Sert

293 52 25
                                    

Selam!
Yine yeni bölüm değil, hayallerinizi bir kez daha yıkmanın hüznüyle bu bölümü yayınlıyoruz. Yazarınız Ece (ben dkdkdkjd) yeni bir kitap yazmaya başladım ve profilimde yayınladım. Adı Sert! Gidip okursanız çok sevinirim. Okursanız yorum da yapın ki haberim olsun.  Aşağıya kitaptan küçük bir kesit bırakıyorum umarım beğenirsiniz.

Beril'in ağzından:

Sıkıca tuttuğu kolumu, çekip kurtarmaya çalıştım. Başaramayacağımı bildiğim halde, onun ellerinden kurtulmaya çalışıyordum. Kolumdaki eli, baskısını arttırırken yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Ağır sigara kokusu burnuma vurduğu sırada, kafamı çevirip ondan uzaklaşmaya çalıştım.

Boştaki eli çenemi kavrayıp, suratına bakmam için beni kendine çevirdi. Mavi gözlerini gözlerime dikmiş, sanki ruhumu görmeye çalışıyor gibi bakıyordu. Kemikli yüzü kasılmış, dişlerini sıkıyordu. Merak ediyordum, dişlerini kırması için daha ne kadar sıkması gerekiyordu.

"Anla bunu, buradan çıkamazsın."

Kelimeler dudaklarından sakince dökülmüştü. Soğukkanlıydı bunu biliyordum ama bu beni daha önce hiç bu kadar korkutmamıştı. Beni korkutan kurduğu cümle değildi, sesindeki sakinlikti. Onu daha önce sakin görmemiştim. O ya kızgındı ya da alaycı.

Benden bir cevap gelmeyince tekrar konuştu; "Senin buradan tek çıkış biletin benim, bebeğim. Anladın mı bunu? Ben istemeden buradan çıkamazsın." Yutkundum. Onunla iddialaşacak ya da pazarlık edecek bir pozisyonda değildim. Ama benden bir cevap bekliyordu. Onu yanıtsız bırakacak değildim ama boyun eğecek de değildim.

"Bu sözler çok klişe değil mi, hem de senin gibi biri için?" Güçlü tutmaya çalıştığım sesim çatlamıştı, hava o kadar soğuktu ki, etrafımızdaki dört duvar buz tutsa şaşırmazdım. Bana biraz daha sokuldu, vücudundan yayılan sıcaklık biraz olsun ısınmama yardımcı olurken, kişisel alanımı ihlal ediyordu. Karşıdan bakan biri, birbirine sokulup sarılan bir çift olduğumuzu düşünebilirdi.

1.90'lık iri cüssesiyle beni köşeye sıkıştırmış, tehlikeli bir gülümseme yerleştirmişti yüzüne. Mavi gözleri suratımı incelerken, bakışlarımı ondan kaçırdım.  "Bebeğim, klişeleri klişe yapanlar, insanlar. Biz gelenekçi ve yeniliğe ön yargılı yaratıklarız. Klişe ile dalga geçtiğimiz halde kendimizi ondan alıkoyamaz ve klişeleri yaşamak isteriz."

Söylediği her kelime, dudaklarından dökülürken sıcak nefesi yüzümü okşayıp geçiyordu. Kulaklarım uğulduyor, midem bulanıyordu. Sözlerini duymuyor sadece üstümde olan elleri ve suratımda hissettiğim sıcak nefesine odaklanabiliyordum.

"Okulun popüler çocuğu, yeni kızı boş bir sınıfta kenarı çeker." Tekrar konuşmaya başladığı sırada çenemi kavrayan eli, geri çekildi. Boşta kalmış olan elini kaldırıp usulca yanağımda gezdirmeye başladığında cümlelerine kaldığı yerden devam etti; "Yeni kız, esas oğlanımıza karşı asilikler yapıp dikkatini çekmiştir ve birden bire kendini, esas oğlanımızı düşünürken bulu verir."

Eli boynuma doğru inerken hızla yutkundum.

"Esas oğlanımız, kızımıza bir ders vermek isterken birden bire kendilerini garip bir durumun içinde bulurlar."

Nefesini dudaklarıma doğru hafifçe üfledi ve konuşmaya devam etti; "Kafalar karışık. Çözmenin tek bir yolu var."

Gözlerime kilitlenmiş olan bakışları yavaşça dudaklarıma kaydı ve "Basit bir öpücük," sözlerini bitirdikten sonra dudaklarını, dudaklarıma bastırdı ve biraz orada kaldı.

O dudaklarını çekene kadar nefes almadım. Kalın ve biçimli dudakları, soğuktan çatlamış olan dudaklarımın üzerindeydi. Sıcak dudaklarını üşüyen dudaklarımdan çektiğinde utançla yere baktım.

Az önce çenemi sertçe kavrayan eli, bu sefer nazikçe kavradı çenemi ve gözlerine bakmam için zorladı beni.

"Bizim hikâyemizde epey klişe değil mi?"

Eğer beğendiyseniz hikayeyi profilimde (EceNihanTuzcal) bulabilirsiniz!

Aşk PeşimizdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin