gözüne çarptım ve kontrol ettim.

Chan bir kahkaha patlattı.

- Bu gerçekten iyiymiş!

Dedi işaret parmağını Minho'ya doğru sallayıp birasından bir yudum alırken. Minho iç çekerek masanın bir köşesine takılmış bakışlarıyla gülümsedi. Chan durumu farketmiş olacak ki hemen atıldı:

- Eee yakışıklı mıydı?

- Ne?!

- Yakışıklı mıydı diyorum?

- Evet, yani öyle de denebilir, biraz sevimliydi...

- Kimdi? Burada mı?

Minho arkasını hafifçe dönüp baktı, aradaki kalabalıktan tam seçemiyordu ancak onu görmüştü.

- Kalabalığın arkasında, karşıda senin sol çarprazında kot ceketli olan.

Chan hafifçe doğrulup o yöne baktı.

- Tam seçemiyorum ama evet sevimli birine benziyor.

- Neyse, burada oturup bi yabancı hakkında konuşacak değiliz.

- Öyle deme, ben senin dostunum, döndüğünde gözlerin parlıyordu, pek de yabancı kalmasını istiyor gibi değilsin...

- Hayır hayır, unut gitsin, her beğendiğim kişiye asılamam değil mi? Üstelik o biraz şey duruyor, hetero...

Chan bir kahkaha daha patlattı.

- Dostum inan bu işler hiç belli olmuyor, benim çalıştığım yeri biliyorsun değil mi? Herkes ağır hetero gözüküyor ancak yan ofisten biri bir gay barda görülmüş hem de sevgilisi ile... Gerçekten bu işler hiç belli olmuyor. Oysa ki adam aşırı straight duruyordu...