Kurgunun en uzun bölümüne hoş geldiniz. Toplamda 8.5k. Umarım seversiniz. İyi okumalar.
2.6
•
"Küçük iblisin döktüğü ilk kan."
•
Saniyeler, sıklaşan nefesinden daha ağır ilerliyordu. Elinde tuttuğu kağıt parçasının ağırlığı büyüyordu. Oracıkta her şey üzerine bir ağırlık gibi çöküyordu. Ava, unutmak istedikçe, görmezden geldikçe başına daha büyük olaylar gelmeye başlıyordu. Bu kırmayı başaramadığı lanet bir döngü almaya başladı, doğru çözümü bulamadıkça bu durum böyle devam edecekti.
Ne yapacağını bilemez bir haldeydi, yaşadığı bu hayatını kısa süreliğine idrak edemedi. Ne yapmalıydı? Bunu Victor'a hemen söylemeliydi. Ama nasıl? Bundan ya o kişinin hemen haberi olursa, tıpkı verilen mesajda çok iyi haberi olduğu gibi. Ki daha kendi aralarında bu konu ile ilgili açık açık konuşamamışlardı. Daha kendisi nihai bir sonuca varamamıştı.
Ve kendisine bu notlarının kimin bıraktığını bilemezken, eğer Victor'a söyleyecek olursa ve işler masum kişinin veya kişilerin canını almaya kadar giderse, bunun vicdani sorumluluğu yüzünden ömür boyu huzurlu bir hayatı olmayacaktı. Tüm bu sorunlar arasında kendisine tek yakın kişi Zach'in olduğunu hissetti. Bu zamana kadar ona arka çıkan ve tavsiye veren tek kişiydi bu evde.
Kapının ardından duydukları kadarıyla onun iyiliğini istiyordu. En azından anladığı buydu. Doğru anladığını ummak istedi. Zaten yatağın üzerinde bıçağı gördükçe midesi bulanmaya başladı. Bu kimin kanıydı? O kişiye mi aitti? Bilmiyordu. Mesela onu alıp yok mu etmeliydi? Orada öylece hiç görmemiş gibi yaparak bırakmalı mıydı? Mantıksız sonuçlar birbirini takip ederek, her şeyin fotoğrafını çekti. Bunu daha sonra Victor'a gösterecekti. Bir daha onun güvenini kıramazdı. Bir dahakine bu tarz zorlayıcı ayinlerin sonucuna kalmadan öldürülürdü. Acımasızca veya işkenceler içinde.
Görselleri galeride şifrelediği bir dosyaya aktardı.
İlk defa kanlı bir bıçak görmüyordu. Ancak ilk defa bu şekilde tehdit ediliyordu. Orada durmaya tahammül edemeyerek çıktı odasından. Zach'e en başından, tüm yalınlığıyla her şeyi anlatacaktı. Sonuçta o Victor'un çocukluk arkadaşıydı. Ne yapacağını iyi bilirdi. Her ne kadar ona güvendiği kadar çekinceleri olsa da.
Heyecanla çıktığı merdivenlerden şimdi aceleyle iniyordu. Sıklaşan nefesinden ötürü midesi tekrar bulanmaya başladı. Salona indiği anda, evin hizmetlisi Joe ile karşı karşıya geldi. Kadının buz gibi soğuk duran bakışlarından irkilerek göğsü sıkıştı. Kimseye güvenemiyordu. Kadının ona ilgiyle bakmaya başlaması ile, acaba dedi, bana bu notları bırakan kişi bu kadın olabilir miydi?
Merdivendeki son basamaktayken olduğu yerde duraksadı. İkili uzun süren bir bakışmanın esiri oldu. Joe, iri dudaklarını yukarıya doğru kıvırdı. Yeni yıkadığı elini kurulamadığı için bir kaç damla su, zemin parkeye doğru damladı. Joe elini birbirine kavuşturup ovuşturduktan sonra, "Yine aceleniz var gibi görüyor bayan. Bu sefer kimi arıyorsunuz? Yardımcı olabilirim." diyerek hevesli bir şekilde Ava'ya baktı. Ava kaşlarını çattı, kadının aniden ilgi dolu çıkan sesinden ve tavrından ötürü. Açık renkteki yeşil gözlerinden rahatsız oluyordu.
Isınamamıştı bir türlü bu kadına. Bu yakışıksız duran tavrından şüphe duyarak, "Teşekkürler, aradığım şeyi kendim bulabilirim." dedi ve çenesini kasıp Zach'i bulmak için kaldığı eve en yakın yer olan kısa yok için mutfağa doğru yöneldi. Adım atmıştı ki, kadının donuk sesi gevşemişti. Yanından geçmek için hamle yapan Ava'ya seslenerek onu durdurdu olduğu yerde tekrardan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH VE TAHT +18
Ficção Adolescente*Yetişkin okurlar içindir.* Gözlerine baktığı anda, şeytanın son kanat çırpışını görmüştü. "Güzelsiniz. Çok güzelsiniz." Derken bulmuştu kendisini kız. Bu aklıyla kalbinin bir olup, içtenlikle fısıldadığı an olurken, esmerin gözlerinde duran parlak...