3.Bölüm Part 2 : Teşekkürüm Nerede?

5.3K 1.1K 156
                                    

Arkadaşlar güncelleme dolayısıyla bölümü ikiye ayırmak zorunda kalmıştık. Bu diğer bölümün devamı. Güzel yorumlarınız ve voteleriniz için hepinize çok teşekkürler :)

Ece'nin Ağzından

"Bizi, siz çıkarmadınız. Avukatın biri çıkardı!" diye çıkıştım. Bu doğru olamazdı, bizi onlar çıkarmış olamazdı. Bizi ailelerimizin de gördüğü avukat çıkartmıştı.

"O avukat, kimin avukatı sanıyorsun sen?" dedi sert olan. Ya da adı Berke olan demeliyim.

"Tabi ki de bizim." Tatlı olan konuştuktan sonra muzipçe gülümsedi. Bizden teşekkür bekliyorlardı ama kesinlikle teşekkür falan etmeyecektim. Özellikle de bu kadar sinir bozucu oldukları için. Böyle yapacaklarsa bizi hiç çıkarmasalarmış daha iyiymiş.

"Size teşekkür edeceğimizi sanıyorsanız bence yanılıyorsunuz! Size teşekkür falan etmeyeceğiz! Biz zaten bir yolunu bulup oradan çıkardık! Hayatımızı kurtarmanıza ihtiyacımız yok! Zaten bundan sonra görüşeceğimizi düşünmüyorum!" diye çıkıştı Aleyna ve önünde duran sert çocuğun omzuna omzuyla çarpıp onlardan kurtuldu. Bende hızlı adımlarla onun peşine takıldım. Çocuklar sanırım ondan böyle bir tepki beklemedikleri için olsa gerek, onu durdurmaya fırsat bulamadılar.

"Öyle mi dersin? Bence sık sık görüşeceğiz!" Sert olan çocuğun sesini duyduğumda dönüp bakmak istedim ama Aleyna'dan azar yemek istemediğim için bunu yapmadım. Sadece biraz korktuğum için Aleyna'nın koluna yapıştım. Açıkçası bu çocuklar, biraz da olsa beni ürkütmüştü. Sert çocuk sık sık görüşeceğimizi söylemişti. Bu sürekli yolumuzu kesecekleri anlamına mı geliyordu? Diyelim ki öyleydi, bundan çıkarları ne olacaktı?

"Bu da neydi şimdi?" dedim ısrarla anlamamaya çalışarak.

"Sadece kafayı bulmuş iki herifti. Bizi konuşurken falan duymuş olmalılar. Hepsi yalandan ibaret, bir daha da onları görmeyiz zaten. Dert etme." Aleyna'nın dişlerinin arasından söylediği bu cümlelere bir türlü anlam veremedim. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu ki? Belki de haklıydı. Onlar kafayı bulmuştu ve dün karakolda bizi görüp olayı duydukları için, kendi kafalarında böyle bir şey kurmuşlardı.

"Her neyse. Sabahtan beri kime mesaj yazıyorsun sen?" Bugün bilmem kaçıncı kez konuyu değiştirme görevini üstlenmiştim.

"Kime olacak? Yasemin, okulun önünde bizi bekliyor ve biraz daha geç kalırsak çıldıracak!" dediğinde birbirimize bakıp gülümsedik. Yasemin her sabah olmasa da, bizi okulun önünde beklerdi. Aleyna, onu bekletmemek için adımlarını hızlandırdığında, bende ona yetişmeye çalışıyordum. Sonuçta sporcu olduğundan olsa gerek, çok hızlı yürüyen biriydi. O her zaman hızlı hızlı yürür, bende ona yetişmeye çalışırken ayağıma ağrılar girerdi.

Bir süre daha hızlı hızlı yürüdükten sonra, bizim okul görüş alanıma girdi. Etrafa bakındım ama Yasemin'i göremedim. Büyük ihtimalle geç kaldığımız için o da daha fazla bekleyememiş ve okula girmişti. Bıkkınlıkla nefesimi dışarıya verdiğimde çoktan okul kapısının önüne gelmiştik.

"Nerede bu kız ya?" dedim nefesimi dışarıya verirken.

"Şimdi öğreniriz!" Aleyna,telefonunu cebinden çıkardı ve rehberden Yasemin'in numarasını buldu. Tam arayacaktı ki üstümüze biri atladı. Kim olduğunu tahmin etmek zor değildi. Zaten tahmin ettiğim kişiden başkası da olamazdı.

"Buradayım, aramana gerek yok." dedi Yasemin nefes nefese. Bu manyak gene okul demirlerinin üstüne çıkıp oradan da üzerimize atlamıştı. Bir kolunu benim, diğer kolunu ise Aleyna'nın omzuna atmıştı ki Aleyna, onun kolunu omzundan çekip homurdanarak okula girdi. Eh be Yasemin! Sende üzerimize atlayacak bu günü mü buldun? Zaten Aleyna'nın sinirden gözü döndü, iyi orada ondan dayak yemedin.

Aşk PeşimizdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin