Minübüsten inen kişiyi görür görmez öfkeyle gözlerimi yumdum. Buse şaşkınlıkla "Emre!" dedi.
Serhat "Bu iyice haddini aştı artık," dedi öfkeyle.
Serhat'ın kolunu sıkarak "Serhat gidelim buradan," dedim.
Serhat "Gideceğiz ama şimdi değil," dedi.
Emin "Bizimkiler nerede kaldı?" diye sordu sıkıntıyla.
Serhat cebinden telefonu çıkarırken Mirza arabaya doğru yürüdü. Bir elini arabanın kaputuna dayayıp eğildi. "Birilerini mi bekliyorsunuz?" diye sordu alayla.
Serhat'ın telefonuna baktığım da Berat Dağdelen yazısını gördüm. Serhat'ın Berat'la ne işi olurdu ki? Serhat aramaya basıp telefonu kulağına götürdü.
Serhat "Kardeşinin ölümüne son 1 dakika Berat,"dedikten sonra telefonu yüzüne kapattı.
Emin "Sen Berat'la iş birliği mi yapıyorsun?"diye sordu.
"Ortak derdimizi ortadan kaldırıyoruz," dedi.
Emin "Gül'ü kaçıran adamla ortak ne işin olabilir senin Serhat?" diye sordu.
Serhat "Bu konuyu tartışmamızın sırası mı Emin?" diye sordu sertçe. Bana dönüp "Şimdi senden gözlerini kapatmanı istiyorum ve her ne duyarsan duy asla gözlerini açma Erva. Tamam mı?" diye sordu.
"Serhat inme arabadan. Ya sana zarar verirse?" dedim telaşla.
Arabanın kapısı açılıp ardından Emin "Buse ne yapıyorsun?" diye sordu sertçe. Ardından o da indi.
Serhat başımdan öpüp "Arabada kal," deyip hızla arabadan indi.
Elimdeki buz eriyip üzerime damlarken korkuyla Buse'ye baktım. Buse kendisine şaşkınlıkla bakan Mirza'nın yanına gidip iki eliyle göğsünden ittirdi. "Ulan sen ne haysiyetsiz şerefsiz bir insan çıktın böyle. İnsanda biraz utanma arlanma olur," dedi bağırarak. Tokat atmak için elini havaya kaldırdı.
Mirza, Buse'nin bileğinden tuttuğun da Emin, Mirza'nın elini tutup geri itti. Mirza'nın adamları bizimkilere silah doğrultunca daha fazla dayanamayıp arabadan indim.
" Durun! "diye bağırdım. Arkamda kalan yoldan araba sesleri gelirken önümüzde de bir tane araç durdu.
Mirza sırıtarak bana bakarken "Ben Erva'yı alıncaya kadar kimse silahını indirmeyecek," dedi.
"Seninle hiçbir yere gelmem ben!" dedim.
Önümüzde duran araçtan Berat ve Gül inerken. Arkamızdan gelen araçlardan inenler Mirza'nın adamlarına silah doğrulttu. Sanırım bunlar Serhat'ın adamlarıydı.
Mirza kafasını yana yatırıp "Sana gelir misin diye sormadım sevgilim," dedi.
Serhat öfkeyle Mirza'nın üstüne atlayıp yumruğunu ağzına indirdi. Mirza yumruğun etkisiyle geriye doğru düşerken Berat kolundan tutup düşmesini engelledi.
Serhat "Ağzını sikerim lan senin! Sevgilim dediğin kadın benim nikahlı karım. Haysiyetsiz şerefsiz!" diye bağırdı.
Tekrar Mirza'nın üstüne gideceği sırada Berat kardeşini arkasına çekti. "Dur Serhat. Ben vereceğim onun cezasını. Bundan sonra böyle bir şey yapamayacak,"dedi.
Serhat "Bu sondu Berat! Bundan sonra değil karımın karşısına çıkmak eğer Erva'nın adını dahi ağzına alırsa heyetin aldığı kararı falan dinlemem sıkarım bunun kafasına!" dedi.
Berat kafasını aşağı yukarı sallayıp "Sana sözüm olsun. Eğer bundan sonra böyle birşey olacak olursa ben sıkacağım onun kafasına," dedi. Bu benim tanıdığım Berat'tan çok daha farklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLEK KOKUSU +18
ChickLit"Yapma." Sesimin titremesini istemesem de kollarının kıskacında ki bedenim tıpkı sesim gibi titriyordu. Göz kapaklarımı sımsıkı birbirine bastırsam da burnundan verdiği nefesi yüzüme çarptığın da öfkelendiğini anlamıştım. Çıplak sırtımın değdiği duv...