8.Bölüm: Geleneksel T-cetveli Savaşı

2.7K 853 70
                                    

Evet yepyeni bir bölümle karşınızdayiz. Aslında biz bölümü çok önceden bitirmistik ama vote sayisi bizi çok üzdü. bu yüzden 100 vote gelene kadar bölümü paylaşmadık. O kadar kişi okuyup geçmiş ve kimse vote atmamısti. Bu bizi cidden üzdü. Bu bölüme 110 vote ve 20 yorum geldigi an yeni bölümü paylaşacağız.iyi okumalar bizim küçük mafyalarımız...

Aleyna'nın ağzından:

Yine berbat bir gün ve saat yine sabahın körü. Hala uyanamadım ve gözlerim her an uyumaya hazır durumda. Okula gelmenin verdiği boğucu hisle birlikte okul turnikelerinde kalakaldım. Kartımı kaybetmiştim ve okula giremiyordum. Kafamı yana çevirdim ve güvenlik kulübesinde ki Kader ablayla göz göze geldim.

"Kader abla, basar mısın?" dedim, uyku sersemi olduğum için boğuk çıkan sesimle.

"Yine mi kartını evde unuttun?" dedi bıkmış bir sesle. Aslında evde unutmamıştım. Sadece 4. kez 15 lira verip tekrardan okul kartı çıkartmak istemiyordum. Yemin ederim şu kaybettiğim kartların yenilerini çıkartmak için harcadığım parayla bi araba alabilirdim.

"Evet, Kader abla. Hadi basta geçeyim. Yok yazılacağım!" dediğimde o söylediğim şeyi dikkate almadı. Gözlerini devirdi ve "Leyla hoca kartı olmayanı okula alma diye tembihledi!"dedi. Sinirlenmeye başlıyordum. Bu gün bölüm dersim vardı ve ben muhakkak o okula girmeliydim. Çizimlerden bir kere geri kalınca zar zor yetişebiliyordum.

"Kader abla bak son kez söylüyorum, şunu açar mısın?" dedim sakin olmaya çalışarak. Anlaşılan Leyla hoca bu sefer sıkı sıkı tembihlemişti. Eğer sıkı sıkı tembihlememiş olsaydı şimdiye kadar en az on kere geçmiştim turnikelerden. Zaten böyle aksilikler hep Mustafa hocanın dersi olduğunda çıkıyor ya kafayı yiyeceğim.

Kader ablanın "Maalesef açamam," demesiyle sinirlerim iyice tepeme çıktı ve turnikelerin üzerinden atladım. Kader abla bu durumu gayet normal bir şeymiş gibi karşıladı. Normal bir şeymiş gibi karşılaması sinirlerimi iyice artmasını sağlarken, hızla ona döndüm.

"Bunu senden beklemezdim Kader abla. Ne olurdu geçmeme izin verseydin? Şimdi kartım olmadan geçtiğim için adımı Leyla hocaya vereceksen, durma ver. Tabii yüreğin el verir mi, bilmem ama. Sanki sen öğrencilik hayatında hiç geç kalmadın! Ne olurdu yani azıcık tolerans göstersen? " dedim ve sinirle yürümeye devam ettim. Duygu sömürüsü yapıp kendini acındırmak her zaman işe yarardı.

Sabah sabah da ne güzel olmuştu böyle! Daha okula girmeden günün ilk polemiğini yaşadığım yetmezmiş gibi sinirlerim de tavan yapmıştı. B bloğa girerken telefonumu cebimden çıkardım ve saate baktım.

11.55

Al işte yine geç kalmıştım. Şimdi bir saat Mustafa hocadan azar işitecek ve en acısı da buna rağmen yok yazılmış olacaktım. Sinirle merdivenlerin hemen yanında ki asansörün kapısını açtım ve binip ikiye bastım. Sözde bu asansör öğretmenler için yapılmıştı ama bizde kullanabiliyorduk. Tabii asansörden indiğimizi gören öğretmenler, bizi tekrar bindirip zemin kata indiriyorlardı o tamamen ayrı bir konu.

Kapının önünde durmuş kendimi azar yemeye hazırlarken içeriden Mustafa hocanın sesi duyuldu. "Evet, ben defteri yazarken sizde bu gün ki çizimlerinizi inceleyin. Sonra da yoklamayı alırız." Söylediği şeyleri duymamla biraz rahatladım. Yoklamayı henüz almadığına göre bende yok yazılmamıştım.

Bunu fırsat bilip yavaşça kapıyı araladığımda sınıf arkadaşlarımın Mustafa hocanın etrafında olduğunu gördüm. Mustafa hocanın önünü kapattıkları için kapıyı göremiyordu. Sessizce kapıyı daha çok açıp içeri girdim ve beni gören arkadaşlarıma susun işareti yaptım. Yavaş adımlarla yerime geçiyordum ki salak Berke'nin sinir bozucu sesini duydum.

Aşk PeşimizdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin