8

1K 109 19
                                        

Jinae'nin seslenmesiyle Felix kendisine çarpan kişiyi çok da umursamadı ve hemen Jinae'ye doğru yöneldi. Jinae hızlıca yanına gelip ona sarıldı. Changbin şaşkınlık içinde ikiliye bakıyordu. Felix bir anda yüksek sesle Jinae'ye doğru konuşunca Changbin hayatının şokunu yaşadı. 'Erkek mi?' diye geçirdi içinden ancak sanki içindeki ses çığlık atıyordu. Changbin elinde viskisiyle onlara bakarak kalakaldı çünkü gördüğü yüz belki de dünyanın en güzel yüzüydü.

Jinae Felix'ten ayrılınca başını anlık çevirdi ve yanlarında onlara bakan Changbin'i farketti. Jinae'nin bakışını gören Felix de Changbin'e baktı. Jinae Felix'in kulağına eğilerek bağırdı:

- FELIX, BU CHANGBIN!

Felix Changbin'e gülümseyerek baktı. Changbin o anda dışarıdan bakılınca biraz saf ve afallamış gibi görünüyordu. Felix ilk bakışta onun kasıntı, zengin ve biraz aptal olduğunu düşünmüştü. Nedeniyse tamamen Changbin'in ona bakış şekli, yarım ağızla hafif gülümserken onu baştan aşağı süzmesi ve afallamış görüntüsüydü. Bu durum Felix'in alarmlarını çalıştırmıştı. Felix'in dikkatini ilk çeken şeylerden bir diğeriyse Changbin'in çok pahalı olan aksesuarları ve kol kaslarıydı. 'Tam bana göre bi tip!' diye geçirdi içinden Felix. 'Zengin, yakışıklı, kaslı ve biraz saf!'

Jinae sonrasında hafifçe Changbin'in kulağına yaklaşıp tekrar bağırdı.

- BU ARKADAŞIM FELIX! BİZİM GRUBUN Bİ PARÇASI!

- ÖYLE Mİ? ÇOK MEMNUN OLDUM!

Diye bağırdı Changbin tek elini Felix'e uzatırken. Felix de hafif gülümseyerek elini uzattı. Changbin Felix'le tokalaşırken farkında olmadan elini biraz sıkmıştı. Felix de bunu hissedince 'Ne erkeksi' dedi içinden ve Changbine biraz sinsice gülümserken.

Jinae Felix'e kaş göz yaparak bir şeyler anlatmaya çalıştıysa da Felix ona bakmamıştı. Çünkü ağına düşürecek yeni kurbanını bulmuştu bile.

***

Changbin, herkesin deyimiyle 'pussy hunter Changbin' hakkında hiç kimsenin bilmediği bazı gerçekler vardı. O ailesi tarafından tam bir erkek olarak yetiştirilmiş, gurur kaynağı, iyi eğitimli, görgülü ama şımarık bir adamdı. Çevresinin de etkisiyle her zaman kadınlar onun için ön planda olmuştu, arkadaşları lise yıllarından beri Changbin'i kendilerine rol model almışlardı çünkü Changbin inanılmaz çapkın, skor peşinde ama saygı duyulan bir adamdı.

Tek gecelik ilişkilerde bulunduğu kadınlar bile ona inanılmaz saygı ve sevgi duyarlardı. Changbin'de adeta bir şeytan tüyü vardı, konuştuğu ve bakıştığı herkesi kolayca etkisi altına alırdı, parasının da buna etkisi vardı tabii ancak hiç parası olmasa bile kadınları hep etkileyeceğini düşünürdü.

Gelelim kimsenin onun hakkında tahmin etmeyeceği gerçeğe, Changbin aslında herkesin düşündüğü gibi hetero bir adam değildi. O kadın ağırlıklı biseksüeldi ve kendisi bile yöneliminin geç farkına varmıştı, ancak ilk tercihi her zaman kadınlardı. Erkeklere olan ilgisi ise sadece güzel yüzlü ve narin vücutlu erkeklereydi ancak bu durumu yani yönelimini en yakın arkadaşlarına bile anlatmamıştı. Minho'nun gay olduğunu düşününce arkadaşlarının asla onu yargılayacaklarını düşünmemişti, sadece hayati bir durum olmadığı için söyleme gereği duymamıştı.

***

Felix, karşısındaki erkeğin ona baktığında ne düşündüğünü, ne hissettiğini direkt olarak anlardı. Sadece gözlerine odaklanması yeterliydi. Bu Felix'in çok gay olan altıncı hisleriyle de alakalıydı tabii, her zaman radarları açıktı. Bunu biraz da sıkça yaptığı meditasyonlara borçluydu. Her zaman pozitifti, gülümserdi, erkeklerle eğlenmeye ve onlarla oynamaya bayılırdı.

SERENDIPITY | Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin