"Bana o elbisenin aynısından alıyorsun Serhat!" dedim sertçe. Benim sakinleşmem yaklaşık 10 dakika sürmüştü ve bu sürede Serhat hiç kımıldamadan bana bakmıştı.
Serhat kaşlarını alaylı bir şekilde kaldırıp indirdi. Diliyle dudaklarının üzerinden geçip "Sadece bana giyeceksen alırım," dedi.
"Ancak rüyanda görürsün . Alacaksın o elbiseyi,"dedim sinirle.
"Ben mi yırttım? Niye ben alıyorum?" diye sordu.
"Onu sevdalını odamıza almadan önce düşünecektin. Mavi elbisemi ve diğer yırtılan elbiselerimi alacaksın!" dedim
"Ben duştayken girmiş odaya. Zaten sen geldiğinde göndermeye çalışıyordum," diyerek kendini savundu.
"Susar mısın ayrıca git ağzını yıka," dedim işaret parmağımla banyoyu göstererek.
Serhat sırıtarak "Sen ne güzel korudun öyle kocanı gözüm yaşardı," dedi.
"Serhat beni deli etme! Hâlâ sinirliyim kaşınma istersen," dedim elimi havaya kaldırırken.
Serhat iki elini havaya kaldırıp "Sakin ol şimdi banyoya giriyorum sen yeter ki sakin ol," dedi.
"Git!" dedim sertçe.
Serhat gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıp banyoya girdi. Sinirle yatağa ilerledim. Yırtılan elbiselerime iç çekip hepsini toplayıp kucağıma bastım. Nedense yırtılan elbiselerimin çoğu kısa ve dekolteli olan elbiselerdi. Yok bunlar kesinlikle Serhat'ın işiydi suçu Sıla'ya atıyordu. Ama ben sana yapacağımı biliyorum Serhat bey.
Serhat banyodan sırıtarak çıktığın da kucağımda ki elbiselere bakıp daha çok sırıttı. Yanıma gelip kucağımdaki elbiseleri alıp elimi tuttu. "Elimi niye tutuyorsun bıraksana?" dedim elimi geri çekmeye çalışırken.
"Tekrar Sıla olayı yaşamak istemeyiz değil mi?" diye sordu alayla.
"Ne alakası var elimi tutmanla Sıla'nın?" diye sordum.
"Şu alaka. Sen gelmeden önce Sıla bana 'İlişkinizin yalan olduğu çok belli' gibi şeyler söyledi. Sen elimi tutmazsan başkası tutmak için odamıza da girer aramıza da," dedi.
Odadan çıkıp merdivenleri inerken konağın çalışanlarından genç bir kızla karşılaştık. Serhat kızın eline yırtık elbiseleri tutuştururken "Çöpe at Fatma," dedi.
Fatma "Tamam ağam," dedikten sonra gitti.
"Yarın kına var. Birlikte alışverişe çıkalım. Hem gelinliğe de bakmış oluruz," dedi.
"Tüm bunlar şart mı?" diye sordum. Aslında kınam olmasını çok istiyordum ama son yaşadıklarımdan sonra hevesim kaçmıştı.
"Elbette şart Erva. Buraya bunun için geldik," dedi.
Birlikte salona girdiğimiz de tüm gözler bize döndü. Buse bana bakarak göz kırptığın da sorun yok der gibi başımı salladım. Serhat ile yan yana oturduğumuz da babam Babaannemle konuşmaya kaldığı yerden devam etti.
" Anne iyi güzel diyorsun da Zelal hanım bu işe ne diyecek?" diye sordu.
Tabağıma aldığım peynire çatalımı batırıp ağzıma götürdüm. Babaannem "Erva'da Serhat'ta torunu en nihayetinde. Kızına olan öfkesini torunundan çıkaracak değil. Hem Erva gelin olarak onun evinden çıkarsa öfkesi yatışır," dediğinde ben peynirimi çiğneyemeyi bırakıp babaanneme baktım. Zelal dediği kişi benim anneannem olmalıydı.
Serhat "Bence böyle bir şeye gerek yok. Biz zaten evliyiz kına burada olur. Düğün içinde salon ayarlandı. Adetlerin yerini bulmasına gerek olduğunu sanmıyorum babaannemin Erva'ya nasıl davranacağını bilmiyoruz. Kadın yıllarca beni bile kabul etmedi ki düğün olacak diye Erva'yı kabul etsin, "dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLEK KOKUSU +18
ChickLit"Yapma." Sesimin titremesini istemesem de kollarının kıskacında ki bedenim tıpkı sesim gibi titriyordu. Göz kapaklarımı sımsıkı birbirine bastırsam da burnundan verdiği nefesi yüzüme çarptığın da öfkelendiğini anlamıştım. Çıplak sırtımın değdiği duv...