20

988 99 54
                                    

Jisung'un çenesinde hissettiği el ve kulaklarında duyduğu sıcak fısıltı ile midesinde kelebekler uçuşmuştu. Minho ilk kez ona bu şekilde temas etmişti. Minho'nun gözlerinin içine şaşkınlıkla baktı.

- Ben, ben sadece anlamını söylemek istemiştim

Minho anlamlı şekilde Jisung'a baktı ve hafifçe gülümsedi.

- Hmm, demek öyle?

- Evet

- Cevap vermeyecek misin peki?

- Buna cevap veremem

Minho Jisung'u izlerken yağmur çiselemeye başladı, hala Jisung'un çenesini tutuyordu, başını kaldırıp gökyüzüne baktı. İkisi de sessizce bir süre gökyüzünü izlediler. Minho konuştu.

- Hadi içeri girelim yağmur hızlanacak gibi

Jisung onu başıyla onayladı ve içeri girdiler, ne kadar süredir dışarıda oldukları hakkında bir fikirleri yoktu. Chan ve Jinae koltukta sızmıştı. Bazıları da etrafta gözükmüyordu, saate baktıklarında 02:37 olduğunu gördüler. Felix ve Changbin de ortalıkta yoktu. Jisung ona beklemesini işaret etti.

Jisung Felix'in odasının önüne gidip kapıyı yavaşça tıklattı. Kapıyı Felix açtı.

- Uyuyor muydun Felix?

Jisung fısıltıyla konuştu.

- Hayır şimdi girdik odaya, bekle battaniye alacağım

Jisung beklerken Felix elinde birkaç battaniye ile çıktı. Salona yöneldiklerinde arkadaşlarının üzerlerini örttüler.

Jisung alayla Felix'e fısıldadı.

- Changbin senin odanda mı?

Felix de gülerek bakışlarını devirdi.

- Tabii ki! Onu burda bırakacak halim yok

Derken iki kaşını hızlıca havaya kaldırdı. Jisung gülmemek için kendini tuttu. Felix başıyla hafifçe Minho'yu işaret etti.

- Sen de acele etmelisin bence

- Deneyeceğim Felix

- Deneme Han, yap!

Felix Han'a sarıldı ve kısık sesle onlara seslendi.

- Biz yatıyoruz çocuklar bence siz de yatın artık. Kahvaltıda görüşürüz.

Minho başıyla onu selamladı ve 'iyi geceler' diye cevap verdi. Jisung kısık sesle konuştu.

- Hadi gel sana giyecek bir şeyler bulalım

Minho'nun gözleri şaşkınlıkla Jisung'u izliyordu, onu takip etti. Koridor boyunca yürüdüler Felix'in kapısını geçip sola döndüler ve Jisung'un odasına girdiler.

- Dağınık bir şey görürsen üzgünüm, aslında toplamıştım şimdiden söyleyeyim de

- Daha çok bir öğrenci odası gibi

Jisung bakışlarını devirdi.

- Hangi öğrencide çift kişilik yatak var? Neyse şimdi sana pijama bakalım

Deyip gardıroba yöneldi. Bir pijama takımı bulup ona uzattı.

- Boylarımız hemen hemen aynı bunu giyebilirsin

- Tamamdır sağol

Minho elinde kıyafetlerle dışarı çıkacakken Jisung seslendi.

- Nereye?

SERENDIPITY | Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin