ÇİLEK KOKUSU +18

23

"Bu zamana kadar bir prenses gibi yetiştirilmiş olabilirim evet. Ama unutma ki ben bir kadınım. Üstelik en yakınları tarafından kandırılmış bir kadın. Sen benim her kolumu kanadımı kırdığın da ben senin karşına daha güçlü bir şekilde çıkacağım. Artık zaafını da biliyorum bundan sonra olacaklardan sen sorumlusun Serhat Çağlı,"dedim.

Serhat bakışlarını dudaklarıma indirip
" Adım diline çok yakışıyor karıcığım daha sık duymak isterim, "dedi.

Ben ne anlatıyordum o ne diyordu bana? Yok ben boşuna konuşuyordum anlaşıldı. "Geri çekil," dedim.

"Adımı duyamadım," dedi dudaklarıma bakarak.

"Geriye çekil!" dedim sertçe.

Serhat kendini bana bastırıp "Adımı duyamadım," diyerek tekrar etti.

"Geriye çekil, " dedim öfkeyle.

"Ben hâlâ adımı duyamadım ama," dedi alayla.

"Serhat çekil artık rahatsız oluyorum," dedim.

Saçlarımın kokusunu içine çekip geriye çekildi. Bakışları yüzümde dolanırken kafamı yan tarafa çevirdim. "Her açıdan muhteşemsin," dedi gülerek.

Ters ters yüzüne baktım. "Sen hastasın," dedim.

Diliyle dudaklarının üzerinden geçip sırıttı."Evet sana," dedi.

Buse'nin verdiği çantayı masanın üzerinden alıp sert adımlarla mutfaktan çıktım. Arkamdan geliyor olması sinirlerime sinir katıyordu ama sakin kalacaktım. Nasılsa artık zaafını biliyordum. Tabikide kendime zarar vermeyecektim ama onu bu şekilde tehdit edebilirdim.

Merdivenleri çıkarken kafamı çevirip Serhat'a baktım. Elleri cebinde sırıtarak arkamdan geliyordu. "Her yere arkamdan gelmek zorunda mısın?" diye bağırdım.

Dudaklarını büzüp "Karımı her an özlüyorum ne yapayım elimde değil," dedi.

Sinirle ona döndüğüm de ayağımın burkulmasıyla dengemi kaybettim. Serhat'ın durduğu basamaklara kadar yuvarlandığım da her yerim acıyordu. Ben acıyla inlerken Serhat ellerini cebinden çıkarmadan yüzüme eğildi."Sevgili karıcığım ayaklarıma kapanmana ne gerek vardı? Gelip öpseydin zaten seni affederdim," dedi.

Hem çektiğim acıdan hem de sinirden gözlerimi yumup dişlerimi sıktım. "Allah belanı versin Serhat," dedim öfkeyle.

Bedenim havalanırken gözlerimi araladım. Serhat alayla sırıtıp "Seni verdi ya zaten," dedi basamakları çıkarken.

Gözlerimi tekrar yumup sırtımdaki acıyla inledim. "Burada bir bela varsa o da sensin Serhat Çağlı!" dedim sertçe.

Odanın kapısı sertçe duvara çarpınca gözlerimi açıp korkuyla Serhat'a baktım. "Belan olmadım henüz karıcığım," dedi sırıtarak.

Beni yatağa bırakıp çekmeceleri karıştırmaya başladı. "Bu olmamış halin mi?" diye sordum dalga geçerek.

Serhat eline aldığı krem kutusuyla bana dönüp dudaklarını büzdü. "Olmuş halimi düşünmek bile istemezdin karıcığım," dedi. Yatağa oturup "Neren acıyor?" diye sordu.

"Hiç bir yerim acımıyor," dedim sertçe.

"Arkanı dön sırtına bakacağım," dedi.

"İstemiyorum Serhat," dedim.

"Erva sırtına kendi başına krem süremezsin. Dön de bakayım inat etme," dedi sertçe.

"İstemiyorum diyorum asıl sen ısrar etme,"dedim.