Merhaba! Biz My Hero (DELENA) 'nın yazarı EceNihanTuzcal ve İnsanlar Değişir'in yazarı AleynaCesmeci olarak bir hikaye yazmak istedik. Bu hikayede kendi yaşadığımız olayları birazcıkın abartarak anlattık. İki yakın arkadaş olarak biz bu olayları kağıda dökerken çok eğlendik . Umarım beğenirsiniz :)
Hadi kitabı okumaya başladığınız tarihi yazın :)
Ece'nin ağzından:
Aleyna'nın öğrencilerinden olan Alara, yere düşmüş ağlıyordu. Henüz sekiz yaşında olmasına rağmen bazen on beş yaşındaymış gibi konuşabiliyordu. Büyümüşte küçülmüş lafı kendisi için icat edilmiş desek yeriydi. Alara, yere düştüğü için ağlarken, Mert'de onun ağladığını görünce yanına oturup ağlamaya başladı. Berk'se ikizi Mert ağladığı için ağlıyordu. Ortalık ana okuluna dönmüşken, Aleyna ve ben şaşkınca birbirimize bakındık. Lise öğrencisiydik biz çocuk bakıcısı değil...
Bir kaç saniye sonra Aleyna, sinirle elini anlına çarpıp nefesini dışarı verdi. Onun bu haline aldırmadan, gülerek çocukların yanına gittim. Alara'ya elimi uzattığımda Aleyna, arkamdan bağırmaya başladı. "Ece, sakın kaldırma! Nasıl düştüyse öyle kalksın!" Bu sefer ben derin bir nefes aldım. Aleyna böyle durumlarda biraz sinirli davranabiliyordu. Ne de olsa onların öğretmeni oydu. Ona karşı çıkamazdım.
İç geçirdim ve Alara'nın yanında diz çökerek yanağındaki göz yaşını sildim. "Hadi tatlım, kalkabilirsin. Göründüğü kadar zor değil." En iyi arkadaşıma kıyasla daha fazla merhametliydim. Hele konu çocuklarsa...
Bir kaç denemeden sonra, her ne kadar zorlansa da, Alara pembe patenleriyle ayağa kalkmayı başardı. Aleyna'ya baktığımda zafer edasıyla gülümsediğini gördüm. O çocukların tek başına kalkmasını istiyordu çünkü her zaman yanlarında olamayacaktı.
Aleyna, yüzüne ciddi bir ifade yerleştirip ikizlere döndü ama bıyık altından sırıtıyordu. Bu gurur dolu bir sırıtıştı. İkizlerde ayağa kalkınca ben yerime geçtim. Aleyna'ysa geri geri paten sürmeyi göstererek derse devam etti.
Ders bitince Mert, Alara'nın yanına gelip konuşmaya başladı. "Şeyy... Alara... Sen bu gün düştün ya, canın çok acıdı mı? Senin canın acıdı diye çok korktum!" dedi saf aşık Mert. Aleyna'nın anlattığına göre kursun ilk dersinden beri Alara'ya aşıktı. Bunu sonralarıonunla kursa gelmeye başladığımda, rahatlıkla görebilmiştim.
Alara, Mert'e bir cevap veremeden ikizi Berk, hızla yanımıza geldi. Gözlerini devirip, "Bu çocuk harbi salak!" diye söylendi . Sonrada yanımızdan geçerek sırt çantasının yanına gitti. Mert ve Berk çift yumurta ikiziydi ve dokuz yaşındaydılar. İkiz olmalarına rağmen bir türlü anlaşamıyorlardı ve bu çoğu zaman büyük bir sorun oluyordu. Gerçekten de çoğu ikiz gibi birbirlerinin zıttıydılar.
Alara, Berk'in sözlerini takmadan Mert'e "Hayır, canım acımadı. Hem babam prenseslerin canının acımadığını söyledi," dedi ve saçını savurup yürümeye başladı. Mertse pes etmeyip peşinden gitti. "Sen prensessen bende senin prensinim!" dediğinde gülmeden edemedim. Gün geçtikçe Alara'ya takıntılı hale geliyordu.
Alara, onun sözlerini takmadan çantasını toplasa da hafiften kızarmıştı. Onun bu halleri bana Aleyna'yı hatırlatıyordu. Aleyna'yla 7. Sınıfta tanışmış olsak ta, küçüklüğünün Alara'dan farksız olmadığını biliyordum. Küçüklüğündeki şımarıklığı, ukalalığı ve kendini beğenmişliği hala devam ediyordu çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Peşimizde
ChickLitAleyna, lacivertti. Mavi kadar sıcak ama yaşadıkları onu kararttı. Lacivert otoritenin rengidir. Aynı zamanda uyum ve başarıyı temsil eder. Arkadaşlık ilişkileri ve hayatında başarılı olan Aleyna'yı en iyi tanımlayan renk budur. Ece, pembeydi. Onun...