Evet, sevgili okuyucularımız. Önceki bölümün vote sınırını geçtiniz fakat yorum sınırını gecemediniz ama yarın okullar açılıyor ve biz yine de size moral olması için, bölümü paylaşmak istedik. Hepiniz uyandığınizda bölüm guncellemisini görüceksiniz ve umariz mutlu olursunuz. Yarın için hepinize bol şans diliyoruz.
Not: Bu bolume 130 vote ve 70 yorum istiyoruz. Bol bol yorum yapıp bizi mutlu edin.
Not 2: Bu bölümde biraz fazla kullandığımız küfürler icin küçük okuyucularimizdan özür dileriz.
Aleyna'nın Ağzından:
Bir süre neler olduğunu anlamaya çalışırken sessizce, birbirimize bakmaya başladık. Cidden neler oluyordu burada? Biri acilen bir şeyler söyleyip, durumu açığa kavuşturmalıydı. Alara saçını savurdu ve "Sizden paten sürmeyi öğretmenizi istediklerini anlamayacak kadar salak mısınız?" diye bağırdı. Anlaşılan Alara yine Afroditliğini konuşturuyordu.
"Alara! Gelecekteki yengen ve yengenin arkadaşlarıyla düzgün konuş, abicim!" Mete'nin kurduğu cümle üzerine bakışlarımı ona çevirip, ters ters bakmaya başladım. Yenge derken Ece'den mi bahsediyordu bu abaza? Birinin acilen onu rüyalar aleminden uyandırması gerekiyordu.
"Pekala bay unicorn. Sen nasıl istersen öyle olsun." Alara, Mete'ye döndü ve imalı bir sesle konuşurken, gülümsedi. Burada neler olduğunu anlamasam da, Mete'ye unicorn demesi komiğime gitmişti. Tabi ona unicorn, demenin unicornlara hakaret olduğunu da unutmamak gerekirdi.
Mete bir Ece'ye, bir bana baktı ve ardından da Alara'ya dönüp "Unicorn yok! Onu karıştırma! "diye atarlandı. Ece' ye rezil olmak istemediği belliydi. Alara ona kısa bir süre baktı ve ardından da kıkırdadı. Bizse hala, o ikisinin arasında geçen muhabbeti anlamaya çalışıyorduk.
" Ama sen benim pembe unicornumdan," dediğinde, abisine masum masum bakıyordu. Bunun üzerine Mete, Ece'ye döndü ve kısa bir süre ona baktı. Ardından yapmacık bir gülümsemeyle güldü ve" Ah şu çocukların hayal gücü!" diye mırıldandı. Sanırım ikisinin arasında düşündüğümden daha farklı bir abi kardeş ilişkisi vardı.
"Evde atçılık oynadığımız günleri ne çabuk unuttun?" Alara'nın sorusuyla birlikte, Mete afalladı. Dudağını ısırdı ve bir kaç saniye bakışlarını bizden kaçırdı. Onun bu haline gülmeden edemedim. Gerçekten de çok komik duruyordu.
"Anlaşılan dün gece uyurken, münasip bir yerlerin açıkta kalmış,garip garip rüyalar görmüşsün. Bu gece iyi örtün istersen, abicim!" Ona ters ters baktı ve sinirle söylendi. Hangisi doğruyu söylüyordu? Mete'nin bunu yapacağını her ne kadar düşünmesem de, bu durumun gözümün önünde canlanması komiğime gidiyordu.
"Tabi abicim sen nasıl istersen öyle yaparım," dedi ve sessizce kıkırdadı. Sonra bakışlarını bana çevirip, "Ah şu çocuklar," diye mırıldandı ve gülmeye devam etti. Hepimiz bu duruma gülerken, Mete bir kaç saniye sinirle bize baktı. Ardından da bakışlarını Alara'ya çevirdi. Alara panik içinde bize baktı ve aceleyle konuştu.
"Gelecekteki yengeciğim ve yengeciğimin arkadaşı, sizinle özel ve acil olarak konuşabilir miyiz?" diye panik içinde sorduğunda, Ece ve ben şaşkınca ona bakmaya başladık. Mete'nin ona sinirle bakması üzerine panik içinde "Şimdi!" diye ekledi. Yürümeye başladık ve onun yanına ilerledik. Alara'da yürümeye başladı ve onlardan yeterince uzaklaştığımızda durduk.
"Allah aşkına bize burada neler olduğunu anlatır mısın?" diye sordum, sinirle. Bu konuda küçük bir çocuktan akıl almak aptalca bir davranış olabilirdi fakat şu an için yapılabilecek en mantıklı şey buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Peşimizde
Chick-LitAleyna, lacivertti. Mavi kadar sıcak ama yaşadıkları onu kararttı. Lacivert otoritenin rengidir. Aynı zamanda uyum ve başarıyı temsil eder. Arkadaşlık ilişkileri ve hayatında başarılı olan Aleyna'yı en iyi tanımlayan renk budur. Ece, pembeydi. Onun...