"Tamam evlenmeyi kabul ettim ama 3 gün sonra evlenelim demedim ki ben!" dedim karşım da oturan Serhat'a.
Elini çenesinin altına koymuş bezmiş bir halde bana bakıyordu. Oturduğum koltukta geriye yaslanıp kollarımı önümde bağladım. "Ben 3 gün içinde seninle evlenmem!" dedim sinirle.
Sesli bir şekilde oflayarak gözlerini devirdi. "Niye?" diye sordu.
"Ne demek niye 3 gün içinde evlilik mi olur?" diye bağırdım.
"Evet haklısın normal bir ilişkimiz olsaydı ve biz 3 gün içinde evlenme kararı alsaydık olmazdı. Ama gel gör ki bizim normal bir ilişkimiz yok. Seni kaçırmak beni ve erkek kuzenlerimi vurmak için dışarıda fırsat kollayan Dağdelen'ler var. Benim o meseleyle ilgilenmem gereken yerde burada oturmuş seni 3 gün içerisinde evlenmeye ikna etmekle uğraşıyorum. " Serhat arkasına yaslanıp alayla yüzüme baktı. "Yeterince açıklayıcı oldum mu?" diye sordu.
Onun gıcık suratını görmeye tahammülüm kalmadığı için kafamı pencereye çevirdim. " Ya en azından 1 hafta sonra olsun. 3 gün ne ya?" dedim.
"Erva biz gerçekten evlenmiyoruz ya hani. Ha 3 gün sonra evlenmişiz ha 1 hafta sonra ne fark eder?" diye sordu. Sesine yerleşen öfke yavaş yavaş belli oluyordu.
Kafamı çevirip yüzüne baktım. "Tamam Serhat,"dedim ayağa kalkarken. " Boşver 3 günü yarın evlenelim bitsin gitsin, " dedim öfkeyle. Salondan çıkmak için yürümeye başladığım da ayağa kalkıp önüme geçti.
"Erva bir sakin olur musun. Neye kızdın şimdi?" diye sordu.Önümde dikilen Serhat'ın omzuna çarparak çıktım salondan. "Ne dedim ben şimdi?" diye bağırdı arkamdan.
Anlamıyordu anlamayacaktı da kaz kafa! Bende biliyordum bu evliliğin gerçek olmadığını ama herkes gerçek sanacaktı. İlk defa evleniyorum hayallerimi bilen arkadaşlarım vardı. 3 gün içerisinde ne kınam olurdu ne de bekarlığa vedam. Etrafımdaki herkes anlayacaktı bu evliliğin gerçek olmadığını. Kimi kandırıyorsam? Kim takar kimin ne düşündüğünü ben istiyordum tüm bunları. Serhat'la boşandıktan sonra belki de bir daha evlenmek istemeyecektim. Yalandan da olsa tüm hayallerimin gerçek olmasını istiyordum.
Ayaklarımı sürüye sürüye odama kadar geldim. Odama girip kendimi yüzüstü yatağa bıraktım. Hastaneden dün sabah çıkmıştım. Babam ve Serpil, boğazları şişen Yusuf'u doktora götürmüşlerdi. Abim zaten ortalıkta yoktu. Çoktan varacağı yere varmıştır bile. Ben seni koruyacağım demesinin üzerinden daha 1 gün geçmeden arkasına bakmadan kaçıp gitmişti.
Yastığıma sarılıp iç çektim. Benim şu korkaklığım olmasa tüm bunlar başıma gelirmiydi acaba? Bu evlilik olmasın diye herkesi karşıma alabilir miydim ya da Mirza ve o aptal ailesine rest çekebilir miydim? Ben o kadar cesur değildim. Bunun sorumlusu Ben miydim? Yoksa beni böyle yetiştiren babam ve abim miydi? Yaşadığım en ufacık bir zorluğu onlar halletmişti şimdiye kadar. Ben şimdiye kadar kendimi savunmam gereken bir durumla hiç karşılaşmamıştım ki.
Kafamı yastığa gömüp çığlık attım. Kafamdaki düşüncelerden de bulunduğum durumdan da bunalmıştım. Yastık ellerimin arasından hızla çekilirken kafam yatağa düştü. Kafamı kaldırıp yastığı tutan Serhat'a baktım. Bana hayatında ilk defa böyle bir varlık görmüş gibi bakıyordu.
"Tam olarak ne yapmaya çalışıyorsun sen?" diye sordu.
"Sanane!" dedim öfkeyle. Elimi uzatıp yastığı almak istediğim de yastığı havaya kaldırdı.
"Yastıkla ne yaşıyorsun kızım sen?" diye sordu.
Yatakta doğrulup şaşkınlıkla suratına bakakaldım. "Manyak mısın Serhat? Yastıkla ne yaşıyor olabilirim?" diye bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLEK KOKUSU +18
ChickLit"Yapma." Sesimin titremesini istemesem de kollarının kıskacında ki bedenim tıpkı sesim gibi titriyordu. Göz kapaklarımı sımsıkı birbirine bastırsam da burnundan verdiği nefesi yüzüme çarptığın da öfkelendiğini anlamıştım. Çıplak sırtımın değdiği duv...