Hop buraya hemencik bunu okuduğunuz tarihi not edinnn. ♥️
BÖLÜM 9 – BENİMLE MİSİN?
HERA
Arabadan indiğimizde soğuk akşamın tüm esintileri vücudumu sarmaladı. Fazla üşüyen bir insan değildim ancak Lucas'ın varlığı bu durumu da etkilemiş gibi duruyordu. O smokinin içerisinde bu kadar iyi durması çok sinir bozucuydu. İçimi ısıtırken tenimi ürpertiyordu. Titrememe engel olmak için elimden geleni yaptım ancak pek işe yaramadı.
Ofisinden çıkıp buraya gelene kadar sormadığım o soruyu sormak için ona birkaç adım yaklaştım. İçeri girmeden birkaç şeyi öğrenmek istiyordum.
"Şimdi sana sorular soracağım ve bana dürüst olacaksın."
Lucas başını yana yatırıp beni inceledi. Gözlerinin mavisi neredeyse siyaha bürünmüştü ve saçının önündeki tutam rüzgârda dalgalanıyordu. Tanrı şahidim ya, inanılmaz çekici gözüküyordu.
"Seni dinliyorum."
Derin bir nefes alıp gözlerimi ondan kaçırdım ve Golden Gates'e doğru döndüm.
"Birincisi, eline ne oldu? Bunun içeride de dikkat çekeceğini biliyorsun değil mi?" dedim sargı bezini göstererek.
"Biliyorum." İç çekerek yanıma geldi. "Viski bardağı elimde parçalandı. Sanırım biraz fazla baskı uyguladım."
Uzanıp elini kaldırdım ve sargının şeklinden kesiği çıkarmak için öne doğru eğildim. Dikine bir kesikti ve çok derin olmadığına emindim. Eline dikiş atılmadığı kesindi. Ama enfeksiyon kapma riski taşıyabilirdi.
"Pansumanını kim yaptı? Tekrarlamamı ister misin?"
Soruma cevap vermeyince yüzüne baktım. Yine o ifadeye bürünmüştü. Hassas tarafını görebildiğim, ilgiye muhtaç ve kayıp ifadesine. Benim de sahip olduğum bir başka tarafa.
Elini bırakıp bir adım geri çekildim.
"Neyse. İkinci sorum, Natalie konusunu ne kadar saklamayı düşünüyordun?"
Ellerini cebine sokup o da bir adım geri gitti.
"Aslında bakarsan saklayabildiğim kadar. Gerçi senin bunu çözeceğine bir şekilde emindim."
"O zaman gelip bana söylemen daha akıllıca olurdu. Geçici de olsa birbirimize güvenmek zorundayız."
Kıkırdayarak bana doğru döndü ve ellerini omuzlarıma koydu. Temasına dik dik baktım.
"Eğer hemen söyleseydim kıskanç tarafınla karşılaşmazdım değil mi?"
"Seni kıskandığımı düşünmen çok hoş."
"Düşünmüyorum Hera, biliyorum."
Gözlerinin içine baktım. Tek kaşını kaldırıp bana meydan okudu. Bir elimi kaldırıp sakallı yüzünde dolaştırdım ve kulağına doğru yaklaştım.
"Martin konusunda senin de aynı hissettiğine eminim Luc. Keşke açık yüreklilikle bana aklındakileri sorabilmiş olsaydın."
Geri çekildim ancak saniyesinde kolumdan tutup beni tekrar onunla yüz yüze getirdi.
"Aklımdakilerin hepsini soracağım Hera. Fakat şu an daha önemli bir işimiz var. Tüm vaktimi sana ayırabileceğim bir zaman dilimine ihtiyacım var. Seni tamamen kendime ayırabileceğim..."
Sustu ve bakışları dudaklarıma indi. Dudaklarımı yalamamak için direnirken birkaç adım geri çekildim. Haklıydı. Şu an sırası değildi.
"O zaman içeriye geçelim mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜMÜŞ TAHT (+18) KİTAP OLDU!
Romance*Karanlık Romantizm (FANTASTİK DEĞİL) *Enemies to Lovers *Ortak düşmana karşı birlik olma *Güçlü kadın karakter *Ters köşeler *Yetişkin İçerik Hera ve Lucas'ın yolları kesiştiğinde ikisinin de düşündüğü tek şey aralarındaki soğuk savaştı. Biri diğer...