Satır arası yorum ve oy çok olursa yeni bölüm çabuk gelir 😘
Aynadaki enkazıma daha fazla bakmak istemediğim için banyodan çıkıp odaya geri döndüm. Ben odaya girdikten sonra odanın kapısı açıldı. Serhat hafif sendeleyerek odaya girdi. Yorgun bakışları bende durduğunda sırıttı.
"Merhaba karıcığım."
Geriye doğru bir adım attığımda Serhat bana doğru yürümeye başladı. Sırtım duvara değdiğinde Serhat tam da önümde durmuş bir yere kaçmayayım diye ellerini iki yanıma dayamıştı. Nefes alamadığımı hissederken Serhat'ın ellerinin üzerindeki kurumuş kanın da etkisiyle korku tüm bedenimi ele geçirdi.
"Nasılsın karıcığım, beni özledin mi? Ne de olsa 2 gündür görüşmüyoruz,"dedi.
Ağzından yayılan alkol kokusu midemi bulandırırken yüzümü buruşturmadan edemedim."Sarhoşsun ve kendinde değilsin Serhat. Lütfen beni rahat bırak," dedim.
"Sarhoş değilim karıcığım. Ama sana baktıkça güzelliğin karşısında sarhoş olduğum doğru," dedi.
Bana doğru eğildiğinde ellerimi göğsüne dayayıp geri itmeye çalıştım. "Serhat lütfen," dedim titreyen sesimle.
"Ne lütfen Erva? Ne?!" diye bağırdı. Elinin birisini duvardan çekip bornozumun kuşağına götürdü. Tek bir hamleyle kuşağımı çözüp elini omzuma götürdü. "Sabrım kalmadı artık. Sıkıldım bu oyundan," dedi.
"Yapma." Sesimin titremesini istemesem de kollarının kıskacındaki bedenim tıpkı sesim gibi titriyordu.
Göz kapaklarımı sımsıkı birbirine bastırsam da burnundan verdiği nefesi yüzüme çarptığında öfkelendiğini anlamıştım.
Çıplak sırtımın değdiği duvara sert bir darbe geldiğinde ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı. Kafamın hemen yanına bir darbe daha geldiğinde yerimden sıçradım. Zaten titremekte olan bedenim üçüncü darbeyle daha fazla dayanamadı. Sırtımı duvardan çekmeden yere düşen bornozumun üstüne oturdum. Korkuyordum. Bu adamdan ölesiye korkuyordum.
Az sonra yanağımda hissettiğim parmaklarla titreyen göz kapaklarımı tereddütle açtım. Benim gibi yere oturmuş aramızda karnıma doğru çektiğim dizlerim vardı. Gözlerimi bacaklarımdan ayıramıyordum. Karşısında çırılçıplak olduğum gerçeği yüzümün kızarmasına neden oluyordu.
Yanağımdaki parmakları okşayarak çeneme indi. Çenemi hiç de nazik olmayan bir şekilde sıkıp ona bakmamı sağladı. Masmavi gözlerini öfke ve şehvet esir almıştı. Bana tamamen yaklaşmasını engelleyen dizlerimi ikiye ayırıp belimden tutarak beni kucağına oturttu.
Başını hafif bir açıyla sağa yatırıp gözlerimin içine bakmaya devam etti. Gözlerim dolmaya başladığında çaresizliğime bir kez daha lanet ettim. Böyle olmamalıydı. Benim, babam ve abim vardı onların beni bu adamdan koruması gerekirken ben onları koruyordum.
Başını aramızda birkaç santim kalana kadar bana yaklaştırdı. Burnunu yanağıma sürtmesiyle yutkundum. Gözleri banyodan sonra nemlendirici sürdüğüm dudaklarıma takıldı. Nemlendiricinin çilek kokusunu aldığını iki yana kıvrılan dudaklarından anladım. Burnunu dudaklarıma götürüp derin bir nefes aldığında gözlerini yumdu.
Eğer dudaklarım soğuktan çatlayıp kanamasaydı onun aldığı bu nemlendiriciyi asla kullanmazdım. Hem kaç gündür eve gelmeyen adam bugün neden gelmişti ki?
Dudaklarımı ağzımın içine doğru büktüğümde kaşları yukarı doğru havalandı. Yüzüne yerleştiği alayla gözlerime baktı. "Ne o, kocandan dudaklarını mı esirgiyorsun karıcığım?" dedi tok sesiyle. Evet kocamdı ama sadece kağıt üzerinde kalmalıydı kocalığı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLEK KOKUSU +18
ChickLit"Yapma." Sesimin titremesini istemesem de kollarının kıskacında ki bedenim tıpkı sesim gibi titriyordu. Göz kapaklarımı sımsıkı birbirine bastırsam da burnundan verdiği nefesi yüzüme çarptığın da öfkelendiğini anlamıştım. Çıplak sırtımın değdiği duv...