Minho derin bir sessizliğe gömüldü. Gitmesine izin vermek zorundaydı zaten daha fazla yapabileceği bir şey yoktu. Hemen Seungmin'i geri aradı. Telefon birkaç kez çaldı ancak bu sefer de o açmıyordu.
***
Jisung yağmura karışan gözyaşlarıyla Felix'i aradı ancak cevap vermemişti belki oradadır diye dövme stüdyosuna gitmek istedi. İlk geçen taksiye atladı. İçeri girdiğinde Felix, Jeongin ve Hyunjin'le karşılaştı. Felix Jisung'u o halde görünce hemen ayağa kalkıp yanına geldi. Hyunjin de oldukça endişelenmişti.
- Jisung! İyi misin?! Neyin var??
- Anlatacağım Felix, sadece biraz soluklanmama izin ver lütfen.
Felix dayanamayıp onu göğsüne bastırırcasına sarıldı. Daha konuyu bile bilmeden duygulanmıştı. Gözlerinin dolduğunu hissetti.
Jeongin de şaşkınlıkla olan biteni izliyordu.
Aradan biraz zaman geçmişti, Jisung elindeki su bardağını sehpanın üzerine bırakırken konuştu:
- Felix... Minho beni aldattı...
- NEE?!!! Nasıl yani??
- Evet, ama durum maalesef böyle...
- Hayır, hayır, hayır. Buna ihtimal dahi vermem, tatlım emin misin?
Hyunjin, Minho'dan çok fazla hazzetmediği için araya girdi:
- Doktorlara, avukatlara ve bla bla mesleği olan insanlara güven olmaz... Zaten o çok farklıydı, hiçbir zaman bizden biri olamayacak, ona hiç ısınamadım!
Felix tersler bir şekilde Hyunjin'e bakış attı.
Hyunjin de mimikleriyle ona yanıt vermişti.
Jisung tüm olan biteni anlattı. Hyunjin de can kulağıyla dinliyordu. Jeongin de Jisung'un anlattıklarını dinliyor gibi görünmek istemiyordu ancak kulak misafiri olmuştu ancak Seungmin ismini duyduğunda dikkat kesildi.
- Afedersiniz biraz önce kulak misafiri oldum da, Hyunjin doktorlara güvenilmez demişti, yani bahsettiğiniz kişi bir doktor, abimin adı da Seungmin, o da bir doktor ve burada göreve başladı, bundan dolayı bahsettiğiniz kişinin abim olup olamayacağını düşünüyorum da...
Jisung hemen telefonuna kaydettiği telefonu Jeongin'e gösterdi.
- Bu, bu abinin numarası mı?
- Ahh, evet bu o.
Jisung'un beyninde sanki bir şimşek çaktı. Minho stüdyoya geldikten hemen sonra Jeongin'in abisi de stüdyoya gelmişti. Jisung, Jeongin'in anlatacaklarını biraz daha can kulağıyla dinlemeye hazırdı. Hemen ona sorular sormaya başladı.
- Abin sana hiç Minho'dan bahsetti mi mesela?
- Ahh, hayır maalesef abimle aramızda öyle bir ilişkimiz yok. Sadece kağıt üzerinde kardeşiz. Babalarımız bir ama annelerimiz farklı. Abim babamın ilk eşinden. Bana göz kulak olmayı bir görev gibi yerine getiriyor. Bunu ondan isteyen de babam... Açıkçası onunla iyi anlaştığımı ve ona bayıldığımı söyleyemem. O, nasıl desem biraz soğuk ve sinir bozucu bir tip...
Jisung ondan biraz daha bahsetmesini istemişti. Jeongin'in anlattıklarına bakarak onun pek de iyi niyetli bir insan olmadığını anlayabiliyordu. Biraz olsun içine su serpilmişti.
Felix bir plan yapıp olaya el atmak istemişti. Ama planın ne olacağı konusunda hala kararsızdı...
***
Minho, Chan'ı aradı. Ne yapacağını bilemez haldeydi. Seungmin bir kere daha mı hayatını mahvedecekti? Ona karşı hiçbir şey hissetmiyordu, ancak şu anda ona karşı öfkeyle dolup taşmıştı. Seungmin bencil ve istediğini elde etmeden bırakmayan bir tipti ve Minho onun şımarıklıklarına maalesef bir süre katlanmak zorunda kalmıştı. Minho için o tam bir zengin züppesiydi ve maalesef o bunu çok geç farketmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERENDIPITY | Minsung
Fiksi PenggemarGenç, yakışıklı ve başarılı bir doktor olan Dr. Lee bir gün tesadüfen biriyle tanışır. *** Minho ona herhangi bir hastası gibi bakmak istemiyordu ve aralarında sadece bir karış mesafe vardı. Bu durum sıradan bir muayene için yeterince zordu... *** ...