3 Ay önce.
Kolumdaki saate son kez baktıktan sonra Emre'nin gelmeyeceğine emin oldum. Neredeyse 1 saattir bekliyordum. İnsan en azından sevgilim gecikeceğim diye haber verir. Çantamı elime alıp ayağa kalktığım sırada karşımdaki sandalyeye bir kadın oturdu. Buse.
Şaşkınlıkla ona baktım. Yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle bana baktıktan sonra çantasından birkaç tane fotoğraf çıkarıp önüme koydu. Sandalyeme tekrar oturup önüme koyduğu fotoğraflara baktım.
Fotoğraflarda Emre ile Buse'nin aşırı samimi hallari vardı. Öfkeyle yutkundum tırnaklarımı avuç içime batırırken Buse'ye baktım. Bu sefer de elindeki telefonu masanın ortasına koydu. Ekranda Emre yazıyordu sesi hoparlöre aldı. Birkaç çalmadan sonra telefon açıldı.
"Efendim Buse." Benim defalarca aramama rağmen telefonu açmayan adam Buse aradığında hemen açmıştı.
Buse gözlerimin içine bakarak "Buse mi? Sevgilime ne oldu?" diye sorduğunda gözlerimi yumup derin bir nefes aldım.
"Özür dilerim Sevgilim. Bir şey mi oldu?" diye sordu Emre.
"Neredesin buluşalım özledim seni," dedi Buse.
"Şuan olmaz. Biraz işim var gece uğrarım yanına," dediğinde alt dudağımı dişlemeye başladım.
"Ne işi bu Emre?Benden önemli mi?" diye sordu. Gözlerimi tekrar açıp Buse'ye baktım.
"Senden daha önemli ne işim olabilir yavrum. Ama sözüm var gitmem gerekiyor," dedi. Buse başını salladı.
"Tamam görüşürüz," dedi ve telefonu Emre'nin yüzüne kapattı. Bana alayla bakıp sırıttı. "Ne saf kızsın sen be. Acıyorum sana cidden,"dedi.
" Sen bana acıyacağına kendine bak ilk önce. Nasıl miden aldı benimle birlikteyken seni de idare ettiğini bildiğin halde nasıl sustun? " dedim.
" Ben seni yeni öğrendim tatlım. Herif beni değil seni idare etmiş, "dediğinde öfkeyle ayağa kalktım.
Masadan ayrılırken Emre'nin de kafeye girdiğini gördüm. Ona doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Beni fark ettiğinde yüzüne mahçup bir ifade yerleştirdi." Sevgilim geç kaldığım için özür dilerim annem rahatsı-" yüzüne yapıştırdığım tokatla cümlesini tamamlayamadı. Emre'nin başı yana düşerken etraftaki herkesin bakışları bize döndü.
"Annen rahatsızlandı demek. Vah vah çok üzüldüm. Geceyi de annenin yanında mı geçireceksin?" diye bağırdım. Emre öfkeyle bana baktı. Daha sonra arkama baktı ve gözlerini yumdu.
Yanıma gelen Buse durup Emre'yi izlemeye başladı. Emre gözlerini tekrar açtığında Buse diğer yanağına tokat attı." Buradan sonra gider annenin kucağında ağlarsın Emre," dedi.
İkimizde Emre'nin yanından ayrılıp dışarıya çıktık. Her ne kadar Emre'ye tokat atsamda içim soğumamıştı. 4 aydır sevgiliydik. Kim bilir kaç defa beni aldattı da benim ruhum duymadı. Sinirden gözlerim dolmaya başlayınca Buse çatık kaşlarıyla bana baktı.
"Bana bak sakın o puşt herif için ağlama. Yoksa bir tokatda sana atarım," dedi. İstemsizce güldüm. "Kendime gelmek için bir tokada ihtiyacım var sanırım," dememle Buse yanağıma çok sert olmayacak bir şekilde tokat attı.
Elimi yanağıma götürüp şaşkınlıkla Buse'ye baktım."Ne yapıyorsun Buse?" dedim.
"Bir tokada ihtiyacım var demedin mi? Hem o kadar sert vurmadım," dedi göz kırparken. "Benim artık gitmem gerekiyor kendine güzel davran sarı kafa," dedi ve arabasına binip gitti. Arkasından bakmayı bırakıp kendi arabama doğru yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLEK KOKUSU +18
Literatura Feminina"Yapma." Sesimin titremesini istemesem de kollarının kıskacında ki bedenim tıpkı sesim gibi titriyordu. Göz kapaklarımı sımsıkı birbirine bastırsam da burnundan verdiği nefesi yüzüme çarptığın da öfkelendiğini anlamıştım. Çıplak sırtımın değdiği duv...