Bölüm 3 - Karışıklık

30.2K 1.3K 666
                                    

Buraya bölümü okuduğunuz tarihi yazarsanız şahane olur. ♥️

Lütfen puanlamayı da unutmayın olur mu? ♥️🙏🏼

BÖLÜM 3

KARIŞIKLIK

HERA

"Yapacağız. Göreceğin, öğreneceğin çok şey var Hera. Senin yerinde olsam, bu işi asla hafife almazdım."

Lucas'ı taklit ederken yaptığım hareketler Cass ve Martin'i çok eğlendirmişe benziyordu. Bu kadar gülmelerinin başka açıklaması olamazdı. Tüm günümü onlara özet geçerken, anlaşılan onlara bir eğlence de bulmuştum. Lucas'a sinir olmamdan keyif almış gibiydiler.

"Benimle dalga mı geçiyorsunuz? Gülmeyi kesmezseniz teslimat sırasında ikinizi de kurşuna dizip bunu bir kaza gibi göstermekten çekinmeyeceğim."

Cass ağzına fermuar çeker gibi bir hareket yapıp arka koltukta arkasına yaslandı. Martin hala gülmekle gülmemek arasında gidip gelerek dikkatini yola vermeye çalışıyordu.

Gözlerimi devirdim.

"Her neyse. Teslimatı bugün olması gerekenden erken yapıyoruz. Bunun sebebini bana açıklamak ister misiniz? Malikanedeki yemeğe gidemedim ve muhtemelen annem şu an sinir krizi geçiriyordur." Durdum ve ikisine kısaca göz attım. Az önceki gülümsemelerinin yerini gergin bakışlar almıştı. "Ayrıca orada buluşmamız gerekiyordu. Neler dönüyor?"

Eşyalarımı eşeleyip her zaman taktığım siyah bandanamı elime aldım.

Martin tedirgince kıpırdandı.

"Teslimat mekânında problem yaşadık."

"Ne demek problem yaşadık?"

"Cass ayarlamaları geciktirdiği için anlaşma yaptığımız adam sorun çıkardı."

Hızla arkaya dönüp Cass'e sert bir bakış attım. Öldürücü bakışlarımdan kaçınmak ister gibi yerinde küçülmüş, tırnaklarını yiyordu.

"Dalga mı geçiyorsunuz? Ayrıca bu gecikme ne kadar süreyle gerçekleşti?"

Soruyu direkt Cass'e yöneltmek adına arka koltuğa doğru eğildim.

"Yaklaşık 2 saat. Bizden hemen sonra başka bir iş için mekân ayarlanmış. Bizim saatimizde."

Ağzım açık kalmıştı. Tam anlamıyla açık kalmıştı. Hayatımda bir gün bile böyle bir sorun yaşamamıştım. Her şeyim zamanında olurdu ve bu yüzden kusursuz ilerlerdi. Ayrıca San Francisco ara sokaklarını başka kim benim kadar sık kullanıyordu ki?

"Size inanamıyorum! Bensiz ilk günden çuvallamış olmanızdan dolayı hayal kırıklığına mı uğrasam yoksa çıldırıp ikinizin de kıçını tam şu an tekmelesem mi karar veremiyorum!"

Başımı ellerimin arasına alıp saçlarımı çekiştirdim.

"Bu kadar büyütecek bir şey yok. Cass'e yüklenme. Benim de dikkatim dağınıktı."

Martin'in Cass'i savunması hem beni hem de Cass'i şaşırtmıştı. Başımı kaldırıp yüzüne baktım. İfadesi düzdü ve sadece yola odaklanmıştı. Bu beni daha çok sinirlendirdi.

"Seninle bu konuyu sonra konuşacağız. Dios mío. Dame paciencia!" (yüce tanrım, bana sabır ver!)

Martin yerinde huzursuzca kıpırdandı ama ya korkudan ya da ters bir şey söylemek istemediğinden benden tarafa hiç bakmadı.

Teslimat bölgesine geldiğimizde bu sokağı neden tercih ettiğimi bir kez daha hatırladım. İki sokak sonrası işlek bir caddeye açılıyordu ve insanlar buradan geçmeyi çok nadir akıl ediyorlardı.

GÜMÜŞ TAHT (+18) KİTAP OLDU!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin