35. Şehvetin içindeki esaret.

1.8K 62 26
                                    


İyi geceler seks böcüşlerim.

Smutu o kadar isteksiz yazdım ki... bu bölümü mazur görün

😶

Yorum; 100

Vote; 50

İyi okumalar dilerim.




3.5

"Şehvetin içindeki esaret."




Karanlığın gölge oyunlarında, şafak oyuntusunun zamanı yakalamasına az bir ihtiras kala kadar vakit var idi. Ancak gözlerin içinde oynayan karanlık; keskin, vahşi ve şehvetliydi. Uzun zamandır kanında akan o yüce güç kadar gerçekçiydi.

Victor Sazawar, sıcak bir zemin üzerinde yürürcesine hareketlerde bulunuyorken, sakin ve tüm vücudunu sarsacak kadar hararetliydi. Susamıştı. Uzun zamandır susamıştı küçüğüne karşı ve içindeki o söndürülemez hükmeden kimliğine karşı uzun zamandır fazlasıyla sabırlı davranmıştı. Ama bu gece için tüm sabrı tükenmişti. Sabrını sınayan küçüğünden ötürü.

Kalçalarını tamamen saran düşük belli siyah deri pantolonuyla kan kırmızı rengindeki odanın içinde gezinirken, duvarlardan onun ilahisine eşlik eden mırıltılar dökülüyordu. Dudaklarının asi renginde bir ıslık sesi dönüyordu. Keyifle, doyurucu bir şekilde.

Çünkü odasının ortasına aldığı prangalar içinde küçüğünü bir av gibi tam olarak içine hapsetmişti. Kafeslerinin içinde. Vahşi hayvanını terbiye etmeyi isteyen bir eğitmen gibiydi. Eline aldığı uzun binici kayışı, yeni tasarladığı odasının içinde yer alan zindanın demirlerinde sürtünüyorken, ürpertici bir ses ortaya çıkıyordu. Demir zangırdıyordu. Kafeslediği küçüğüne bağladığı ince ve yumuşak teller, bedeninin üzerine sarılmış ve kafesin demirlerine özenlice geçirilerek tüm hassas duyularında kıvrandırıcı bir etki yaratmıştı.

Zindanın ağları, canlı hislerini önce öldürüyor ve daha sonrasında diriltiyordu.

Tıpkı bir örümceğin özenle örerek kurduğu ve sonrasında ağına yapışan ve debelendikçe ağlar tarafından sarılan bir yem gibiydi adeta küçüğü onun karşısında. Ve onun kıvranışını izleyen avcısı ise onun sükunetle debelenmesini, çaresizliğini, son can havliyle verdiği uğraşını izliyorken bundan müthiş bir keyif alıyordu. Victor onun içlerini kendisiyle paramparça edeceği zamanda da alacağı zevk kadar eşdeğer buluyordu, görüyor olduğu bu manzara için.

Göz kapakları ağır ağır inip görüşünü perdeleyen o pürüzsüzlüğe baktı uzunca. Mermer beyazı olan o süt tenindeki izlerin yok oluşu, onun ne zamandır kendi teniyle dövülmediğini gösteriyordu. O cılız duran bedenindeki o değişimleri çok net fark ediliyordu. Karnında daha önce pürüzsüzce yer alan kasların belirginleştiğini seçebiliyordu mesela. İnce belinin dinamikliğini, bacaklarında duran sıkılığını ve irileşen kalçasında daha fazla ortaya çıkmış çıkıklığını. Tüm bunları görürken dili dudaklarının üzerini sıyırdı sertçe, iştahla, o diliyle her bir karışını keşfetmek, ezmek ve yutmak istiyordu bir an önce.

Dudaklarının mahrum kaldığı o tende yeni bir iz bırakmaktı niyeti, tek farkı, tutkunun esiri haline gelen ve içini gerçek bir ateşle kavuran aşktı.

ŞAH VE TAHT +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin