iyi okumalar
4.3
.
"Siyahtan elmaslar."
.
Yiss aracından indiğinde gözlerinin içinde üç tane resmedilen elle tutulur cinayet silahı vardı; nefret, öfke, hayal kırıklığı. Bu elindeki üç tehlikeli duyguyla solukları hızlanmış bir halde Kim Malikânesinin avlusunun içinde öfkeyle adım atıyor, nefretle belindeki silahını eline alıyor ve hayal kırıklığının getirdiği o hüsranla nefes almaya çalışıyordu.
Gözlerinin karası Zach ile kaldıkları evin yatak odasına kayarken, odasının ışığını açık görmekle çenesini sıktı. Son ana kadar bunun bir yalan olduğunu, kafasından uydurduğu bir senaryo olmasını dilerdi. Ama değildi.
Zach'in uyuduğunda telefonuna gelen mesaj, mesajın içinde yer alan görüntü kadar gerçekti bu. Hall'ı öldürecekti. Bu kararla gelmiş ve bu kararından önce ona sormak istediği tek bir şey vardı.
Neden? Neden onun Zach'i? Ve Zach neden onun için kendisini aldatmıştı? Ona her gün âşık olduğunu söyleyen bu adam kendisine neden bunu yapmıştı?
Onun kaçmasına izin vermeyecekti. Hoş Hall'ın hiçbir zaman böyle kompleksleri olmamıştı ve Zach'in ona görüldü attığını gördüğünde zaten bir şeylerin ters olduğunu anlatmıştı. Ona kendisini çıplak bir şekilde atıp, "Efendim, lütfen. Sizin tarafınızdan acı çekmeye ve cezalandırmaya ihtiyacım var," diye not yazarken, mutlaka küfürle dolu bir geri dönüt alırdı.
Bundan bile tatmin olurdu.
Hastanede olduğunu biliyordu ve ona moral olmasını istemişti bunu yaparken. Zach kendisine küfretse bile bundan memnun olurken, daha fazlasıyla da tatmin olmadığı anları da olmuştu elbette. Acı çekmeyi iliklerine kadar benimsemiş ve bu hastalıklı zihninden asla kurtulamamıştı. Psikopat olması; ona kendisi dışında hiçbir insanın duygusunu önemseme ve empati duymama gibi özellikler kazandırırken, yaptığı çoğu şeyde değer bulamıyor ve bunu her yapamadığında kendisine fiziksel olarak acı çektirmeyi başlıyordu. Çünkü hissedebildiği tek gerçek his onun için buydu.
Zach'in de bu şekilde ayartmıştı.
Bunu yıllardır yaparlardı. Ancak sonralarında aralarına sızan Yiss ile o sadist-mazoşist bağları tamamen uçuklamıştı. Yiss aralarında yokken birden fazla cinsel birliktelik yaşamışlardı ama bu onları bu yönden tatmin etmeyince, iş sadece bedeni zevkleri yürüten, doruklara taşıyan, acıya temel bir olanak sağlamak olmuştu. Hall bunu kabul etti. Yiss ile işlerin bu kadar ileri gideceğini düşünmeyen Zach'de öyle.
Lakin bu bağ her zaman reddetmesine rağmen, hıncını alamayarak şiddete doğru yol alıyordu ve Zach bunu kendisinden isteyen Hall'a uygulamaktan zevk alıyordu bir yere kadar. Göz yaşlarına karışan kahkahası onu çocukluğuna götürüyordu. Yaşadığını yaşattırıyordu. Bu tahmin edilemez bir duyguydu.
Ve Yiss sadece bu ailenin içinde bir kurye görevi görürken, olabildiğince kimseyi öldürmemeye dikkat eden biriydi. Oysa görevi; Victor'un şahsi şoförlüğünü yapmak, ulaşmasını istediği özel belgeleri ulaştırmak, kanlı gömleklerini değiştirmek ve Zach'i çok sevmekti. Bu yüzden tüm yaşadıklarının ona büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyordu haklı olarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH VE TAHT +18
Genç Kurgu*Yetişkin okurlar içindir.* Gözlerine baktığı anda, şeytanın son kanat çırpışını görmüştü. "Güzelsiniz. Çok güzelsiniz." Derken bulmuştu kendisini kız. Bu aklıyla kalbinin bir olup, içtenlikle fısıldadığı an olurken, esmerin gözlerinde duran parlak...