"Yapma." Sesimin titremesini istemesemde kollarının kıskacındaki bedenim tıpkı sesim gibi titriyordu.
Göz kapaklarımı sımsıkı birbirine bastırsamda burnundan verdiği nefesi yüzüme çarptığında öfkelendiğini anlamıştım.
Çıplak sırtımın değdiği duvara sert bir darbe geldiğinde ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı. Kafamın hemen yanına bir darbe daha geldiğinde yerimden sıçradım. Zaten titremekte olan bedenim üçüncü darbeyle daha fazla dayanamadı. Sırtımı duvardan çekmeden yere düşen bornozumun üstüne oturdum. Korkuyordum. Bu adamdan ölesiye korkuyordum.
Az sonra yanağımda hissettiğim parmaklarla titreyen göz kapaklarımı tereddütle açtım. Benim gibi yere oturmuş aramızda karnıma doğru çektiğim dizlerim vardı. Gözlerimi bacaklarımdan ayıramıyordum. Karşısında çırılçıplak olduğum gerçeği yüzümün kızarmasına neden oluyordu.
Yanağımdaki parmakları okşayarak çeneme indi. Çenemi hiçte nazik olmayan bir şekilde sıkıp ona bakmamı sağladı. Masmavi gözlerini öfke ve şehvet esir almıştı. Bana tamamen yaklaşmasını engelleyen dizlerimi ikiye ayırıp belimden tutarak beni kucağına oturttu.
Başını hafif bir açıyla sağa yatırıp gözlerimin içine bakmaya devam etti. Gözlerim dolmaya başladığında çaresizliğime bir kez daha lanet ettim. Böyle olmamalıydı. Benim, babam ve abim vardı onların beni bu adamdan koruması gerekirken ben onları koruyordum.
Başını aramızda birkaç santim kalana kadar bana yaklaştırdı. Burnunu yanağıma sürtmesiyle yutkundum. Gözleri banyodan sonra nemlendirici sürdüğüm dudaklarıma takıldı. Nemlendiricinin çilek kokusunu aldığını iki yana kıvrılan dudaklarından anladım. Burnunu dudaklarıma götürüp derin bir nefes aldığında gözlerini yumdu.
Eğer dudaklarım soğuktan çatlayıp kanamasaydı onun aldığı bu nemlendiriciyi asla kullanmazdım. Hem kaç gündür eve gelmeyen adam bugün neden gelmişti ki?
Dudaklarımı ağzımın içine doğru büktüğümde kaşları yukarı doğru havalandı. Yüzüne yerleştiği alayla gözlerime baktı. "Ne o, kocandan dudaklarını mı esirgiyorsun karıcığım?" dedi tok sesiyle. Evet kocamdı ama sadece kağıt üzerinde kalmalıydı kocalığı.
Dudaklarımı aralamamla gözleri tekrar dudaklarıma kaydı. "Böyle anlaşmamıştık Serhat," dedim.
Dudaklarının üzerinden diliyle geçtikten sonra dudaklarımdaki bakışlarını tekrar gözlerime çıkardı. "Anlaşma seni avutmak içindi Erva. Şu yaştan sonra evcilik oynayacak değilim. Sen benim karımsın!" dedi sertçe.
Ellerinin arasından çıkmaya çalıştım ama çenemdeki eli bir an olsun gevşememiş belimdeki elini de daha sıkı sararak bedenimi mümkünmüş gibi daha çok kendine çekti.
Artık dolan gözlerimi daha fazla tutamadım. Yaşlar ardı ardına gözlerimden yanaklarıma oradan da boynuma indi. Serhat'ın kasılan çenesinden yine sinirlendiğini anladığımda gözlerimi sıkıca yumdum. "Ağlama. Hay sikeyim böyle işi. Ağlama diyorum sana!" Serhat'ın bağırmasıyla ağlamam daha da şiddetlendi.
Çenemi bıraktığında kafamı öne eğip ağlamaya devam ettim. Bu kadar çaresiz olmak canımı yakıyordu. Bir an da havalan bedenimle gözlerimi aralayıp Serhat'ın öfkeli yüzüne baktım. Sert bakışlarını karşıya çevirmiş sinirden çenesi seğiriyordu. Beni yatağa bırakıp giysi odasına ilerledi. Çıplak bedenimi yorganın altına soktum. Yorganı boynuma kadar çekip ıslanan yanaklarımı sildim ama akmaya devam eden gözyaşlarım tekrar ıslatıyordu. Derin derin nefes alıp sakinleşmeye çalıştım ama başaramadım.
Gözlerimi terasa bakan cam duvara çevirip düşünmemeye çalıştım. Ayak seslerini duyduğum da elinde kıyafetlerle bana doğru gelen Serhat'a baktım. Hâlâ öfkeli görünüyordu ama bu sefer kendini dizginlemeye çalışır gibi bir hâli vardı.
Yatağın boş tarafına elindekileri bırakıp sıkı sıkıya tuttuğum yorganı kavradı. Yorganı sertçe üzerimden çekip yere attı. Parmaklarımın arasından kayıp giden yorganla daha fazla ağlamamak için dudağımı ısırdım. Zaten çatladığı için sızlayan dudaklarım ısırmamla daha çok acıdı.
Serhat yanıma oturup getirdiği kıyafetlerin arasından eline aldığı iç çamaşırımla bana döndü. Gözlerim kocaman açılırken başımı iki yana salladım. Bana kaşlarını çatıp ayak bileğimden tuttu. "Serhat lütfen kendim giyinebilirim," dedim yüzüne bakmayarak.
Ayak bileğimi tutuşu sertleşti beni kendine doğru çekip elini enseme götürdü. Kulağıma eğildiğinde sıcak nefesini bilerek boynuma verdi. "Oyun bitti Erva'm. Artık gerçek karı koca olma vaktimiz geldi," dedi fısıltıyla.
Nefes alıp verişlerimi düzene koymaya çalıştım. "Ben istemiyorum," dedim.
Başını geriye çekip yüzüme baktı. Gözleri bir süre yüzümde dolandıktan sonra gözlerime baktı. Dudaklarına yerleşen gülümseme korkudan titrememe neden oldu. Elini ensemden çekerek alnını alnıma yasladı. "İsteyeceksin karıcığım. Yoksa sonuçlarını sevgili ailen öder," dediğinde yutkunamadım. Boğazıma bir yumru oturdu nefes alamadım. Yapar mıydı gerçekten onlara zarar verir miydi?
Alnını alnımdan çektiğinde görüş açıma boynu girdi. Alnıma değen sıcak dudaklarından sonra ademelması yukarıdan aşağıya doğru hareket etti.
"Asıl hayatın bu geceden sonra başlıyor karıcığım."
🍓
Hooppp bunu buraya atıp kaçıyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLEK KOKUSU +18
ChickLit"Yapma." Sesimin titremesini istemesem de kollarının kıskacında ki bedenim tıpkı sesim gibi titriyordu. Göz kapaklarımı sımsıkı birbirine bastırsam da burnundan verdiği nefesi yüzüme çarptığın da öfkelendiğini anlamıştım. Çıplak sırtımın değdiği duv...