Serhat Çağlı'dan...
Direksiyonu tutan elim acıdan adeta zonkluyordu. Elimin üzerindeki kabuk bağlayan yaralar tekrardan kanamaya başlamıştı. Hızım oldukça yüksekti ve kaza yapmam an meselesiydi. Ama umrumda değildi. Şuan umrumda olan tek şey Erva'ydı.
Erva ne haldeydi bilmiyordum. Ona zarar vermediklerini söylemişlerdi ama yalan söylediklerine emindim. Şuan gitmem gereken yer bir polis merkeziyken Erva'yı görmem lazımdı. İyi mi kötü mü bilmem lazımdı.
Evime yaklaşınca yavaşladım. Kapıda iki adam dışında kimse görünmüyordu. Arabayı durdurup indim. Adamlar bana baktıktan sonra birbirlerine baktılar. Ben adamlara doğru bir adım attığım da adamlarda bana doğru geldiler. Tedirginliğimi gizlemeye çalışarak daha dik durdum.
Adamlardan birisi "Serhat bey iyi misiniz efendim?" diye sorduğunda rahat bir nefes aldım.
Boğazımı temizleyip "İyiyim. Erva'yı almaya geldim araba burada dursun," dedim.
Adam "Peki efendim," dedi.
Diğeri kapıyı açıp girmemi bekledi. Hızlı adımlarla evimin bahçesine girip doğruca eve doğru yürüdüm. Bahçede de 3 adam vardı ve hepsi şaşkınlıkla bana bakıyorlardı. Dikkat çekmemek adına adımlarımı yavaşlattım. Eve girince kapıyı kapatıp merdivenlere doğru yürüdüm. Evin içerisi oldukça karanlıktı. Gece lambası bile yanmıyordu.
Basamakları çıkarken tanıdık bir sesle durmak zorunda kaldım. "Hoşgeldin kardeşim."
Geri dönüp ışığı yaktım. Salondaki tekli koltukta oturan abim elindeki içki bardağını sehpanın üzerine bırakıp kafasını bana çevirdi. Öfkeyle yanına ilerlerken ayağa kalktı. Yakasından tuttuğum gibi koltuğa doğru ittirdim. "Seni kendi ellerimle öldüreceğim,"dedim öfkeyle.
Azat sırıtarak "Bana zarar verirsen karına neler olur sen düşün kardeşim," dedi.
"Erva'nın kılına zarar gelirse seni öldürmekten beter ederim Azat!" dedim.
"Ben demek Erva demek sevgili kardeşim. O yüzden yakamı bırak," dedi. Öfkeden dişlerimi sıkarken Azat'ın yakasını bırakıp üstünden kalktım. Azat doğrulurken gömleğinin yakalarını düzeltip sırtını koltuğa yasladı. Eline içki bardağını tekrar alırken "Ben senin abinim. Senin için bir kadın benden daha değerli olmamalı," dedi.
"Bir kadın dediğin benim sevdiğim kadın! Sen beni sevdiğim kadınla tehdit edecek kadar pislik herifin tekisin," dedim nefretle.
Azat ayağa kalkarken elindeki bardağı yere fırlattı. "Ben senin abinim lan! Seninle aynı kandan aynı kadından dünyaya geldik. Beni bir kadın yüzünden hiçe sayamazsın!" diye bağırdı.
"Annem iyiki yaşamıyor da senin gibi bir evlada sahip olduğunu görmüyor,"dedim.
" Serhat ağzından çıkan laflara dikkat et!" dedi sertçe.
" Ne o zoruna mı gitti Azat efendi! Sen değil misin kardeşini karısının hayatıyla namusuyla tehdit eden? Bu mu senin adamlık anlayışın? Üç kuruş para için düştüğün hallere bak? Yaptıklarına bir bak? " Üzerimdeki tişörtü çıkarıp yere attım ellerimle vücudumda ki yaraları gösterdim."Bu mu lan senin kardeşlik anlayışın? Bana yaptıklarına bak!" diye bağırdım.
Azat'ın bakışları vücudumda ki yaralarda dolanırken sertçe yutkundu. "Sana bunu ben yapmadım," dedi.
"Doğru sen yapmadın. Sen bana bunları yapanlara göz yumdun. Ne için? Ele geçireceğiniz şirketten pay almak için. Sen hiçbir zaman benim abim olmadın olamazsın da," dedim. Ona sırtımı dönüp merdivenlere doğru yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLEK KOKUSU +18
ChickLit"Yapma." Sesimin titremesini istemesem de kollarının kıskacında ki bedenim tıpkı sesim gibi titriyordu. Göz kapaklarımı sımsıkı birbirine bastırsam da burnundan verdiği nefesi yüzüme çarptığın da öfkelendiğini anlamıştım. Çıplak sırtımın değdiği duv...