Serhat dibime kadar gelip elini belime attı. "Erva bırak şu inadını sabrım tükeniyor," dedi.
Elime geçen şampuan şişesinin kapağını açıp Serhat'ın yüzüne doğru sıktım. Şampuan Serhat'ın gözlerine sıçrarken belimi bırakıp geriye doğru adımladı. Lavaboya ilerlerken rastgele küfürler ediyordu. Fırsattan istifade hızlıca banyodan çıkıp giysi odasına girdim. Dolaptan elime geçen ilk elbiseyi hızlıca giyinip odaya geri döndüm.
Serhat banyodan çıkmış kızaran öfkeli gözlerini gözlerime dikmişti. "Bu 2 oldu Erva!" diye bağırdı.
"Bana dokunmaya kalkarsan hep böyle şeylerle karşılacaksın," dedim net bir sesle.
Üzerime yürüyüp "Lan gözümü kör ediyordun!" diye bağırdı.
"Hak ettin!" dedim sertçe.
Serhat durup yüzüme bakmaya başladı. "Çok merak ediyorum nereye kadar kaçacaksın benden?" diye sordu alayla.
"Sen iyileştiğinde kaçmama gerek kalmayacak. Neden biliyor musun? Çünkü sen beni kendin özgür bırakacaksın,"dedim.
Serhat sırıtarak "Hasta olduğumu nereden çıkardın karıcığım?" diye sordu.
"Ya hastasın ya da başkasısın bunun başka bir açıklaması olamaz," dedim gözlerine bakarak.
Serhat sırıtmayı bırakıp ciddi bir ifadeyle bakmaya başladı. "Sen hangisini tercih ederdin? Hasta bir adamla evli olmayı mı? Yoksa bir yabancıyla aynı evde yaşamayı mı?" diye sordu.
"Tercih yapma şansını bana sunmadılar. Ama imkanım olsa seni iyileştirmeyi çok isterdim. Çünkü sen Serhat olsan da olmasan da hasta bir adamsın," dedim.
Serhat dudaklarını büzüp "İnsan kocasına hasta der mi hiç? Çok alındım," dedi alayla.
İşaret parmağımı ona doğru uzatıp "İşte bu yüzden sana hastasın diyorum. Biz seninle gerçek bir evlilik yapmadık ve hiçbir zaman da bu saçmalık gerçek bir evliliğe dönüşmeyecek," dedim.
Serhat sert bakışlarını işaret parmağımdan çekmeden öfkeyle bana doğru yürüdü. Geri geri gidip kapıya baktım. Geriye adımlamayı bırakıp kapıya doğru adımımı attım ama Serhat elimi tutup havaya kaldırdı. İşaret parmağımı sertçe sıkıp nefretle gözlerimin içine baktı. Yaşadığım acıdan dolayı dudaklarımı ısırdım. "Eğer bir daha bana parmağını sallarsan bu parmağı sadece kırmakla kalmam Erva kökünden keserim!" dedi sertçe.
Ardından parmağımı tersi yönünde çevirmesiyle acıyla çığlık attım. Gözlerim anında dolarken elimi geri çekmeye çalışsam da Serhat izin vermedi. " Bırak elimi manyak!" diye bağırdım. Yaşadığım acıdan adeta vücudum titriyordu.
Serhat parmağımı bıraktı ama elimi bırakmadan yüzüme eğildi. "Çok acıdı mı karıcığım?" diye sordu soğuk bir sesle.
"Serhat canım acıyor bırak artık!" diye bağırdım.
Serhat elimi bırakıp ellerini yanaklarıma yerleştirdi. "Bu bir uyarıydı Erva. Senin oyun zannettiğin evliliğimizin gerçek olduğunu anlaman için bir uyarı. Ben sabırlı bir adam değilim o parmaklarını teker teker kırdırtma bana," dedikten sonra alnımdan öpüp geriye çekildi.
Tekrar bileğimden tutup odadan dışarıya çıkardı. Bileğimi elinden kurtarmaya çalışırken "Serhat elimi bırak çok acıyor," dedim titreyen sesimle.
"Doktora gidiyoruz kes sesini," dedi nefretle.
Acıdan titreyen dudaklarımı birbirine bastırıp sakin olmaya çalıştım. Evden çıkıp dış kapıya doğru yürümeye başladık. Sonbaharın serin akşam havası yüzüme çarparken içim titredi. Dış kapının yanında duran adam bizi görünce kafasını yere eğip kapıyı açtı. Serhat dışarıdaki bekleyen adamlara arabayı getirmelerini söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLEK KOKUSU +18
ChickLit"Yapma." Sesimin titremesini istemesem de kollarının kıskacında ki bedenim tıpkı sesim gibi titriyordu. Göz kapaklarımı sımsıkı birbirine bastırsam da burnundan verdiği nefesi yüzüme çarptığın da öfkelendiğini anlamıştım. Çıplak sırtımın değdiği duv...