Gözlerimi parmağıma giren şiddetli ağrıyla açtım. Ağzımdan acı dolu bir inilti çıkarken ensemde sıcak bir nefes hissettim.
Hemen karşımda duvara sırtını yaslamış bana boş gözlerle bakan Serhat'ı gördüm. Serhat karşımdaysa arkamdaki de kimdi?
Kollarının arasından hızla çıkıp arkama baktım. Serkan yavaş yavaş uyanırken ben ondan geriye doğru kaçtım. Serkan tamamen uyanıp olduğu yerde doğruldu. Bana bakıp pis pis sırıttı. "Günaydın sevgilim," derken beni baştan aşağı süzdü.
Serhat "Ona öyle bakmayı kes Serkan!" dedi öfkeyle.
Serkan kafasını sağa yatırıp "Sana da günaydın kardeşim. Nasıl, rahat uyuyabildin mi?" diye sordu.
Serhat "Erva yanıma gel," deyince ona doğru süründüm. Serhat'a ulaşmama çok az kalmıştı ki ayağımdaki zincirden geriye çekiştirildim. Kafamı kaldırıp Serhat'a bakamadan bir anda yerde sürünmeye başladım. Betona sürten dizlerim kollarım kanamaya başlamıştı.
Serhat arkamızdan bağırıp Serkan'a küfürler etsede Serkan onu umursamadı. Bulunduğumuz odadan çıkıp başka bir odaya beni bırakıp Serhat'ın bulunduğu odanın kapısına doğru yürüdü. Ayağımdaki zinciri çıkarmaya çalıştım.
Serkan kapıya yaslanıp "Sana bu dünyada cehennemi yaşatacağımı söylemiştim hatırlıyor musun kardeşim?"diye sordu.
Serhat "Ne yapacaksan bana yap, Erva'nın ne suçu var lan? Bırak kızı gitsin istersen beni öldür ama bırak onu. Dokunma ona daha fazla zarar verme!"
Serkan "Merak etme bu sefer kendini kasmazsa canı yanmaz," dediğinde zincirle uğraşmayı bırakıp Serkan'a baktım. Kapı aralığından Serhat'ın da yüzünü görebiliyordum.
Serhat "Serkan sakın! Sakın ona dokunayım deme! Kardeşim falan demem, sakın ona dokunma Serkan!" Serhat ne söylerse söylesin Serkan sadece gülerek karşılık vermişti.
Şimdiye kadar bana uyguladığı hem fiziksel hem de psikolojik şiddeti bir şekilde atlatırdım ama ima ettiği şeyi yaparsa bunu asla kaldıramazdım.
Serkan odadan çıkıp kapıyı aralık bırakarak yanıma geldi. Tek dizinin üzerine oturup yüzüme eğildi. Elini yüzüme düşen saçlarıma götürüp kulağımın arkasına sıkıştırdı. Nefret dolu bakışlarımı yüzünden çekmeden "Eğer bana dokunursan kendimi öldürürüm," dedim.
Serkan dudaklarını büzüp "Sevgilim sence ben buna izin verir miyim?" diye sordu.
"Yemin ederim yaparım Serkan. Her şeyi kaldırırım ama bunu kaldıramam!" diye bağırdım.
Serhat'ın bulunduğu odadan Serhat'ın bağırmaları ve zincir sesleri birbirine karışıyordu.
Serkan bir anda sert bir yüz ifadesi ile gözlerimin içine baktı. "Hiçbir bok yapamazsın Erva!"dedi.
Gözlerimi gözlerinden ayırmadan ona meydan okumama dayanamayıp elini çeneme götürüp sertçe sıktı. "Sen korkak küçük bir kızsın! Bırak kendine zarar vermeyi sana bıçağı göstersem oturur ağlarsın. Birazdan altımda inlerken de bakalım bana böyle meydan okuyabilecek misin?" dedi.
Çenemi bırakırken beni geriye doğru itip yere düşmemi sağladı. Kendisi ayağa kalkıp bana sırtını dönerken ben ayağa kalkmadan geriye doğru süründüm. Üzerindeki ceketi çıkarırken sırtı hâlâ bana dönüktü. "Ayağındaki zincirle bu odanın içerisinde en fazla nereye kadar kaçabilirsen kaç güzelim. Nasılsa seni yakalamam zor olmayacak," dedi.
Ona tiksinerek bakıp yüzümü buruşturdum. Elim bir metal parçasına değince hemen elime alıp keskin bir tarafı var mı diye bakındım. İnce uzun demir iki büklümdü. Bükülen kısmını kırabilirsem keskin bir uç elde edebilirdim. Demir küflendiği için onu kırmam zor olmaz diye düşünüyordum. Demiri ayağımın altına alıp bükülen kısmının tam tersi yönünde tekrar büktüm. Tahmin ettiğim gibi küflenen demirin çok fazla bir sağlamlığı yoktu o yüzden kolayca bükülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLEK KOKUSU +18
ChickLit"Yapma." Sesimin titremesini istemesem de kollarının kıskacında ki bedenim tıpkı sesim gibi titriyordu. Göz kapaklarımı sımsıkı birbirine bastırsam da burnundan verdiği nefesi yüzüme çarptığın da öfkelendiğini anlamıştım. Çıplak sırtımın değdiği duv...