Bir süredir ne yazıkki bölüm yazamadık. Okul ve ailevi yönden çok saçma sapan aksilikler yaşadık çünkü. Bazılarınız vote sınırı geçmediği için bölümü atmıyoruz sanmış ama ortada böyle bir durum yok. Sizleri bölüm açısından çok fazla beklettik ve aylardır bölüm bekliyorsunuz. Bunun için sizden gerçekten çok ama çok özür diliyoruz. Bunu en kısa zamanda telafi edeceğiz. Herneyse. Aylardır beklediğiniz bölümü okumanız için lafımızı kısa kesiyoruz. Bize bol bol yorum atmayı unutmayın(Gelecek bölümlerde de en çok ne okumak istediğinizi bize söylerseniz bizde sizin istedikleriniz doğrultusunda bişeyler yazabiliriz) İyi okumalar.
Ece'nin ağzından:
"Duyduklarım doğru mu?" Berke hızlı adımlarla yanımıza geldi ve Yasemin'e dönüp, sorusunu yöneltti. Şaşkınlıkla ona bakıp durumu çözmeye çalıştım. Ne duymuş olabileceği ya da neden böyle bir soru sorduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Yasemin'in veya Aleyna'nın da bu konu hakkında bir şeyler duymuş olabileceklerini sanmıyordum.
"Ne duydun ki?" diye sordu, Yasemin. Hala aynı şaşkınlıkla Berke'ye bakıyordu. Sanırım şuan olayı anlayamadığım için kendimi salak gibi hissediyordum. Yasemin'in yüz ifadesi ve bakışları değişirken, kafamı çevirip Aleyna'ya baktım. O da olayı anlamamış gibi gözüküyordu.
"Hiçbir şey!" dedi Berke ve ardından da gülmeye başladı. Hala olayı anlamaya çalışıyordum fakat köşeli jetonum hala düşmemişti.
"Nasıl yani?" diye sordu Yasemin, aynı şaşkınlıkla. Bunun üzerine Berke, gözlerini ona dikti ve sinirli bir ifadeyle ona bakmayı sürdürdü.
"Hiçbir şey olmamış!" diye sinirle söylendiğinde, Yasemin onu başıyla onayladı. Olayı o bile anlamıştı ama ben hala anlamamıştım. Bu oldukça sinir bozucu bir durumdu.
"Evet, doğru duymuşsun. Hiç bir şey olmadı. Sessizlik içinde beni eve bıraktı. Hatta konuşmamak için ev adresimi bile sormadı. İlk başta beni kaçırıyor sandım fakat bir süre sonra, yollar çok tanıdık gelmeye başladı. O yüzden bende susmayı tercih ettim." dedi ve masasının üzerindeki suyu alıp, birkaç yudum su içti. Ardından da gözlerini tekrar Berke'ye dikip "Hatta beni evimden birkaç sokak önce indirdi. Gerçi ona indirmekte denemezdi. Arabayı park etti ve sonra boş boş yüzüme baktı. Bende indim. Sanırım abimin onu görüp, öldürmesinden korktuğu için böyle bir şey yaptı," dedi.
Cümlesini bitirip gülmeye başlayınca bizde ona eşlik ederek gülmeye başladık. Bir saniye durdum ve Hüseyin abimin, Yasemin'i bir erkeğin arabasından inerken gördüğünü hayal ettim. Eğer öyle bir şey olsaydı, şuanda burada olmazdık. Yasemin öteki tarafta, bizde onun mezarının başında ağlıyor olurduk. Ama ne olursa olsun Gökhan'ın o sert görünüşünden böyle bir davranış beklemiyordum ve bu durum komiğime gidiyordu. Ayrıca onun neden böyle bir şey yaptığını ya da dün, Yasemin'i neden götürdüğünü bilmiyordum. Sanırım bu durumu Berke ve Mete'yle konuşup konuya bir açıklık getirmeliydim.
"Abin olduğunu nereden biliyor ki?" diye sordu Aleyna. Yasemin'e şaşkınlıkla bakıyor ve söyleyeceği şeyleri merakla bekliyordu. Açıkçası bu kadar salakça bir soru sormasını beklemiyordum. Hadi ama! Salakça sorular sormak Yasemin'in işiydi.
"Evimi bildiğine göre, bir abim ve üç ablamın olduğunu da biliyordur, herhalde!" dedi, Yasemin gülerek. Bunun üzerine Aleyna afalladı ve masumca Yasemin'e bakıp "Bu durum oldukça garip. Şuan sen benden daha mantıklı konuşuyorsun ve ben salak gibi hissediyorum. Ne hissettiğini artık anlayabiliyorum!" dedi ve ardından da ona sarıldı.
Mete, hızlı adımlarla yanımıza geldi. Hepimizi süzdükten sonra, ciddi olmayan bir şekilde bağırdı: "Ne oluyor lan burada? Bir de bensiz toplanmışsınız. Kim bilir yine ne dedikodu peşindesiniz?" İmalı bir ses tonuyla konuştuğunda, gözlerimi dikip ona baktım. Ona cevap vermek için ağzımı açacaktım ki, Berke benden önce davrandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Peşimizde
ChickLitAleyna, lacivertti. Mavi kadar sıcak ama yaşadıkları onu kararttı. Lacivert otoritenin rengidir. Aynı zamanda uyum ve başarıyı temsil eder. Arkadaşlık ilişkileri ve hayatında başarılı olan Aleyna'yı en iyi tanımlayan renk budur. Ece, pembeydi. Onun...