9. Uykunun, kalbe olan zaafı.

3.4K 102 3
                                    

İyi okumalar~ 🍷




"Güzel şeyler olmaz. Olduysa da, bilki sen, sana bahşedilen aptallıkla yaşamaktasın."

Katy Perry- E.T


0.9




"Uykunun, kalbe olan zaafı."








Soluksuz dirhemden ayrılan, kan kırmızısına dönen sulu dudaklarıyla Tanrısına yakaran bir günahkarın cılız soluğu, dilini kendi ağzında ters döndürecek biçimde ruhunu bedeninden aks ettiriyordu. Tüm bedeniyle kasılarak, kendisine yetinmeyen parmakları ile yordamını bulmaya çalışıyordu. Başı yerden kalkmayan bir acizdi. Ama acizliğin en kudretli olana yol almışçasına, "Lütfen," diye sayıklıyordu.

"Acıyor," diyerek merhamet dilendi.

Gözlerini açamıyordu. Utangaçlık, bu adamın cazibesine kapılan diğer ölümlüler gibi olağan bir şey iken, bakireliğin o saf altınını kuru parmaklarını kendi diliyle ıslatıp deliğinde keşfine yol alsada tek başına çözülmekte yetersizdi. Onu bozana, tamamen yok etmek isteyene adamıştı kendisini. Daha kendisi bile bunu bilmez iken.

Victor Sazawar'ın şevk duvarlarından, şevkinesinin şehvet tatlısı küçüğün kendi bedeninde yaşadığı tutsaklığa iştahla bakarken adımları ölüm çukurundan çıkan bir hayaletin, yaşama tutunmak istediği kadar hızlı, yaşayan her bir insana göre ölüme duyduğu yakınlık kadar uzak görünerek yaklaşmıştı ona.

Dizlerini kırarak, yasak elmanın ağaçta meyve verdiği en kırmızı olana gözünü dikmişçesine kutsanmışlıkla bakarken Victor, dili dudaklarının üstünü hoyratça ezerek iştahını perçinlemişti. Çehresinden tutupta, titreyen göz kapaklara bakarken, en nadide mücevherin nasılda paraladığına şahit olduğunda oynadığı kartı eline alıp kendi yüzüne yapıştırdı. Ava gördüğü yüzde, flulaşmış bir mükemmellik görüyordu. Ki şeytanı güzel yapan bu değil miydi? Aldatıcı duran kusursuzluğu.

Victor Sazawar, küçüğünün şeytanıydı. Ava Morqueen ise şeytanın en günahkar kuluydu.

Victor, küçüğünün keskin duran çehresini eliyle tutarken, Ava'nın kafası bu tutuşla boşluğa düşmüşçesine geriye doğru düştü. Dört parmağı ile çehresinden ve uzun parmakları ile boynunun bir kısmını kaplarken esmer parmaklar, baş parmağı ile kanayan dudağın üstündeki tabakayı daha fazla dağıttı.

Derin sesi, onu uyaran bu görüntü ile boğuk ve fısıltı doluydu. "Nasıl bu hale geldin?" Diye sorduğunda, Ava sadece esmerin sesi ile titredi onun elinin altında. Aklını kaybetmiş gibiydi. Yorgundu ve düşlediği sanrıları ile gerçekliğe uzak kalmışçasına, "Ben," dedi nefes nefese. "Sadece sizi düşlüyordum."

Victor gözlerini kısarak küçüğüne daha fazla sokulurken, Ava dizlerine tutunarak durmaya devam edemedi. Elleri yanlarında, parmakları ile zemine baskıladığı kuvvet ile destek almaya çalıştı. Kendine gelmeye çalıştı.

Lakin esmesin o kalın sesi, "Ne şekilde?" diye sorarken, dominant çıkıyor ve Ava'nın ahlaksız iç güdüleri onun dağılmış ağzın içindeki pütürlü dilini konuşurken pelteleştiriyordu.

"Beni öptüğünüzü," diyor ve esmerin siyaha dönmüş gözlerinde, siyah saçlarının telleri yüzünden arzulandığı kısmı an be an tahmin ederek çıkarıyordu.

ŞAH VE TAHT +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin