Herkese merhaba! Bu aralar duygusal yazar notları okutuyoruz size, farkındayız ama bunun sebebi, bizim bu aralar duygusal olmamız. Bilenleriniz var mı bilemiyoruz ama bu yıl bizim lisedeki son yılımız ve biz bu hafta liseden mezun oluyoruz. Lise herkese bir şeyler katar ama bize diğer insanlara kattığından daha fazla şey kattı. Biz lisenin ilk yılında tanıştık arkadaş olduk ve bu kitabı yazmaya başladık. Eğer başka bir okul ya da başka bir sınıfta olsaydık şuanda burada olamazdık, bu kitap olamazdı, Mete ya da Berke olamazdı.Sizi ailemiz gibi görüyoruz ve bu yüzden küçük okurlarımıza bir tavsiyemiz var.Hata yapmaktan korkmayın. Lisede yaptığınız her hata gelecekte yapacağınız bir doğruya açılan yoldur.Yanlış insanlarla arkadaş olun, yanlış insanlara güvenin ve arkadaş olun. Eğer bunları lisede yapmazsanız hayatınızın ilerisinde yaparsınız ve çok daha fazla pişman olursunuz. Bu yüzden liseyi doya doya yaşayın. Her gün lanet ederek gittiğiniz o okulu, bizim gibi mezun olacağınız zaman o kadar çok özleyeceksiniz ki, hala vaktiniz varken keyfini çıkarın!
Not: Size bir sürprizimiz var! Aslında her hikayede olan bir şey bu sürpriz ama biz kendi tarzımızı ortaya koyup, bu işi kendi yöntemimizle yapacağız. Sürprizimizi öğrenmek için maalesef kitabımızın 70 K olmasını beklemek zorundasınız çünkü bu sürpriz 70 K için özel olacak!Tahminlerinizi bekliyoruz, sizce sürprizimiz ne?
Not 2: Bölüm sınırı 80 vote ve 100 yorum. Geçtiği zaman bölüm gelecek.
Not 3: Bu bölümü de ithaf ettik, yorumlardan ithaf etmeye devam edeceğiz. İthaf istiyorsanız yapmanız gereken tek şey yorum atmak.
Keyifli okumalar!
Aleyna'nın ağzından
Okula doğru yürürken, derin bir nefes aldım. Sabahın köründe uyandığımı ve müfettiş geleceği için giydiğim okul kıyafetini saymazsak, gayet güzel bir gündü. Mavi kareli eteğim, beyaz gömleğimle güzel bir uyum yakalamış, siyah diz üstü çoraplarım da son dokunuşu yapıp üzerimdekileri mükemmelleştirmişti.
Okulun girişindeki turnikelere kartımı bastım ve okuldan içeriye girdim. Kapıdaki güvenlik görevlimiz, Murat abiye selamımı verip, bahçede yürümeye devam ettim. Okul, yeni yeni kalabalıklaşmaya başlamış, gördüğüm her öğrenci korkudan olsa gerek, okul kıyafetlerini giymişti.
Merdivenlere doğru yürüdüğüm sırada, karşıdan bana doğru gelen Berke'yi fark ettim. Yüzünde her zamanki gibi sinirli bir ifade görmek beni şaşırtmasa da, üzerindeki okul kıyafeti oldukça şaşırtmıştı. Beyaz gömleğini, siyah pantolonunun içine sokmuş ve kravatını hafifçe bollaştırmıştı. Bu haliyle okulun delikanlı abilerinden bir farkı yoktu.
"Lan! O etek ne öyle?" diye bağırdığında, irkildim. Önüme geçip, beni durdurmaya çalışmış fakat ben durmayınca, benimle birlikte yürümeye başlamıştı. Ses tonu oldukça sinirimi bozmuştu.
"Kızım bu ne hal!" dedi Berke, bir kez daha sinirle. Yüzüne bakmasam bile burnundan soluduğuna, adım kadar emindim. Aniden olduğum yerde durdum ve onu gözlerimle süzdüm. Ardından da bıkkınlıkla konuştum: "Sabahın köründe zorla uyandırılmış, bir de bu yetmezmiş gibi zorla okul kıyafeti giydirilmiş, Aleyna Çeşmeci hali Berkeciğim!"
Gözlerimi devirip, okul merdivenlerini çıkmaya başladım. Berke'de sinirle peşimden çıkmaya başladı fakat ben, onu görmemezlikten geliyordum. Merdivenleri çıkmayı bitirdiğimde, Berke hızla önüme geçti. Burnundan solurken, "Berkeciğim ha?" diye mırıldandı. Ardından da kolumdan tutup, sürüklemeye başladı.
"Ne yapıyorsun sen hasta herif? Bıraksana!" Sinirle bağırırken bir yandan, kolumu ondan kurtarmaya çalışıyor, diğer yandan da etrafta yardım isteyebileceğim biri var mı, diye bakıyordum. Berke bir ruh hastasıydı ve ne yapacağını hiçbir zaman kestiremiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Peşimizde
ChickLitAleyna, lacivertti. Mavi kadar sıcak ama yaşadıkları onu kararttı. Lacivert otoritenin rengidir. Aynı zamanda uyum ve başarıyı temsil eder. Arkadaşlık ilişkileri ve hayatında başarılı olan Aleyna'yı en iyi tanımlayan renk budur. Ece, pembeydi. Onun...