ÇİLEK KOKUSU +18

6

Dış kapının yumruklanması ve zilin ardı ardına çalmasıyla yatağımdan fırladım. Bir anda sağıma dönmemle yere yüz üstü kapaklanmam bir oldu. Burnum fena acımıştı. Kapımı her kim yumrukluyorsa kapımı kırmasına az kalmıştı. Yerden yavaşça kalkıp odamdan ayaklarımı sürüyerek çıktım. Dış kapıyı açmamla suratıma bir el indi. Burnum az önce kırılmadıysa da şimdi kırılmıştı. Elimi burnuma götürüp başımı eğdim.

"Erva iyi misin?" Abim kocaman eliyle resmen suratıma indirmişti.

"Sence? Niye vuruyorsun?" diye bağırdım acıyla.

Abim koluma girerek içeriye girdi. Salona doğru yürürken. "Ya kızım bilerek vurmadım. Kaç saattir kapının önündeyiz. Niye açmıyorsun kapıyı?"diye sordu.

Kafamı kaldırıp abimin yüzüne baktım."Siz kim?" diye sordum ama salonun girişinde ellerini önünde bağlamış bir adet Yasemin görmemle ağzım açık kaldı. "Abi sakın bana ben Yasemin'i kaçırdım deme!" dedim.

Abim alt dudağını ısırıp Yasemin'e baktı. "Olur demem," dedi.

"Ya sen delirdin mi? Nasıl böyle bir şey yaparsın!" diye bağırdım.

"Ne yapsaydım Erva?" diye bağırdı.

"Bir yolu bulunurdu abi. Sen kendin demedin mi Yasemin'in ailesi onu yaşatmaz diye. Ne olacak şimdi?" diye sordum.

"Benim ailem beni Sinan'a vermez Erva," diyen Yasemin'e baktım.

"Sebep?" diye sordum.

Yasemin, saçları gibi siyah olan ince kaşlarını eğerek abime baktı. Abim omuzlarını düşürüp kendini koltuğa bıraktı. Elini yumruk yapıp alnına götürdü. Yasemin, abimin yanına oturup el ele tutuştular. Bende karşılarındaki tekli koltuğa oturdum.

Yasemin derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Benim soyadım Dağdelen," dediğinde gözlerim kocaman açıldı. Şaka mı bu? "2 yıl önce sizin şirket Berat abimin oyunuyla iflas ettiğinde Sinan, abimin yaptığını anlamış. Tabi o öfkeyle kalkıp abimin yanına gelmiş. Ama abim evde değildi. Ona kapıyı ben açtım. İlk başta bağırıp çağırdı abimi sordu. Sonra öfkeyle üstüme yürüdü. Bende ona tokat attım. Berat abimin yaptığını doğru bulmuyordum zaten. Sinan sakinleşince oturup konuştuk. İhalede hile olduğunu kanıtlamasına yardımcı oldum. Bu zaman zarfında da sürekli görüşmeye devam ettik. Zamanla birbirimizden hoşlandığımızı anladık. Şimdide bu durumdayız, "dedi. Bir eli sürekli karnının üzerindeydi.

Oflayıp arkama yaslandım. "Şimdi ne olacak?"diye sordum ikisine bakarak.

" Yurt dışına çıkacağız. Yasemin doğum yapıncaya kadar dönmeyiz. Nikahımızı da orada kıyarız büyük bir ihtimalle,"dedi abim ve ayağa kalktı. Yasemin'e bakarak " Ben odadan pasaportumu alıp geliyorum,"dedi ve salondan çıktı.

Bakışlarımı Yasemin'e diktim." Mirza Dağdelen kim? "diye sordum. Yasemin şaşkınlıkla yüzüme baktıktan sonra kaşlarını çattı.

" Sen Mirza'yı nereden tanıyorsun?"diye sordu.
Acaba numara mı yapıyordu yoksa gerçekten Mirza'nın bana oynadığı oyundan haberi yok muydu?

" Hayatıma Emre diye giren sevgilim! "dedim.

" Sen ne diyorsun Erva? Emre ile Mirza'nın ne alakası var? "diye sordu şaşkınlıkla.

" Mirza bana kendini Emre diye tanıtmış. Kan davası saçmalığı yüzünden girmiş hayatıma. Kim bu Mirza? "diye sordum.

Yasemin zorlukla yutkundu." K-kardeşim, "dedi.

" Bana doğruyu söyle Yasemin. Mirza'nın bana oynadığı oyundan haberin var mıydı? "diye sordum.

Yasemin bakışlarını anında yüzüme çıkardı. "Hayır yemin ederim haberim yoktu Erva. Haberim olsaydı böyle bir şeye asla müsaade etmezdim," dedi titreyen sesiyle. Panik hâlindeydi.