Normalde böyle bir şey istemem ama artık bundan sonra isteyeceğim çünkü okunma sayısı ve yorum- vote arasında dağlar kadar fark var.
Vote sınır : 500
Satır arası yorum : 350Erva Çağlı'dan...
"Biliyor musun ben aslında böceklerle konuşan bir insan değilim. Yani değildim... Delirmeden önce gayet normal bir insandım böcek gördüğüm yerde çığlık atarak uzaklaşırdım. Beni yanlış anlama sizden tiksindiğimden dolayı değil çocukluktan bu yana gelen bir korku sadece. Beni anlıyorusun değil mi? "diye sordum.
Yalancı Serhat " Erva ben böcek miyim? Ne anlatıyorsun sabahtan beri?"diye sordu sertçe.
Bakışlarımı Serhat'ın dizlerinden yüzüne çıkardım. Dün çatal sapladığım şuan sargıda olan elini koltuğun kenarına koymuş diğer eliyle de telefonu tutuyordu.
Yalancının yüzünü biraz inceledikten sonra tekrar dizinin üzerindeki böceğe baktım. "Açıkçası böcekler bile senden daha güzel görünüyor gözüme," dedim.
"Erva beni deli etme!" diye bağırmasıyla koltukta geriye doğru sindim.
"Sen zaten delisin. Hangi aklı başında bir insan kendini başkasının yerine koyup rol yapar?" dedim.
Sinirle ayağa kalkıp yanıma geldi. Tek dizini koltuğa dayayıp kolumdan sertçe tuttu. "Erva ben Serhat'ım Serhat! Bana yabancı muamelesi yapıp durma artık," diye bağırdı.
Gözlerimi gözlerine diktim. İnatla çekmedim bakışlarımı. Biliyorum bu onu daha çok sinirlendiriyordu ama umurumda değildi. Döver miydi? Yoksa beni bodruma mı kilitlerdi? Ya da bana kıçını dönüp giden abimle beni mi tehdit ederdi? Artık umurumda değildi. O beni düşünmemişti ben niye onu düşüneyim ki?
Sargılı eliyle çenemi sıkıp yüzüme eğildi. "Bana öyle bakma!" dedi. Sesinden tahammülsüzlük akıyordu. Ondan korkmuyor olmam onu çileden çıkarıyordu resmen.
"Nasıl bakıyorum yalancı?" diye sordum.
"Duygusuz... Nefret duygusunu bile göremiyorum gözlerinde," dedi. Yalancı dememe bile itiraz etmiyordu artık.
"Sana karşı herhangi bir duygumu hak etmiyorsun. Tanımadığım bir insana nasıl bir duygu besleyebilirim ki?"
"Neden hak etmediğimi düşünüyorsun? Çok seviyorum seni. Herkes den çok değer veriyorum sana," dedi daha sakin bir sesle.
Elini çenemden çekip yanağımı okşayarak boynuma götürdü. Üzerime eğildiği ve ben sırtımı koltuğa yasladığım için bana çok yakındı. Bu yakınlık midemi bulandırmaya yetmişken bir de onun omzunda gördüğüm örümcek midemi daha beter bulandırmıştı.
Elimi koltuğun yanında duran sehpanın üzerindeki vazoya uzattım. Yalancı gözlerini yumduğu için benim şuan ne yaptığımı görmüyordu. Çatal olayından sonra benden her türlü şeyi beklemesi gerekirken şuan bana bu kadar yakın olup gözlerini yumması aşırı komik gelmişti.
Elime aldığım vazoyu yalancının omzuna indirmemle parçalara ayrılması bir oldu. Örümcek yine ortadan kaybolmuş olsada olan yine yalancıya olmuştu. Çünkü adam şuan üzerime bayılmıştı. Yalancıyı kenara itip ayağa kalktım. Koltuğun üzerinde bıraktığı telefonuna mesaj gelince telefonu elime aldım. Şifre istediği için yalancının yanına gidip parmağını kilit açma yerine koydum. Telefon açılınca gelen mesajları okumaya başladım.
0534.. : Hüseyin'i de elimizden kaçırdık. Bir an önce kıza deli raporunu al hisseleri üzerine geçir.
0534.. : Emin denen it de Mardin'e gelmiş. Bir şeylerin peşine düştüğü çok belli. Ortalığı ayağa kaldırmadan onu kaldırmak lazım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLEK KOKUSU +18
ChickLit"Yapma." Sesimin titremesini istemesem de kollarının kıskacında ki bedenim tıpkı sesim gibi titriyordu. Göz kapaklarımı sımsıkı birbirine bastırsam da burnundan verdiği nefesi yüzüme çarptığın da öfkelendiğini anlamıştım. Çıplak sırtımın değdiği duv...