"Evine hoşgeldin Erva." Burnuma dolan kan ve alkol kokusu midemi bulandırırken aşina olduğum bir başka koku ağzımdaki elin sahibini tanımama neden oldu. Karanlıktan dolayı yüzünü göremiyordum. Boynumda hissettiğim sıcak nefesle titremeden edemedim. "Hay sikeyim. Şu kokun var ya aklımı başımdan alıyor," dedi boğuk çıkan sesiyle.
Bedenimi hareket ettirmek istediğimde boşta ki elini belime götürüp bedenimi kendine çekti. "Rahat durmazsan bende rahat durmam sevgilim," dedi boynuma dudaklarını sürterken.
Yüzüme çarpan sıcak nefesle kafasını boynumdan çektiğini anladım. "Şimdi elimi ağzından çekeceğim ve sende bağırmayacaksın anlaştık mı?" diye sordu. Kafamı aşağı yukarı salladım. " Aferin kızıma, "dedi. Parmaklarını dudaklarıma sürterek elini çekti." Emre sen ne yapıyorsun burada? "diye sordum titreyen sesimle.
" Sevgilim sanki ilk defa evine geliyormuşum gibi konuşuyorsun, "dedi alayla. Elini bileğime dolayıp beni salona çekiştirdi. Hâlâ ışıkları açmamıştı. Salonu dışarıdan vuran ışıklar az çok aydınlatıyordu. Emre koltuğa oturup beni de yanına çekti. Kolunu omzuma atarak bedenimi bedenine yasladı.
" Emre sen - "lafımı tamamlama izin vermedi.
" Bu gece biz olacağız ve yeni bir sayfa açacağız sevgilim. İlk olarak bana Emre demekten vazgeç. Benim ismim Mirza. Mirza Dağdelen,"dedi.
Ağzım şaşkınlıkla bir parça açılırken Emre'nin yani Mirza'nın yüzüne bakakaldım. " Neden? " diyebildim sadece.
Elini yanağıma götürüp okşamaya başladı. "Yüzünün aldığı hâle bakılırsa sana benim soyadımdan bahsetmişler," dedi alayla.
"Ne diyorsun Emre? Sence tek sorun senin soyadın mı?!" diye bağırdım. Yanağımdaki ve omzumdaki elini ittirip ayağa kalktım. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun ya? Daha 3 saat öncesine kadar sen benim sevgilimdin. 3 saat önce beni aldattığını öğrendim ben. Şimdi de geçmiş karşıma tüm bunlar olmamış gibi benim adım Mirza Dağdelen mi diyorsun? Bu ne rahatlık ya. Daha ne yalanların var? "diye sordum.
Ayağa kalkıp kolumu sertçe tuttu. " İlk önce o sesini kıs Çağlı! Sonra da bana Emre demeyi bırak. Benim adım Mirza! "diye tısladı. Kolumu elinden kurtarmaya çalıştım. Beni bir anda koltuğa savurmasıyla sırt üstü koltuğa düştüm. Ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı. Bacaklarıma oturup elini ağzıma bastırdı. Kalbim yaşadığım korkudan dolayı deli gibi atıyordu.
"Şimdi ben anlatacağım sen dinleyeceksin. Abim Berat, beni yurt dışından çağırdığında deyim yerindeyse ayaklarımı sürüye sürüye geldim Türkiye'ye. Biliyordum çünkü o saçma sapan kan davası yüzünden beni çağırdığını. Sandım ki beni katil yapacak o yüzden çağırıyor ama abimin planı çok farklıymış. Senin aileni araştırmamı istedi benden. Senin resmini görür görmez senden etkilendim. Karşına çıkmadan önce çok takip ettim seni. Karşına çıktığımda seni kendime aşık etmekti derdim. Ama seni görür görmez ben sana aşık oldum. Zaten sende bana aşıksın. Bu saçma sapan kan davasını sadece biz bitirebiliriz. Kimsenin canı yanmaz," dedi yanağımı okşayarak.
Başımı iki yana salladım. Elini yavaşça ağzımdan çekti ama üstümden kalkmadı."Beni aldatıp aptal yerine koyarken de bana aşık mıydın?" diye sordum nefretle.
Yüzüme eğildi. Dudaklarını dudaklarımın hizasına getirip gözlerime baktı. "Evet aşıktım. Hâlâ da aşığım," dedi arsızca.
"Pisliğin tekisin Emre! Ah pardon Mirza," dedim.
Gözlerini kısarak yüzüme bakmaya devam etti. "Şuan o pisliğin altında yattığını unutma!" dedi sertçe.
"Kalk üstümden!" diye bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLEK KOKUSU +18
ChickLit"Yapma." Sesimin titremesini istemesem de kollarının kıskacında ki bedenim tıpkı sesim gibi titriyordu. Göz kapaklarımı sımsıkı birbirine bastırsam da burnundan verdiği nefesi yüzüme çarptığın da öfkelendiğini anlamıştım. Çıplak sırtımın değdiği duv...