3

50.9K 1.1K 440
                                    

Serhat Çağlı'dan...

Çalan telefonla kafamı önümdeki dosyadan kaldırıp telefonuma uzandım.

Amine Sultan arıyor...

Yanıtlaya dokunduktan sonra kulağıma götürdüm. "Efendim anneanne."

"İstanbul'a geliyoruz. İşini gücünü ona göre ayarla,"dediğinde kaşlarımı çattım.

" Buyurun gelin tabi de hayırdır niye geliyorsunuz? "diye sordum.

"Gelince konuşuruz," dedi sert sesiyle.

"Bak anneanne eğer oğlunla görüşmeye geliyorsan beni bu işe bulaştırma," dedim.

"Serhat, sen bu ailenin lideri olabilirsin ama benim de kim olduğumu unutma! Akşam İstanbul'da olurmuşuz Gül öyle dedi. Sen de git müstakbel karını gör!" dedikten sonra telefonu yüzüme kapattı. Sinirle alt dudağımı ısırıp elimdeki telefonu sıktım. Bu kadın beni deli edecekti.

Müstakbel karımmış! Sanki ben o kızı koynuma karım diye alacaktım. Odanın kapısı tıklatılıp içeriye Emin girdi. Emin çocukluk arkadaşımdı. Üniversiteden sonra benim şirketimde müdür olarak çalışmaya başlamıştı. Genelde çoğu işimi o yönetiyordu. "Naber abi?" diye sordu gelişi güzel. Yüzümde nasıl bir ifade gördüyse kaşları havalandı. "Yine Amine Sultan mı?" dedi hâlâ elimde sıktığım telefona bakarak.

"Bize arkasını dönüp kaçıp giden oğluyla arayı düzültmekle kafayı bozdu kadın. Birde kızına müstakbel karın deyip duruyor. Ulan ben ailemin ölümünden sorumlu olan adamın kızını karım diye koynuma alır mıyım? Ben ulan Serhat Çağlı, o adamı öldürmüyorsam anneannem hakkımı helal etmem dedi diye!" Öfkemden bir hışımla koltuktan kalkıp cama doğru adımladım. "Sabrımı zorluyorlar Emin," dedim derin bir nefes aldım.

Emin, odanın içindeki siyah deri koltuklardan birisine oturup arkasına yaslandı. Gözleriyle oturmamı işaret etti. Elindeki dosyayı o an fark ettim. Yanına geçip oturduğumda dosyayı önüme koydu. "Valla kardeşim hiç sakin ol demeyeceğim. Çünkü Amine Sultan sana bu dosyayı hazırlayıp vermemi söyledi,"dedi gözlerini kaçırırken. Ona gözlerimi kısarak baktığımda ayağa kalktı.
" Ne yapsam senin azametinden kurtulmak için kendimi camdan mı atsam acaba? "diye kendi kendine söylendi.

Önümdeki dosyanın kapağında yazan ismi okuduğumda öfkeyle Emin'e baktım. Ama çoktan el sallayarak kapıdan çıkmıştı. Arkasından" EMİN! "diye bağırdım. Bir hışımla dosyayı alıp yere fırlattım. Ayağa kalkıp elimi saçlarıma geçirip çekiştirdim. Cam sehpaya sert bir tekme atmamla sehpa tuzla buz olup yere indi. Bir kaç saniye etrafa dağılan cam parçalarına baktım. Yerde gördüğüm resimle kaşlarım havalandı gergin yüzüm şaşkınlıkla yumuşadı. Eğilip cam parçalarının arasından resimi aldım.

Masmavi gözleri iki yana kıvrılan kalın dudaklarıyla resimde ki kadına baktım. Erva Çağlı bu muydu? 16 yaşında hatırladığım anneme ne kadar da çok benziyordu. Sadece daha genç duruyordu.

Ben yaşadığım şokla elimdeki resime bakarken odaya giren herkesin ağzından şaşkınlık nidaları dökülüyordu. Zaman geçti ben elimde ki resimle koltuğa oturmuşken odaya giren temizlikçi kadın yerdeki camları süpürmeye başladı. Kadın dosyadan fırlayan kağıtları tekrar dosyanın içine koyup masama koydu. Elimde ki resimi ceketimin iç cebine koyup ayağa kalktım. Masanın üzerinden dosyayı ve telefonumu alıp odadan çıktım.

Ben asansöre doğru ilerlerken etraftaki çalışanlar bana bakıyordu. Yine neden sinirlendiğimi merak ediyorlar ama korktukları için hiçbir şey soramıyorlardı. Asansöre bir kaç çalışanla bindik. Dakikalar sonra otoparka geldiğimde hemen arabama bindim. Elimde sıkı sıkıya tuttuğum dosyayı açıp kıvrışan ve bazı yerleri yırtılan kağıtları okumaya başladım.

ÇİLEK KOKUSU +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin